"Tom and Mary - A Tragedy in Five Acts" is the title of Mary's latest autobiographical work.
"Tom ve Mary- beş perdelik bir trajedi" Mary'nin en son otobiyografik çalışmasının başlığıdır.
By 1897, thousands of people were out of work.
1897'de binlerce kişi işsizdi.
The work has to be finished before noon.
İş öğleden önce bitirilmeli.
Work never ends, does it?
İş asla bitmez, değil mi?
The work is now in progress.
İş şimdi devem etmektedir.
The work has just been done.
İş az önce bitirildi.
The work was successful.
İş başarılıydı.
Work is all in all to me.
İş bana göre her şeydir.
The work should be finished.
İş bitirilmiş olmalı.
You must find work.
İş bulmalısın.
The work wasn't finished at 11:00 p.m. Friday, so they decided to carry it over to the following Monday.
İş cuma günü gündüz on birde bitirilmedi, bu yüzden onu önümüzdeki pazartesiye ertelemeye karar verdiler.
The work begins to get more difficult.
İş gittikçe zorlaşmaya başlar.
The work is not finished yet.
İş henüz bitmiş değil.
I don't remember getting paid for the work.
İş için ödeme yapıldığını hatırlamıyorum.
No less than three hundred dollars was needed for the work.
İş için en az üç yüz dolar gerekli idi.
The work is progressing steadily.
İş istikrarlı bir şekilde ilerliyor.
Work is going well.
İş iyi gidiyor.
How's work?
İş nasıl?
How did work go?
İş nasıldı?
Work began almost immediately.
İş neredeyse hemen başladı.
Was the work done by him alone?
İş onun tarafından yalnız başına mı yapıldı.
Work is behind schedule.
İş programın gerisinde.
The work will be finished by 8 o'clock.
İş sekize kadar bitirilecek.
Is the work too hard for you?
İş senin için çok mu zor?
I didn't want to leave before the work was completed.
İş tamamlanmadan ayrılmak istemedim.
Do you have work experience?
İş tecrübeniz var mı?
The work must be done by Tom.
İş Tom tarafından yapılmalı.
Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.
İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.
Is the work done?
İş yapıldı mı?
The work is done.
İş yapılmıştır.
The work was completed in under half an hour.
İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı.
Will the work be finished by tomorrow?
İş yarına kadar bitirilecek mi?
The work must be completed by tomorrow.
İş yarına kadar tamamlanmalı.
Do I have to wear a tie at work?
İş yerinde bir kravat takmam gerekir mi?
Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
Because of a shortage of work, half the staff was discharged.
İş yokluğu yüzünden, personelin yarısı işten çıkartıldı.
The workers were proud of their work.
İşçiler işleriyle gurur duyuyorlardı.
Had it not been for your cooperation, I could not have finished the work in time.
İşbirliğin olmasaydı, işi zamanında bitiremezdim.
Don't come to work too late!
İşe çok geç gelme.
You go to work by car.
İşe arabayla gider.
I drive to work.
İşe arabayla giderim.
What do you say we get to work?
İşe başlamamıza ne dersin?
It's time for you to get to work.
İşe başlamanızın zamanı.
Get to work!
İşe başlayın!
Sometimes I walk to work, and sometimes I ride my bike, because I live very close to work.
İşe bazen yürüyerek bazen de bisikletle gidiyorum zira yaşadığım yer işime çok yakın.
I bike to work.
İşe bisikletle giderim.
I cycle to work.
İşe bisikletle giderim.
I go to work by bicycle.
İşe bisikletle giderim.
I'm going to work by bicycle
İşe bisikletle gidiyorum.
I have to go back to work.
İşe dönmeliyim.
I'd better get back to work.
İşe dönsem iyi olur.
I'll be late to work.
İşe geç kalacağım.
You'll be late for work.
İşe geç kalacaksın.
I'm late for work.
İşe geç kaldım.
You were late for work.
İşe geç kaldınız.
Don't be late for work.
İşe geç kalma.
Get back to work, you lazy bum!
İşe geri dön, seni tembel serseri!
Get back to work.
İşe geri dönün.
I want a hot shower before I go back to work.
İşe geri dönmeden önce sıcak bir duş istiyorum.
I've got to get back to work.
İşe geri dönmeliyim.
I'll let you get back to work.
İşe geri dönmene izin vereceğim.
Go back to work.
İşe geri git.
Can I go to work?
İşe gidebilir miyim?
I go to work.
İşe giderim.
On my way to work, I ran into my uncle.
İşe giderken amcama rastladım.
I'm going to work.
İşe gidiyorum.
Go to work.
İşe git.
I stayed home all day instead of going to work.
İşe gitme yerine bütün gün evde kaldım.
It's time to get to work.
İşe gitme zamanı geldi.
Every morning, it takes her two hours to get to work.
İşe gitmek her sabah iki saatini alıyor.
I don't want to go to work.
İşe gitmek istemiyorum.
I stayed at home all day instead of going to work.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
You must go to work.
İşe gitmek zorundasın.
I have to go to work.
İşe gitmek zorundayım.
You should go to work.
İşe gitmelisin.
I need to get to work.
İşe gitmeliyim.
You shouldn't go to work.
İşe gitmemelisin.
It's too hot for us to work.
İşe gitmemiz için hava çok sıcak.
I go to work every day by train.
İşe her gün trenle giderim.
Does it work?
İşe yarıyor mu?
It didn't work.
İşe yaramadı.
It doesn't work.
İşe yaramaz.
You ought to get to work on time.
İşe zamanında başlamalısın.
I found the work very interesting.
İşi çok ilginç buldum.
I'll come over after I finish the work.
İşi bitirdikten sonra uğrayacağım.
Having finished the work, I went out for a walk.
İşi bitirdikten sonra, yürüyüşe çıktım.
Having finished the work, he went to bed.
İşi bitirdikten sonra, yatmaya gitti.
Have you finished the work yet?
İşi bitirdin mi?
Are you through with the work?
İşi bitirdiniz mi?
When he finished the work, he went home.
İşi bitirince eve gitti.
It took me five hours to finish the work.
İşi bitirmek beş saatimi aldı.
It took him a week to finish the work.
İşi bitirmek bir haftasını aldı.
