bet ile ilgili cümleler

I don't know, but I bet Tom does.
Ben bilmiyorum fakat sanırım Tom biliyor.

I'd bet my life on it.
Ben hayatımı bahis ediyorum.

I bet you don't remember me.
Beni hatırlamadığına bahse girerim.

I bet you can't catch me.
Beni yakalayamayacağına eminim.

He bet me twenty dollars that I wouldn't do it.
Benimle onu yapamayacağıma yirmi dolara bahse girdi.

I never bet on baseball.
Beyzbolda asla bahse girmedim.

I bet you've never climbed a tree.
Bir ağaca tırmanmadığına bahse girerim.

I bet Tom took this photo.
Bu fotoğrafı Tom'un çektiğine eminim.

I wouldn't bet on that.
Bu konuda bahse girmezdim.

I bet we'll have a test today.
Bugün test olacağımıza bahse girerim.

I bet you know this.
Bunu bildiğine eminim.

I bet you can't do this.
Bunu yapamayacağından eminim.

I bet this will work.
Bunun çalışacağına eminim.

I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.

You bet I was surprised.
Elbette şaşırdım.

I bet you didn't know that.
Eminim bunu bilmiyordun.

I bet all will turn out well.
Eminim her şey yoluna girecek.

I bet you know French.
Fransızca bildiğine eminim.

I bet we'll see Tom before the end of the week.
Haftanın sonundan önce Tom'u göreceğimize bahse girerim.

I bet you're right.
Haklı olduğuna eminim.

I bet you're wondering how this works.
Her iddiasına varım ki bunun nasıl çalıştığını merak ediyorsun.

I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.

I bet Tom would be glad if Mary didn't come tonight.
Mary bu gece gelmezse, Tom'un memnun olacağına bahse girerim.

I bet Tom knows where Mary is.
Mary'nin nerede olduğunu Tom'un bildiğinden eminim.

I bet ten dollars on that horse.
O at üzerine on dolar iddiaya giriyorum.

He bet two pounds on the horse.
O atın üzerine iki paund bahse girdi.

She made a bet with him.
O onunla bir bahse girdi.

He made a bet with her.
o, onunla bahis tutuştu.

Don't bet on it.
Ona bahse girme.

Don't bet on that.
Ona bahse girme.

I bet they didn't even ask Tom to help.
Onların bile Tom'dan yardım etmesini istemediğine eminim.

I bet they said a lot of things about Tom.
Onların Tom hakkında çok şey söylediğine eminim.

I bet I can do it.
Onu yapabileceğimden eminim.

I bet he doesn't make it.
Onu yapmayacağına bahse girerim.

I bet he will get mad.
Onun çıldıracağına bahse girerim.

I wouldn't bet on it.
Onun üzerine bahis oynamazdım.

I bet that hurt.
Onun acıttığına eminim.

I'll bet my bottom dollar he'll succeed.
Onun başaracağından eminim.

I'll bet you that you're wrong about that.
Onun hakkında yanıldığına bahse girerim.

I bet my bottom dollar he is innocent.
Onun masum olduğuna son dolarıma bahse girerim.

I made a bet that she would win the game.
Onun oyunu kazanacağına bahse girdim.

I bet it was Tom.
Onun Tom olduğuna eminim.

I'll bet anybody on that.
Onunla ilgili herkesle bahse girerim.

You bet I'm angry.
Tabii ki kızgınım.

I bet I can guess.
Tahmin edebileceğimden eminim.

Tom bet me thirty dollars that I wouldn't eat this.
Tom bunu yiyemeyeceğime dair benimle otuz dolara iddiaya girdi.

I bet it won't be long before Tom gets here.
Tom buraya gelmeden önce fazla vakit geçmeyeceğine eminim.

Tom bet $300 on the fight.
Tom döğüşte 300 dolarlık bahse girdi.

Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling.
Tom Mary ile onu kol güreşinde yenebileceğine dair iddiaya girdi.

Tom bet $300 on the game.
Tom oyunda 300 dolarlık bahse girdi.

Tom bet $300 on the race.
Tom yarışta 300 dolarlık bahse girdi.

Tom bet me fifty dollars that he could eat more hot dogs than I could.
Tom, benim yiyebileceğimden daha çok sosisli sandviç yiyebileceğine benimle elli dolara bahse girdi.

I bet I can do better than Tom.
Tom'dan daha iyi yapabileceğime eminim.

I bet Tom doesn't even know Mary.
Tom'un bile Mary'yi tanımadığına eminim.

I bet Tom doesn't sleep a wink tonight.
Tom'un bu gece gözünü kırpmayacağından eminim.

I bet Tom liked his birthday present.
Tom'un doğum günü hediyesini sevdiğinden eminim.

I bet Tom never uses his old camera again.
Tom'un eski kamerasını tekrar kullanmayacağından eminim.

I bet Tom can't tell the difference.
Tom'un farkı söyleyemeyeceğinden eminim.

I bet Tom can speak French.
Tom'un Fransızca konuşabildiğine eminim.

I bet Tom still hasn't stopped laughing.
Tom'un gülmeyi hâlâ durdurmadığından eminim.

I'd be willing to bet Tom will be late.
Tom'un geç kalacağına bahse girmeye istekli olacağım.

I bet Tom doesn't have any plans.
Tom'un hiç planı olmadığına eminim.

I bet Tom would be a good teacher.
Tom'un iyi bir öğretmen olacağına eminim.

I bet Tom knows how to swim.
Tom'un nasıl yüzeceğini bildiğine eminim.

I bet you're wondering why Tom left so early.
Tom'un neden bu kadar erken gittiğini merak ettiğine bahse girerim.

I bet it's not the first time Tom has done that.
Tom'un onu ilk defa yapmadığından eminim.

I bet Tom forgot.
Tom'un unuttuğundan eminim.

The best bet on a rainy day is to remain indoors.
Yağmurlu bir günde en iyisi evde kalmaktır.

I bet it will rain tomorrow.
Yarın yağmur yağacağına bahse girerim.

I wouldn't bet on that horse if I were you.
Yerinde olsam o ata bahis oynamam.

"Are you angry at me?" "You bet I am!"

"Dima..." Al-Sayib sighed. "How much is this phone call costing you? I bet you it's more than 99 kopeks, noob..."

"What if I miss the deadline?" "I bet he will get mad at you!"

Abrams bet Browne a cigarette that it rained.

Are you going to bet or check?

Can you bet your butt that it's true?

Continuing volatility is a safe bet in today's market.

Do you want to bet on that?

Gambling site lets users bet on which species will go extinct because of the oil spill in the Gulf of Mexico.

How much did you bet Tom?

I bet all the boys want your phone number.

I bet he arrives late - he always does.

I bet he is our principal.

I bet he isn't telling the truth.

I bet I can prove it.

I bet I can quit smoking from now on.

I bet I finish first.

I bet I know what you want.

I bet I know what's coming.