Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı şarap olan Wine kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Wine ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Wine kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"Did Jesus walk over water and then turn it into wine?" "No, that's a different story!"
"İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü?" "Hayır bu başka bir konu!"

We had a couple glasses of wine.
İki bardak şarabımız vardı.

After the second glass of wine, Tom became talkative.
İkinci bardak şaraptan sonra Tom konuşkan oldu.

Like a good wine, he improves with age.
İyi bir şarap gibi, o yaşla gelişir.

A new tax was imposed on wine.
Şaraba yeni bir vergi konuldu.

I'm going to open the wine and let it breathe.
Şarabı açacağım ve havalandıracağım.

I'll bring the wine.
Şarabı getireceğim.

He who loves not wine, woman and songs, remains a fool his whole life long.
Şarabı, kadını ve şarkıyı sevmeyen bütün ömrü boyunca bir aptal kalır.

I have wine.
Şarabım var.

I've got wine.
Şarabım var.

I spilled my wine.
Şarabımı döktüm.

We're out of wine.
Şarabımız bitti.

We have wine.
Şarabımız var.

I was amazed that she had drunk all of the wine.
Şarabın hepsini içtiğine şaşırdım.

Wine is made from grapes.
Şarap üzümden yapılır.

Wine is poetry put into a bottle.
Şarap şişeye konulan şiirdir.

Wine is not to my taste.
Şarap bana göre değil.

You must be careful with the wine glass.
Şarap bardağına dikkat etmelisin.

When the wine ran out, everybody went home.
Şarap bittiğinde herkes eve gitti.

The wine left a permanent stain on the carpet.
Şarap halı üzerinde kalıcı bir leke bıraktı.

Do you drink wine?
Şarap içer misin?

I don't drink wine.
Şarap içmem.

Do you need to drink wine?
Şarap içmeniz gerekiyor mu?

Do you want wine?
Şarap istiyor musun?

Is the wine red?
Şarap kırmızı mı?

May I see the wine list?
Şarap listesini görebilir miyim?

Can I see the wine list?
Şarap listesini görebilir miyim?

The wine and beer are good.
Şarap ve bira iyidir.

I'll buy the wine and the apple juice.
Şarap ve elma suyu satın alacağım.

Wine can make the meal.
Şarap yemek yapabilir.

Will you drink wine instead of milk?
Şarap yerine süt içer misin?

Wine helps digest food.
Şarap yiyeceği sindirmeye yardımcı olur.

I didn't use to like wine, but now I like it a lot.
Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi çok hoşlanıyorum.

I didn't use to like wine, but now I'm quite fond of it.
Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi oldukça düşkünüm.

They drank a bottle of red wine at dinner.
Akşam yemeğinde bir şişe kırmızı şarap içtiler.

Grapes are made into wine.
Üzümler şarap haline getirilir.

Europeans like to drink wine.
Avrupalılar şarap içmek isterler.

Europeans love to drink wine.
Avrupalılar şarap içmeyi sever.

For being such an expensive wine, it really should taste better than this.
Böyle pahalı bir şarap olduğu için, gerçekten bundan daha iyi tadı olmalı.

They have no more wine.
Başka şarap yok.

Fish and red wine don't go together.
Balık ve kırmızı şarap birlikte gitmez.

Fish and red wine don't go well together.
Balık ve kırmızı şarap birlikte iyi gitmez.

Pass me the wine, please.
Bana şarabı uzat, lütfen.

Give me a bottle of wine.
Bana bir şişe şarap ver.

The glass is full of wine.
Bardak şarap dolu.

I want to chill the wine more.
Ben şarabı daha çok soğutmak istiyorum.

I drank the wine.
Ben şarabı içtim.

I don't care for wine.
Ben şarap istemiyorum.

I don't like wine.
Ben şaraptan hoşlanmam.

How many glasses of wine did you drink before I got here?
Ben buraya gelmeden önce kaç bardak şarap içtin?

I think Tom will like this wine.
Bence Tom bu şarabı beğenecek.

Who's been drinking my wine?
Benim şarabımı kim içiyor?

I like white wine better than red wine.
Beyaz şarabı kırmızı şaraptan daha çok seviyorum.

I like white wine better than red.
Beyaz şarabı kırmızıdan daha çok severim.

Would you like white wine or red?
Beyaz şarap mı yoksa kırmızı şarap mı istersin?

Do you like white wine?
Beyaz şarap sever misin?

Steak is often accompanied by red wine.
Bifteğe çoğu zaman kırmızı şarap eşlik eder.

Steak and red wine make a good combination.
Biftek ve kırmızı şarap iyi bir kombinasyon yapar.

Is there enough money to get a bottle of wine?
Bir şişe şarap almak için yeterli para var mı?

We'd like another bottle of wine.
Bir şişe şarap daha istiyoruz.

One more bottle of wine, please.
Bir şişe şarap daha, lütfen.

Another bottle of wine, please.
Bir şişe şarap daha, lütfen.

I opened a bottle of red wine.
Bir şişe kırmızı şarap açtım.

I know you'd prefer a bottle of red wine.
Bir şişe kırmızı şarap istediğini biliyorum.

Will you have another glass of wine?
Bir bardak şarap daha içer misin?

I'd like to have a glass of wine.
Bir bardak şarap içmek istiyorum.

Could I have a glass of white wine?
Bir bardak beyaz şarap alabilir miyim?

Would you like another glass of wine?
Bir bardak daha şarap ister misiniz?

I'd like a glass of red wine, please.
Bir bardak kırmızı şarap istiyorum, lütfen.

A glass of red wine, please.
Bir bardak kırmızı şarap lütfen.

He can't go without wine for even a day.
Bir gün bile şarapsız yapamaz.

Do you drink beer or wine?
Bira mı yoksa şarap mı içersin?

Do you have some wine?
Biraz şarabın var mı?

I've had a little wine.
Biraz şarap içtim.

Do you want some wine?
Biraz şarap ister misin?

Would anyone like some wine?
Biraz şarap isteyen biri var mı?

We should have some more wine.
Biraz daha şarap almalıyız.

Buy some bread, some ham, and a bottle of wine too.
Biraz ekmek, biraz jambon ve bir şişe de şarap al.

Do you have any French wine?
Biraz Fransız şarabın var mı?

We have some local wine.
Biraz yerel şaraba sahibiz.

A few glasses of wine can loosen the tongue.
Birkaç bardak şarap dili gevşetebilir.

We ate steak and drank wine.
Biz biftek yedik ve şarap içtik.

We'd like to have some wine.
Biz biraz şarap içmek istiyoruz.

Go down into the cellar and get us a couple of bottles of wine.
Bodruma in ve bize birkaç şişe şarap getir.

I've been saving this bottle of wine for a special occasion.
Bu şarabı özel bir gün için saklıyordum.

This wine tastes good.
Bu şarabın tadı iyi.

This wine is made from grapes.
Bu şarap üzümlerden yapılmıştır.

Is this wine from Argentina?
Bu şarap Arjantin'den mi?

Is this wine?
Bu şarap mı?

This wine is extremely delicious.
Bu şarap son derece lezzetli.

Is this my wine?
Bu benim şarabım mı?

This is my wine.
Bu benim şarabım.

Whose wine is this?
Bu kimin şarabı?

That's an excellent wine.
Bu mükemmel bir şarap.

This is excellent wine.
Bu mükemmel bir şaraptır.

Is this your wine?
Bu senin şarabın mı?

This is your wine.
Bu senin şarabın.

Wine made here is very famous.
Burada yapılan şarap çok ünlüdür.

There's a bottle of white wine in the refrigerator.
Buzdolabında bir şişe beyaz şarap var.

A large cask of wine had been dropped and broken, in the street.
Caddede büyük bir şarap varili düşürüldü ve kırıldı.