another ile ilgili cümleler

I have another friend in China.
Çin'de başka bir arkadaşım var.

The boy reached out for another piece of cake.
Çocuk bir parça daha kek için uzandı.

When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

The students asked questions one after another.
Öğrenciler birbiri ardına sorular sordu.

Learning is one thing, and common sense another.
Öğrenmek bir şey sağduyu başka bir şeydir.

Knowing is one thing, teaching quite another.
Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.

Another fierce battle was ready to begin.
Şiddetli bir savaş daha başlamaya hazırdı.

Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.
Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.

Death is one of two things. Either it is annihilation, and the dead have no consciousness of anything; or, as we are told, it is really a change: a migration of the soul from this place to another.
Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.

Alan Tate and I looked at one another for a while.
Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.

He broke six windows one after another.
Altı pencereyi birbiri ardına kırdı.

But I had another advantage in it.
Ama ondan başka bir çıkarım vardı.

For one thing he is lazy, for another he drinks.
Öncelikle o tembeldir, diğer taraftan içki içer.

For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.

I should've waited another three months.
Üç ay daha beklemeliydim.

The three brothers must help one another.
Üç erkek kardeş birbirlerine yardım etmeliler.

I'll be staying here for another three days.
Üç gün daha burada kalacağım.

The three boys looked at one another.
Üç genç birbirine baktı.

I'm staying for another three weeks.
Üç hafta daha kalıyorum.

I need to be here for another three hours.
Üç saat daha burada olmam gerekiyor.

I need another three hundred dollars.
Üç yüz dolara daha ihtiyacım var.

The famous author created another best-selling book.
Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu.

Give me another couple of days to think it over.
Üzerinde düşünmem için bana birkaç gün daha ver.

I'm sorry, I have another engagement.
Üzgünüm, başka bir buluşmam var.

I'm sorry. I have another appointment.
Üzgünüm. Başka bir randevum var.

Cars arrived there one after another.
Arabalar birbiri ardına oraya vardılar.

Friends should help one another.
Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.

I'll never buy another one of these.
Asla bunlardan başka bir tane almayacağım.

Put another log on the fire.
Ateşe bir kütük daha koy.

For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.
Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.

In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.

There also was another reason.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.

I just got another phone call from Tom.
Az önce Tom'dan bir telefon çağrısı daha aldım.

Let me put it in another way.
Başka şekilde ifade edeyim.

I need to make another call.
Başka bir arama yapmalıyım.

I have to make another call.
Başka bir arama yapmalıyım.

I need to get another lawyer.
Başka bir avukat almam gerekiyor.

I'll have another beer.
Başka bir bira alacağım.

I want another beer.
Başka bir bira istiyorum.

Open another bottle of Coca-Cola.
Başka bir Coca-Cola şişesi açın.

Another world is possible.
Başka bir dünya mümkündür.

Can you speak another language?
Başka bir dil konuşabiliyor musun?

Don't you want to put in another disc? We've been listening to this one for two hours.
Başka bir disk koymak istemez misin? İki saattir bunu dinliyoruz.

Let's reserve that for another occasion.
Başka bir durum için onu ayıralım.

You'll get another chance.
Başka bir fırsatı bulacaksın.

I may not get another chance.
Başka bir fırsatım olmayabilir.

Didn't you take also another picture?
Başka bir fotoğraf da çektin mi?

Another day gone by.
Başka bir gün daha geldi geçti.

I come from another planet.
Başka bir gezegenden geliyorum.

I'll find another job.
Başka bir iş bulacağım.

It's difficult to find another job.
Başka bir iş bulmak zor.

I need another job.
Başka bir işe ihtiyacım var.

She was jealous when he talked to another girl.
Başka bir kızla konuştuğunda, o kıskanmıştı.

Try another door.
Başka bir kapı dene.

May I recommend another hotel?
Başka bir otel önerebilir miyim?

Could you recommend another hotel?
Başka bir otel tavsiye eder misiniz?

We need another plan.
Başka bir plana ihtiyacımız var.

Do you have another plan?
Başka bir planın var mı?

I made another appointment.
Başka bir randevu aldım.

I'm here for another reason.
Başka bir sebep için buradayım.

I have another engagement.
Başka bir sorumluluğum var.

Another problem has come up.
Başka bir sorun çıktı.

There was another problem.
Başka bir sorun vardı.

We've got another problem.
Başka bir sorunumuz var.

Try another one.
Başka bir tane dene.

Try on another one.
Başka bir tane deneyin.

Are you suggesting another theory?
Başka bir teori öneriyor musun?

There's no space in the room for another bed.
Başka bir yatak için odada yer yok.

I'd suggest you look for another place.
Başka bir yer aramanı öneriririm.

There must be another way.
Başka bir yol olmalı.

There is another way.
Başka bir yol var.

Say it in another way.
Başka bir yolla söyle.

Let's play chess another time.
Başka bir zaman satranç oynayalım.

Is there space for another person?
Başka biri için yer var mı?

I feel like another person.
Başka biri oldum gibi hissediyorum.

I can't imagine life on another planet.
Başka gezegende hayat hayal edemiyorum.

What would you do if you saw a man from another planet?
Başka gezegenden bir insan görsen ne yapardın?

I want to minimize the chances of another accident.
Başka kaza olasılıklarını en aza indirgemek istiyorum.

I want to minimize the chances of another incident.
Başka kaza risklerini en aza indirgemek istiyorum.

We don't have another choice.
Başka seçeneğimiz yok.

I have to find another one.
Başkasını bulmalıyım.

Show me another bag.
Bana başka bir çanta göster.

Please show me another example.
Bana başka bir örnek gösterin lütfen.

Are you giving me another chance?
Bana başka bir şans veriyor musunuz?

Show me another camera.
Bana başka bir kamera göster.

Please show me another camera.
Bana başka bir kamera gösterin lütfen.

Could you bring me another hot towel?
Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?

Show me another watch.
Bana başka bir saat göster.