People are playing near the beach.
İnsanlar sahilin yanında oynuyorlar.
The children are building sand castles on the beach.
Çocuklar sahilde kumdan kaleler inşa ediyorlar.
Children love playing on the beach.
Çocuklar sahilde oynamayı seviyorlar.
After dinner, I walk on the beach.
Akşam yemeğinden sonra, sahilde yürürüm.
I was hoping I could go back to the beach next weekend.
Önümüzdeki hafta sonu plaja tekrar gidebileceğimi umuyordum.
He likes to go to the beach now and then.
Ara sıra plaja gitmeyi sever.
I always have a couple of beach towels in my car.
Arabamda her zaman bir çift plaj havlum var.
What's in the beach bag that's in the trunk of your car?
Arabanızın bagajındaki plaj çantasında ne var?
They spent the whole day at the beach.
Bütün günü sahilde geçirdiler.
I spent the entire day on the beach.
Bütün günü sahilde geçirdim.
Were you at the beach all summer?
Bütün yaz kumsalda mıydın?
Some families spend their vacation near the beach.
Bazı aileler tatillerini deniz kenarında geçiriyorlar.
Maybe this weekend we could go to the beach together.
Belki bu hafta sonu birlikte plaja gidebiliriz.
I used to come to this beach when I was a boy.
Ben bir çocukken bu plaja gelirdim.
When I was a kid, I often went to the beach to go swimming.
Ben bir çocukken yüzmek için sık sık plaja gittim.
I like the beach.
Ben plajı seviyorum.
I'm at the beach.
Ben plajdayım.
I'm at the beach on holiday.
Ben tatilde sahildeyim.
I don't have a beach house.
Benim bir deniz evim yok.
The pretty girl in the bikini was an eye-opener on the beach.
Bikinili güzel kız sahilde bir göz açıcı idi.
Thousands of people went to the beach to see the dolphin.
Binlerce insan yunusu görmek için plaja gitti.
Several children are playing on the sandy beach.
Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.
Several children are playing on the beach.
Birkaç çocuk sahilde oynuyor.
We went to the beach together.
Birlikte plaja gittik.
We'll have a barbecue at the beach.
Biz plajda barbekü yapacağız.
We played on the beach.
Biz sahilde oynadık.
We went swimming at the beach.
Biz sahilde yüzmeye gittik.
Bob often jogs on that beach.
Bob sık sık o sahilde ağır ağır koşar.
Are you going back to the beach this afternoon?
Bu öğleden sonra sahile dönüyor musunuz?
Would you like to come to my beach party this evening?
Bu akşam plaj partime gelmek ister misin?
There is no beach in this area.
Bu bölgede plaj bulunmaz.
This is a public beach.
Bu bir halk plajıdır.
There's a beach party tonight.
Bu gece bir plaj partisi var.
Does this bus go to the beach?
Bu otobüs plaja gider mi?
This beach is a popular tourist spot.
Bu plaj popüler bir turistik noktadır.
This beach is a paradise for surfers.
Bu plaj sörfçüler için bir cennet.
You aren't allowed to swim at this beach.
Bu plajda yüzmene izin verilmez.
I found this bottle when I was walking on the beach this morning.
Bu sabah plajda yürürken bu şişeyi buldum.
This beach has a strong and dangerous riptide.
Bu sahil güçlü ve tehlikeli bir gelgite sahiptir.
The rocks on this beach remind me of those summer days when Laura and I played in the sand until nightfall.
Bu sahildeki taşlar bana Laura ve benim gece karanlığına kadar kumda oynadığımız o yaz günlerini hatırlatıyor.
This is a snapshot of my wife on the beach.
Bu, karımın plajda bir şipşak resmidir.
I was planning on going to the beach today, but then it started to rain.
Bugün plaja gitmeyi planlıyordum fakat sonra yağmur yağmaya başladı.
How long does it take to get to the beach from here?
Buradan plaja gitmek ne kadar sürer?
Is there a public beach around here?
Buralarda bir halk plajı var mı?
We had a good time at the beach yesterday.
Dün sahilde eğlendik.
Have you ever gone to the beach with Tom?
Daha önce hiç Tom'la plaja gittin mi?
I live near the sea so I often get to go to the beach.
Denize yakın yaşıyorum. Bu yüzden sık sık plaja giderim.
Let's go straight to the beach.
Doğruca plaja gidelim.
Our house faces the beach.
Evimiz sahile bakar.
We took a walk on the beach just before sunset.
Güneş batmadan önce sahilde bir yürüyüş yaptık.
They spent the night on the beach.
Geceyi sahilde geçirdiler.
I walked along the beach when the tide ebbed.
Gelgit çekildiği zaman plaj boyunca yürüdüm.
We usually go to the beach.
Genellikle plâja gideriz.
The group is running on the beach.
Grup sahilde koşuyor.
Which beach do you like to go to?
Hangi plaja gitmek istersin?
Let's go to the beach.
Haydi plaja gidelim.
There is a really good restaurant just off the beach that I think you'd enjoy.
Hemen sahilin oralarda hoşuna gideceğini düşündüğüm gerçekten güzel bir restoran var.
Justin Bieber was arrested in Miami Beach today.
Justin Bieber bugün Miami Beach'te tutuklandı.
The girls are playing beach volleyball.
Kızlar plaj voleybolu oynuyorlar.
Tom can't go to the beach this weekend with you because he has a bad cold.
Kötü üşüttüğünden dolayı, Tom bu hafta sonu seninle plaja gelemez.
I just lay on the beach and watched people swim.
Kumsalda öylece uzanıp yüzenleri seyrettim.
We built a fire on the beach.
Kumsalda ateş yaktık.
Please tell me how to get to the beach.
Lütfen bana sahile nasıl gideceğimi söyleyin.
If Mary knew how to swim, she would go to the beach more often.
Mary nasıl yüzeceğini bilse, o plaj daha sık gider.
She met him on the beach.
O onunla plajda tanıştı.
He went to the beach, and looked far across the sea toward the horizon.
O plaja gitti, ve denizin üzerinden ufka doğru baktı.
I hear a lot of girls wear bikinis at that beach.
O sahilde çok sayıda kızın bikini giydiğini duyuyorum.
He suggested to me that we go to the beach.
O, bana plaja gitmemizi önerdi.
He plays beach volleyball.
O, plaj voleybolu oynuyor.
They spent the entire day on the beach.
Onlar bütün günü sahilde geçirdiler.
They went to the beach.
Onlar plaja gittiler.
They strolled along the beach.
Onlar sahil boyunca gezdiler.
They relaxed on the beach.
Onlar sahilde dinlendiler.
They camped on the beach.
Onlar sahilde kamp yaptılar.
They live near the beach.
Onlar sahile yakın yaşarlar.
They're cleaning the beach.
Onlar sahili temizliyorlar.
We went to the beach.
Pilaja gittik.
I'll go to the beach.
Plâja gideceğim.
The beach isn't far from here.
Plaj buradan uzakta değil.
Which way is the beach?
Plaj hangi yol?
It was a perfect day for the beach.
Plaj için mükemmel bir gündü.
The beach is swarming with people.
Plaj insanlarla dolu.
The beach was crowded.
Plaj kalabalıktı.
How was the beach?
Plaj nasıldı?
I love beach parties.
Plaj partilerini seviyorum.
When was the last time you went to the beach?
Plaja en son ne zaman gittin?
We're heading for the beach. Would you like to come with us?
Plaja gidiyoruz. Bizimle gelmek ister misin?
How long does it take to get to the beach?
Plaja gitmek ne kadar sürer?
I heard you enjoy going to the beach.
Plaja gitmekten zevk aldığını duydum.
I love going to the beach.
Plaja gitmeyi seviyorum.
We went to the beach and swam all day.
Plaja gittik ve bütün gün yüzdük.
Who did you go to the beach with?
Plaja kiminle gittin?
How often do you go to the beach?
Plaja ne sıklıkla gidersin?
