Aranacak Kelime ›

Who kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Who ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Who kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"What is ‘The Hunger Games’?" "I don't know. I hope it's not about people who are hungry."
"Açlık Oyunları nedir?" "Bilmiyorum. Umarım aç olan insanlar hakkında değildir."

"You will never guess who I met in the city today!" "Maria?" "What? How do you know that?"
"Bugün şehirde kiminle karşılaştığımı asla tahmin edemeyeceksin." "Maria mı?" "Ne? Bunu nasıl biliyorsun?"

"Hello, who is this?"
"Merhaba, bu kim?"

I know who I'd recommend for the job.
İş için kimi tavsiye edeceğimi biliyorum.

Tom doesn't care who does the job as long as the job gets done.
İş yapıldığı sürece işi kimin yaptığı Tom'un umurunda değil.

It's Tom who needs convincing.
İkna etmeye ihtiyacı olan Tom'dur.

I can't remember who arrived first.
İlk önce kimin geldiğini hatırlayamıyorum.

I can't tell who will arrive first.
İlk olarak kimin geleceğini söyleyemem.

Is there anybody who knows first aid?
İlk yardım bilen biri var mı?

I have never seen anyone who knows so much about ancient history.
İlkçağ ile ilgili bu kadar çok şey bilen birini hiç görmedim.

I will employ somebody who can speak English.
İngilizce konuşabilen birini işe alacağım.

Is there someone who speaks English?
İngilizce konuşan biri var mı?

Is there anyone who speaks English?
İngilizce konuşan biri var mı?

I know a girl who speaks English well.
İngilizceyi iyi konuşan bir kız tanıyorum.

I have a friend who lives in England.
İngiltere'de yaşayan bir arkadaşım var.

People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.

The actor who plays Jesus is quite handsome.
İsa'yı oynayan aktör oldukça yakışıklı.

I have a friend in Spain who speaks five languages.
İspanya'da beş dil konuşan bir arkadaşım var.

So far there was only one participant who won one million Israeli Shekels in "Who Wants to Be a Millionaire" in Israel.
İsrail'deki "Kim milyoner olmak ister" yarışmasında şimdiye kadar yalnızca bir katılımcı bir milyon İsrail Şekeli kazanabildi.

You're the only one who hasn't done what I asked.
İstediğimi yapmayan tek kişisin.

Happy is a man who marries a good wife.
İyi bir eş ile evlenen bir adam mutludur.

Do you know anyone who hums while they work?
Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musun?

Everyone who works has the right to just and favourable remuneration ensuring for himself and his family an existence worthy of human dignity, and supplemented, if necessary, by other means of social protection.
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

A person who is addicted to work is called a workaholic.
Çalışma bağımlısı bir kişiye çalışmakolik denilir.

Tom isn't the only one who has to study. I have to study as well.
Çalışmak zorunda olan tek kişi Tom değildir. Ben de çalışmak zorundayım.

A person who steals deserves punishment.
Çalan bir kişi cezayı hak eder.

You're the one who suggested we eat Chinese food, so don't complain.
Çin yemeği yememizi öneren sensin, bu yüzden şikayet etme.

The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Çocuk kelebeği gördüğünde,onu kovalamaya girişti,bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.

Can you think of anybody who might be willing to teach my children French?
Çocuklarıma Fransızca öğretmeye istekli olabilecek birini düşünebilir misin?

I have a friend who speaks French very well.
Çok iyi Fransızca konuşan bir arkadaşım var.

I know a person who speaks Russian very well.
Çok iyi Rusça konuşan birini tanıyorum.

Tom was the one who gave me the painting that's hanging above my fireplace.
Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.

He who loves not wine, woman and songs, remains a fool his whole life long.
Şarabı, kadını ve şarkıyı sevmeyen bütün ömrü boyunca bir aptal kalır.

The boy who is singing is excellent.
Şarkı söyleyen oğlan mükemmel.

The young man who has not wept is a savage, and the old man who will not laugh is a fool.
Ağlamamış genç bir adam acımasızdır ve gülmeyecek yaşlı bir adam bir aptaldır.

A teacher should never laugh at a student who makes a mistake.
Öğretmen hata yapan bir öğrenciye asla gülmemeli.

The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.

The moment I heard the footsteps, I knew who it was.
Adımları duyar duymaz onun kim olduğunu biliyordum.

I know who got the prize.
Ödülü kimin aldığını biliyorum.

The man asked me who I was, to which question I did not think it necessary to answer.
Adam bana kim olduğumu sordu. Ki bu soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmedim.

I don't know who the man is.
Adamın kim olduğunu bilmiyorum.

You were the one who said that one was probably better.
Adamın muhtemelen daha iyi olduğunu söyleyen sendin.

I'm the type who likes to think things over very carefully.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.

Excuse me, who is this woman?
Afedersiniz, bu kadın kim?

Excuse me, but who are you?
Affedersiniz ama siz kimsiniz?

Excuse me. Who are you?
Affedersiniz. Siz kimsiniz?

I'm not interested in finding out who my birth parents are.
Ailemin kim olduğunu bulmakla ilgilenmiyorum.

I'm not the least bit interested in finding out who my birth parents are.
Ailemin kim olduğunu bulmakla zerre kadar ilgilenmiyorum.

A man who doesn't spend time with his family cannot be a real man.
Ailesi ile zaman geçirmeyen bir erkek gerçek bir erkek olamaz.

A lot of people who have up until now been spending money having a good time now need to be more careful with their money.
Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler.

The company is owned by a group of entrepreneurs who started it right after the war.
Şirket savaştan hemen sonra başlayan bir gurup girişimci tarafından alındı.

I have many friends who speak fluently, but still don't sound like native speakers.
Akıcı olarak konuşan çok arkadaşım var fakat hâlâ yerliler gibi ses çıkaramıyorlar.

Tom was the one who cooked dinner.
Akşam yemeğini pişiren kişi Tom'du.

I have a friend who lives in Germany. His name is Tom. Do you know him?
Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var. Onun adı Tom. Onu tanıyor musunuz?

I have a friend who lives in America.
Amerika'da yaşayan bir arkadaşım var.

Someone is at the front door. Go and see who it is.
Ön kapıda biri var. Git ve kim olduğunu anla.

I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.

I have many friends who are native speakers.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var.

I didn't know who Tom was at first.
Önce Tom'un kim olduğunu bilmiyordum.

Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.

It's you who has broken our agreement.
Anlaşmamızı bozan sensin.

The mother missed her daughter who was away at college.
Anne üniversitedeki kızını özledi.

I don't know who my mother is.
Annemin kim olduğunu bilmiyorum.

The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
Üç gün boyunca bir şey yememişti, adamın gıda dışında herhangi bir şey hakkında düşünme sorunu vardı.

Every student who has graduated from our university has studied English with a native speaker for at least two years.
Üniversitemizden mezun olan her öğrenci anadili İngilizce olan biriyle en az iki yıl İngilizce çalıştı.

People who drive cars should wear seat belts.
Araba kullanan insanlar emniyet kemeri takmalılar.

Is there anybody who can drive a car?
Araba sürebilen biri var mı?

This is the man who they say stole the car.
Arabayı çaldığı söylenen adam bu.

The man who I thought was my friend deceived me.
Arkadaşım sandığım adam beni kandırdı.

In my circle of friends there are two people who are professional singers.
Arkadaşlarımın arasında iki tane profesyonel şarkıcı var.

It is important to remember who your friends are.
Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.

A women who doesn't criticize you anymore is a women who doesn't love you anymore.
Artık sizi eleştirmeyen bir kadın, artık sizi sevmeyen bir kadındır.

Do you know who those people are?
Şu insanların kim olduklarını biliyor musun?

I wonder who that girl is.
Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.

I have a cousin who is a lawyer.
Avukat olan bir kuzenim var.

Anyone who says so is a liar.
Öyle diyen biri bir yalancıdır.

I don't like those who say so.
Öyle söyleyenleri sevmiyorum.

So who did he tell the new story to?
Öyleyse yeni hikayeyi kime anlattı?

He who is not satisfied with a little, is satisfied with nothing.
Aza kanaat etmeyen hiç bir şeye kanaat etmez.

You're the one who quit.
Bırakan sensin.

Were you the one who planned this whole thing?
Bütün bu şeyi planlayan kişi sen miydin?

I met an old man who says that he's never eaten at a restaurant in his whole life.
Bütün hayatı boyunca restoranda hiç yemek yemediğini söyleyen bir adamla tanıştım.

I have a friend who shaves his head.
Başını tıraş eden bir arkadaşım var.

I know who your father is.
Babanın kim olduğunu biliyorum.

The father was the one who cut the cord.
Babası kabloyu kesen kişiydi.

His father would never sanction his engagement to a girl who did not share the same religious beliefs as their family.
Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi.

Tom was the one who helped me pull weeds in the garden.
Bahçede otları çekmeme yardımcı olan kişi Tom'du.

Tell me your friends, and I will tell you who you are.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

I met a boy, who showed me the way to this hall.
Bana bu salonu gösteren bir çocukla karşılaştım.

The man who is waving to me is my uncle.
Bana el sallayan adam benim amcamdır.

It matters little to me who is elected.
Bana göre kimin seçildiği çok önemli değil.

The girl who gave me beautiful flowers was your sister.
Bana güzel çiçekleri veren senin kız kardeşindi.

I met Meg, who told me the news.
Bana haberleri anlatan Meg ile tanıştım.

Tell me who discovered air.
Bana havaya kimin keşfettiğini söyle.

She asked me who had arrived first.
Bana ilk olarak kimin vardığını sordu.

Would you mind telling me who you're waiting for?
Bana kimi beklediğini söyler misin?

Tell me who they were talking about.
Bana kimin hakkında konuştuklarını söyle.

He asked me who had painted the picture.
Bana resmi kimin yaptığını sordu.

Just tell me who you are.
Bana sadece kim olduğunu söyle.

Is there someone who could help me?
Bana yardım edebilecek biri var mı?