He retired from the army 20 years ago.
20 yıl önce ordudan emekli oldu.
Many citizens enlisted in the army.
Birçok vatandaş orduya yazıldı.
The Union army shelled the city.
Birlik ordusu şehri bombaladı.
Japan's army took control of the government in Tokyo in late 1931.
Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi.
Japan's army was very powerful.
Japonya'nın ordusu çok güçlüydü.
Public pressure forced the army to act.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
The town was defended by a large army.
Kent, büyük bir ordu tarafından savunuldu.
Who was going to organize these men into an army?
Kim bu insanlardan bir ordu organize edecekti?
The Confederate army retreated.
Konfederasyon ordusu geri çekildi.
Lee's army fought off each attack.
Lee'nin ordusu her saldırıyı püskürttü.
Macbeth raised an army to attack his enemy.
Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
Without supplies, his army could not fight very long.
Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı.
The Mexican army threatened action.
Meksika ordusu eylem tehdidinde bulundu.
He returned to the army camp.
O ordu kampına döndü.
He was drafted into the army.
O orduya alındı.
He entered the army.
O orduya girdi.
Germany then had a powerful army.
O zaman Almanya'nın güçlü bir ordusu vardı.
He is an army officer.
O, bir subaydır.
He resigned and joined the army.
O, istifa etti ve orduya katıldı.
If he could pass for eighteen years old, he'd join the army.
O, on sekiz yaşında kabul edilebilse, orduya katılır.
Was he in the army?
O, orduda mıydı.
He joined the Army during the war.
O, savaş sırasında orduya katıldı.
They organized a state army.
Onlar bir devlet ordusu kurdu.
They refused to join the army.
Onlar orduya katılmayı reddetti.
His army was west of the Mississippi River.
Onun ordusu, Mississippi Nehri'nin batısındaydı.
The army surrendered its arsenal to the enemy.
Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı.
The army advanced on the enemy.
Ordu düşmanın üzerine ilerledi.
The army had to retreat.
Ordu geri çekilmek zorunda kaldı.
The army took over the government.
Ordu hükümeti devraldı.
The army quelled the rebellion.
Ordu isyanı bastırdı.
The army faced little opposition.
Ordu küçük muhalefetle karşı karşıya geldi.
The army abandoned the town to the enemy.
Ordu kasabayı düşmana bıraktı.
The army made inroads into the neighboring country.
Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
The army slowly advanced across the river.
Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.
The army has advanced to the river.
Ordu nehre doğru ilerledi.
The army forced him to resign.
Ordu onu istifa etmeye zorladı.
The army is in the north to protect the border.
Ordu sınırı korumak için kuzeydedir.
The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
The army advanced up the hill.
Ordu tepeye kadar ilerledi.
The army was advancing in the wrong direction.
Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
The army sent soldiers to remove the miners.
Ordu, madencileri uzaklaştırmak için asker gönderdi.
I'm in the army.
Ordudayım.
Our army broke through the enemy defenses.
Ordumuz düşman savunmasını yardı geçti.
Our army attacked the enemy during the night.
Ordumuz gece boyunca düşmana saldırdı.
Our army took the kingdom by surprise.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
The army had plenty of weapons.
Ordunun çok silahı vardı.
The army had no men near Harpers Ferry.
Ordunun Harpers Ferry yakınında hiç adamı yoktu.
I went into the army.
Orduya girdim.
She joined the army.
Orduya katıldı.
I miss the army.
Orduyu özlüyorum.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.
Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
Sam joined the army when he was eighteen.
Sam on sekiz yaşındayken orduya katıldı.
Santa Ana's army was destroyed.
Santa Ana'nın ordusu yok edildi.
I had been in the army for a month when the war ended.
Savaş bittiğinde bir aydır ordudaydım.
During the war, he served in the army.
Savaş sırasında, orduda görev yaptı.
He had heard that war had started, but it didn't sink in for a long time until his father was drafted into the army.
Savaşın başladığını duymuştu fakat savaş babası askere alınıncaya kadar anlaşılmadı.
The Texans began to organize their own army.
Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.
Tom enlisted in the army when he was 18 year old.
Tom 18 yaşındayken orduya yazıldı.
Tom decided to enlist in the army.
Tom askere yazılmaya karar verdi.
Tom abandoned his wife and joined the army.
Tom eşini terk etti ve orduya katıldı.
Tom tried to prevent Mary from joining the army.
Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı.
Tom is in the army.
Tom orduda.
Tom was in the army.
Tom ordudaydı.
Tom joined the army.
Tom orduya katıldı.
Tom has been urging me to join the army.
Tom orduya katılmam için ısrar ediyor.
Tom enlisted in the Army.
Tom orduya yazıldı.
When the trumpets sounded, the army shouted, and at the sound of the trumpet, when the men gave a loud shout, the wall collapsed; so everyone charged straight in, and they took the city. They devoted the city to the LORD and destroyed with the sword every living thing in itâmen and women, young and old, cattle, sheep and donkeys.
Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.
Washington's army has captured Trenton.
Washington'un ordusu Trenton'u ele geçirdi.
The defeated army retreated from the country.
Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
"Your army is impotent against mine!!" he laughed.
A great number of citizens went into the army.
A language is a dialect with an army and a navy.
A language is a dialect with an army and navy.
A strong army protected the city.
A Union army doctor watched the battle from a distance.
America has the worldâ??s largest economy, and its army is the most powerful.
An army is a group of soldiers.
An army is a nation within a nation; it is one of the vices of our age.
An army marches on its stomach.
An army of robot probes explored the Solar System at enormous cost.
An army travels on its stomach.
An army was divided into the vanguard, the rearguard and the main body.
Assemble all of the leaders of my army.
Before I joined the army, I was a doctor.
Did you meet Marika before or after you went to the army?
Did you think about your wife when you were in the army?
Did you write to your wife when you were in the army?
Does he want to go back to the army?
Doesn't that name seem ironic to you: "Holy Army"?
Entire cities have fallen at the hands of the enemy army.
General Lee and the Confederate Army lost the great battle.
