The man did not so much as apologize for stepping on my foot.
Adam ayağıma bastığı için özür bile dilemedi.
I'm here to apologize.
Özür dilemek için buradayım.
I'd like to apologize.
Özür dilemek istiyorum.
You should apologize.
Özür dilemelisin.
I must apologize.
Özür dilemeliyim.
There is no reason for me to apologize.
Özür dilemem için bir neden yok.
There's no reason for you to apologize.
Özür dilemen için hiçbir neden yok.
I'm trying to apologize.
Özür dilemeye çalışıyorum.
I came to apologize.
Özür dilemeye geldim.
There's no need to apologize.
Özür dilemeye gerek yok.
No need to apologize; I understand.
Özür dilemeye gerek yok; Anlıyorum.
I'm willing to apologize.
Özür dilemeye istekliyim.
I tried to apologize, but the words stuck in my throat.
Özür dilemeyi denedim ama sözler boğazıma takıldı.
We apologize.
Özür dileriz.
I'll apologize.
Özür dileyeceğim.
There's nothing to apologize for.
Özür dileyecek bir şey yok.
You have nothing to apologize for.
Özür dileyecek bir şeyin yok.
I do apologize.
Özür diliyorum.
I apologize for coming by at such a late hour.
Böylesine geç bir saatte geldiğim için özür dilerim.
Maybe you should apologize for all of the stupid things you did.
Belki sen yaptığın aptalca şeylerin hepsi için özür dilemelisin.
I didn't apologize.
Ben özür dilemedim.
I think that you ought to apologize to her.
Ben ondan özür dilemen gerektiğini düşünüyorum.
I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
I apologize for this.
Bunun için özür dilerim.
You should apologize to her for that.
Bunun için ondan özür dilemelisin.
I didn't come here to apologize.
Buraya özür dilemek için gelmedim.
I came to apologize for what happened yesterday.
Dün olanlar için özür dilemeye geldim.
I'll apologize later.
Daha sonra özür dileyeceğim.
I apologize if I hurt your feelings.
Duygularını incittiysem, özür dilerim.
Tom will probably forgive you if you apologize.
Eğer özür dilerseniz Tom muhtemelen sizi affedecektir.
I apologize for the late reply.
Geç cevap için özür dilerim.
You should apologize to him for coming late.
Geç geldiğin için ondan özür dilemelisin.
You must apologize to her for coming late.
Geç geldiğin için ondan özür dilemelisin.
I want to apologize for the other day.
Geçen gün için özür dilemek istiyorum.
I must apologize for the delay.
Gecikme için özür dilemeliyim.
I truly apologize.
Gerçekten özür diliyorum.
Do you really expect Tom to apologize?
Gerçekten Tom'un özür dilemesini bekliyor musun?
You need to go back and apologize to Tom.
Geri gitmelisin ve Tom'dan özür dilemelisin.
Go and apologize to Tom.
Git ve Tom'dan özür dile.
We apologize for the mistake and promise that it won't happen again.
Hata için özür diliyor ve bunu tekrar olmayacağına söz veriyoruz.
We sincerely apologize for our error.
Hatamız için içtenlikle özür dileriz.
I apologize for not replying right away.
Hemen cevap vermediğim için özür dilerim.
You should always apologize in person.
Her zaman bizzat özür dilemelisin.
How many times do I have to apologize?
Kaç kez özür dilemem gerekiyor?
You should apologize for your rudeness.
Kabalığın için özür dilemelisin.
Mary is too stubborn to apologize.
Mary özür dilemeyecek kadar çok inatçı.
I don't see any reason why I have to apologize.
Neden özür dilemek zorunda olduğuma dair herhangi bir neden görmüyorum.
Why should I apologize to you?
Niçin size özür dilemeliyim?
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
You should apologize to her.
Ona özür dilemelisin.
You should apologize to her for being rude.
Ona kaba davrandığın için özür dilemelisin.
You must apologize to her, and do it at once.
Ondan özür dilemelisin, ve bunu derhal yapmalısın.
You must apologize to her, and that at once.
Ondan özür dilemelisin. ve derhal.
You will have to apologize when you see him.
Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.
Tom should apologize to Mary for being so rude to her mother.
Onun annesine karşı çok kaba olduğu için, Tom Mary'den özür dilemeli.
I apologize in advance for his behaviour.
Onun davranışları için şimdiden özür dilerim.
I apologize for that.
Onun için özür dilerim.
The politician did not bother to apologize for betraying our trust.
Politikacı güvenimizi kötüye kullandığı için özür dileme zahmetinde bulunmadı.
I don't have to apologize for what I said.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
I apologize for what I said.
Söylediğim için özür dilerim.
You must apologize for what you said.
Söylediğin için özür dilemelisin.
I think it's time for me to apologize to her.
Sanırım ona özür dilememin zamanıdır.
I think you should apologize to Tom.
Sanırım Tom'a özür dilemelisin.
I apologize if I offended you.
Seni kırdıysam özür dilerim.
I apologize for not writing to you before.
Size daha önce yazmadığım için özür dilerim.
I apologize again.
Tekrar özür dilerim.
Tom came to apologize.
Tom özür dilemeye geldi.
Tom is going to apologize.
Tom özür dileyecek.
Tom will apologize.
Tom özür dileyecek.
Tom didn't even apologize.
Tom bile özür dilemedi.
Tom attempted to apologize in French.
Tom Fransızca özür dilemeye çalıştı.
I apologize for Tom.
Tom için özür dilerim.
Tom wants Mary to apologize.
Tom Mary'nin özür dilemesini istiyor.
Tom thinks Mary should apologize to John.
Tom Mary'nin John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
Tom doesn't have to apologize to Mary.
Tom Mary'ye özür dilemek zorunda değil.
Tom should apologize to Mary.
Tom Mary'ye özür dilemeli.
Tom thinks Mary should apologize to John for not doing what she said she'd do.
Tom, Mary'nin yapacağını söylediğini yapmadığı için John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
Tom called Mary to apologize to her, but she hung up on him.
Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.
Apologize to Tom.
Tom'a özür dile.
You should apologize to Tom.
Tom'a özür dilemelisin.
I wanted to apologize to Tom.
Tom'dan özür dilemek istedim.
I have to apologize to Tom.
Tom'dan özür dilemek zorundayım.
I'll apologize to Tom.
Tom'dan özür dileyeceğim.
Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.
Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
Tom doesn't need to apologize. He did nothing wrong.
Tom'un özür dilemesi gerekmez. O yanlış bir şey yapmadı.
I apologize for Tom's behavior.
Tom'un davranışı için özür dilerim.
I apologize for what Tom has done.
Tom'un yaptığı için özür dilerim.
I apologize for the delay in sending the agenda.
Toplantı gündemini göndermedeki gecikme için özür dilerim.
I must apologize to you for breaking the vase.
Vazoyu kırdığım için senden özür dilemeliyim.
You have to apologize at once when you have done wrong.
Yanlış yaptığınızda hemen özür dilemek zorundasınız.
I can't apologize enough.
Yeterince özür dileyemiyorum.
Tom should apologize to Mary for not arriving on time.
Zamanında gelmediği için Tom Mary'ye özür dilemelidir.
"I'm sorry I hurt you." "Don't apologize. You didn't do anything wrong, Tom."