"If you're not happy with your purchase, you can return it at any time." "Could I get that in writing?"
"Alışverişinizden mutlu değilseniz, istediğiniz zaman iade edebilirsiniz." "Bu sözü yazılı olarak alabilir miyim?"
Trade friction might arise between the two nations at any moment.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
The medicine didn't do me any good.
İlacın bana hiç faydası olmadı.
Cows are more useful than any other animal in this country.
İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.
Human's stupidity doesn't know any limits.
İnsanın aptallığı hiçbir sınır tanımaz.
People say that I dream every night, but if I do, I can't ever remember any of my dreams.
İnsanlar her gece rüya gördüğümü söylüyor ama eğer görüyorsam, rüyalarımdan birini bile hatırlayamıyorum.
I don't supply my real name to any site on the Internet.
İnternet'te hiçbir siteye gerçek adımı vermem.
Choose any flowers you like.
İstediğin çiçekleri seç.
Choose any dress you like.
İstediğin herhangi bir elbiseyi seç.
Come on any day you like.
İstediğin herhangi bir günde gel.
You may invite any person you like.
İstediğin herhangi bir kişiyi davet edebilirsin.
Choose any one book you like.
İstediğin herhangi bir kitabı seç.
You can pick out any book you like.
İstediğin kitabı seçebilirsin.
You can have any picture that you want.
İstediğin resmi alabilirsin.
Come and see me any time you like.
İstediğin zaman beni görmeye gel.
You can consult with me any time.
İstediğin zaman benimle görüşebilirsin.
You can use this computer any time.
İstediğin zaman bu bilgisayarı kullanabilirsin.
You may use my typewriter at any time.
İstediğin zaman daktilomu kullanabilirsin.
You may use my pen at any time.
İstediğin zaman dolma kalemimi kullanabilirsin.
Drop in at my house any time you want.
İstediğin zaman evime uğra.
Come at any time you like.
İstediğin zaman gel.
You are free to leave any time you wish.
İstediğin zaman gitmekte serbestsin.
You may use it any time.
İstediğin zaman onu kullanabilirsin.
Drop by my office any time.
İstediğiniz bir zamanda ofisime uğrayın.
You may write in any language you want. In Tatoeba, all languages are equal.
İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.
You can invite any person you like.
İstediğiniz herhangi bir kişiyi davet edebilirsiniz.
You may take any picture you like.
İstediğiniz herhangi bir resmi alabilirsiniz.
You may ask any questions you want.
İstediğiniz soruları sorabilirsiniz.
Please help yourself to any food you like.
İstediğiniz yemeğe buyrun lütfen.
Have you found any good solution?
İyi bir çözüm buldun mu?
A good newspaper reporter takes advantage of what he learns from any source, even the "little bird told him so" type of source.
İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.
I asked around, but nobody seemed to have any idea how to fix the problem.
Çevreye sordum fakat sorunu nasıl halledeceğimize dair hiç kimsenin fikri yok gibi görünüyordu.
I asked around and there don't seem to be any stores around here that sell that.
Çevreye sordum ve buralarda onu satan dükkanlar yok gibi görünüyor.
Boys, don't make any noise.
Çocuklar, hiç gürültü yapmayın?
I don't want any of my children to be lawyers.
Çocuklarımdan herhangi birinin avukat olmasını istemiyorum.
Do you have any good books for children to read?
Çocukların okuması için hiç iyi kitaplarınız var mı?
You shouldn't make any noise when you eat soup.
Çorba içerken gürültü yapmamalısın.
When you drink soup, don't make any hissing sound.
Çorba içtiğin zaman hüpletme.
I didn't know any of the songs.
Şarkılardan hiç birini bilmiyordum.
Are there any apples on the tree?
Ağaçta hiç elma var mı?
The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.
Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır.
The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
Aşktan dolayı katlandığın acı herhangi bir zevkten çok daha tatlıdır.
I don't lend my books to any of the students.
Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.
The teacher didn't give us any homework.
Öğretmen bize bir ev ödevi vermedi.
Does it not happen to any teachers?
Öğretmenlere hiç olmaz mı?
I cannot bear the pain any more.
Acıya daha fazla katlanamam.
Do you by any chance have some aspirin?
Acaba biraz aspirininiz var mı?
Don't pay any attention to the boss.
Şefe aldırma.
Excuse me, but do you need any help?
Affedersiniz ama yardıma ihtiyacınız var mı?
Is there any salad oil in the bottle?
Şişede hiç salata yağı var mı?
Do you have any plans right now?
Şimdi herhangi bir planın var mı?
Eat all you can and drink all you can now because there won't be any food for the next 3 days!
Şimdi yiyebileceğin her şeyi ye ve içebileceğin her şeyi iç çünkü önümüzdeki 3 gün hiç yemek olmayacak!
I don't like any of the babysitters we've interviewed so far.
Şimdiye kadar görüştüğümüz bakıcılardan hiç birini sevmiyorum.
So far, nobody's laughed at any of Tom's jokes.
Şimdiye kadar hiç kimse Tom'un şakalarından hiç birine gülmedi.
Don't make any dinner plans.
Akşam yemeği için plan yapma.
Have you given any thought to having dinner with me?
Akşam yemeğini benimle yemeyi düşündün mü?
Do you have any cough medicine?
Öksürük ilacın var mı?
He will accept any money he can get.
Alabildiği herhangi bir parayı kabul edecek.
Alcohol doesn't solve any problems.
Alkol hiçbir sorunu çözmez.
Do you have any non-alcoholic drinks?
Alkolsüz içkin var mı?
I didn't see any bear in Germany.
Almanya'da hiç ayı görmedim.
Are there any beaches in Germany?
Almanya'da hiç plaj var mı?
Gold is more precious than any other metal.
Altın diğer bütün metallerden daha değerlidir.
Do you have any special reason why you want to go to America?
Amerika'ya gitmek için özel bir nedenin var mı?
Don't jump to any conclusions.
Anlamadan hüküm verme.
My mother will be expecting me at any moment.
Annem beni her an bekliyor olacak.
Mom was innocent enough to ask him: "Would you like any more beer?"
Annem yeteri kadar masum bir halde "Biraz daha bira ister misin?" diye sordu.
Ann doesn't have any sisters.
Ann'in hiç kız kardeşi yok.
I don't have any cash on me.
Üzerimde hiç nakit para yok.
I don't have any money on hand.
Üzerimde hiç para yok.
I'm sorry we can't stay any longer.
Üzgünüm artık kalamayız.
I'm sorry, but I don't have any small change.
Üzgünüm fakat hiç bozuk param yok.
I don't want to hear any more of your stupid jokes.
Aptal esprilerini bir daha duymak istemiyorum.
I don't want to hear any more of your stupid jokes.
Aptalca şakalarını artık duymak istemiyorum.
Are there any pens in the car?
Arabada hiç kalem var mıdır?
Is there any room to spare in your car?
Arabanızda ayıracak yer var mı?
Your friend can come any moment.
Arkadaşın her an gelebilir.
My friends will be here at any moment.
Arkadaşlarım neredeyse burada olacak.
I didn't meet any of my friends.
Arkadaşlarımdan herhangi biriyle karşılaşmadım.
Have any of your friends ever been arrested?
Arkadaşlarından herhangi biri tutuklandı mı?
They were too tired to work any more.
Artık çalışamayacak kadar çok yorgundular.
He found it impossible to work any longer.
Artık çalışmayı imkansız buldu.
I don't want to hear any more of your complaining.
Artık şikayet ettiğini duymak istemiyorum.
We don't want to wait any longer.
Artık beklemek istemiyoruz.
You shouldn't wait any longer.
Artık beklemene gerek yok.
I can't wait any longer.
Artık bekleyemem.
You can't kick me around any more.
Artık beni dövemezsin.
I can't drink the beer any more.
Artık bira içemem.
There's no need for you to stay here any longer.
Artık burada kalmana gerek yok.
We had better not remain here any longer.
Artık burada kalmasak iyi olur.
I don't have to wear glasses any more.
Artık gözlük takmak zorunda değilim.
I can't put up with the noise any longer.
Artık gürültüye katlanamam.
It doesn't make any difference anymore.
Artık hiç fark etmez.