Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Ağırlık olan Weight kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Weight ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Weight kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

I think that as long as I don't overeat, I will certainly lose weight.
İnanıyorum ki çok yemediğim müddetçe, kesinlikle kilo vereceğim.

People carried their own weight then.
İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.

He hurt his arm lifting so much weight.
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

I don't have to worry about my weight.
Ağırlığım hakkında endişelenmemeliyim.

The tree bent under the weight of the fruit.
Ağaç meyvelerin ağırlığı altında eğildi.

I've suddenly started to gain weight.
Aniden kilo almaya başladım.

I've kept my weight down even though many of my friends have gained weight as they've grown older.
Arkadaşlarımdan çoğu yaşlanırken kilo almalarına rağmen ben ağırlığımı düşük tuttum.

Some people gain weight when they quit smoking.
Bazı insanlar sigara içmeyi bıraktıklarında kilo alır.

Some people gain weight when they stop smoking.
Bazı insanlar sigarayı bıraktıklarında kilo alır.

I'm gaining weight.
Ben kilo alıyorum.

I've gained weight.
Ben kilo aldım.

I'm losing weight.
Ben kilo kaybettim.

I want to lose weight.
Ben kilo vermek istiyorum.

I'm worried about my weight.
Ben kilom hakkında endişe duyuyorum.

I will lose weight.
Ben zayıflayacağım.

My weight is 58 kilograms.
Benim ağırlığım 58 kilodur.

A pound is a unit of weight.
Bir pound bir ağırlık birimidir.

Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.

You seem to have gained some weight.
Biraz kilo almış gibi görünüyorsun.

I've lost a little weight.
Biraz kilo verdim.

I must've lost some weight.
Biraz kilo vermiş olmalıyım.

Lose some weight.
Biraz zayıfla.

I have to lose some weight.
Biraz zayıflamak zorundayım.

What is your height and weight?
Boy ve ağırlığın nedir?

I am putting on weight these days.
Bu günlerde kilo alıyorum.

The ice is not thick enough to hold our weight.
Buz bizim ağırlığımızı taşıyacak kadar kalın değil.

Will the ice bear our weight?
Buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?

The ice gave way under his weight.
Buz onun ağırlığı altında çöktü.

The ice will crack under your weight.
Buz senin ağırlığın altında çatlar.

Though he dieted, he still could not lose weight.
Diyet yapmasına rağmen hala kilo veremedi.

The doctor told Tom that he needed to lose some weight.
Doktor Tom'a biraz kilo vermesi gerektiğini söyledi.

If you want to lose weight, spend a day without meals.
Eğer kilo vermek istiyorsanız, yemeksiz bir gün geçirin.

If you aren't careful about what you eat, you'll put back on all the weight that you spent so much time losing.
Eğer ne yediğine dikkat etmezsen, bu kadar uzun zaman kaybederek verdiğin bütün kiloyu geri alacaksın.

The house collapsed under the weight of snow.
Ev karın ağırlığı altında çöktü.

The ice on the lake couldn't bear his weight.
Göldeki buz onun ağırlığına dayanamadı.

She wants to know how to lose weight safely.
Güvenli biçimde nasıl kilo verilir bilmek istiyor.

I should probably lose a little weight.
Galiba biraz kilo vermeliyim.

I put on a little weight last year.
Geçen yıl biraz kilo aldım.

The idea that air has weight was surprising to the child.
Havanın ağırlığa sahip olma fikri çocuklara şaşırtıcı geldi.

He is always throwing his weight around.
Her zaman ağırlığını hissettiriyor.

I haven't lost any weight.
Hiç kilo vermedim.

My hobby is weight lifting.
Hobim ağırlık kaldırmak.

John has put on a lot of weight recently.
John son zamanlarda çok kilo aldı.

I can carry my own weight.
Kendi payıma düşeni yapabilirim.

She is on a diet for fear that she will put on weight.
Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.

I have gained weight.
Kilo aldım.

You've put on weight, haven't you?
Kilo aldın, değil mi?

You've put on weight.
Kilo aldın.

Don't put on weight.
Kilo alma.

Weight increase is the easiest method for personal development.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.

It's hard to lose weight.
Kilo vermek zor.

I have to lose weight, so I'm going on a diet.
Kilo vermem lazım, bu yüzden diyet yapacağım.

One way to lose weight is to eat less.
Kilo vermenin tek yolu daha az yemektir.

I'm not the one who needs to lose weight.
Kilo vermesi gereken kişi ben değilim.

I'm very worried about my weight.
Kilom hakkında çok endişeliyim.

I watch my weight very carefully.
Kiloma çok dikkat ederim.

Are you happy with your weight?
Kilondan memnun musun?

Are you watching your weight?
Kilonu gözlüyor musun?

Try to lose weight by jogging.
Koşarak kilo vermeye çalışın.

The roof of the hut groaned under the weight of the snow.
Kulübenin çatısı karın ağırlığı altında gıcırdadı.

How can I lose weight quickly?
Nasıl çabucak zayıflayabilirim.

How did you lose so much weight?
Nasıl bu kadar kilo verdin?

How do I gain weight?
Nasıl kilo alırım?

How can I gain weight?
Nasıl kilo alabilirim?

How can I lose weight?
Nasıl zayıflayabilirim?

Gravity causes objects to have weight.
Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.

I've put on a lot of weight since Christmas.
Noel'den beri çok kilo aldım.

She's lost a lot of weight since she went on a diet.
O diyete başladığından beri çok zayıfladı.

She really wants to lose weight.
O gerçekten zayıflamak istiyor.

I haven't put on that much weight.
O kadar çok kilo almadım.

He has been gaining weight.
O kilo almaktadır.

She began to gain weight.
O kilo almaya başladı.

She has lost weight.
O kilo kaybetti.

No matter how much she eats, she never gains weight.
O ne kadar yerse yesin asla kilo alamaz.

She advised him to lose weight.
O ona zayıflamasını tavsiye etti.

He tried to reduce his weight.
O zayıflamaya çalıştı.

While he was sick, he lost a lot of weight.
O, hastayken çok zayıfladı.

He is putting on weight.
O, kilo alıyor.

She has gained weight.
O, kilo aldı.

He will lose weight.
O, kilo verecek.

She has put on weight recently.
O, son zamanlarda kilo aldı.

She was advised by him to lose weight.
Ona onun tarafından kilo kaybetmesi tavsiye edildi.

His weight is double what it was ten years ago.
Onun ağırlığı on yıl öncekinin iki katı.

His opinions carry weight.
Onun fikirleri önemlidir.

Don't mention that she's put on weight.
Onun kilo aldığından bahsetme.

Take the weight off your feet.
Oturun.

I'm just worried about my weight.
Sadece kilom hakkında endişeliyim.

Can eating just vegetables help you lose weight?
Sadece sebzeler yemek zayıflamana yardımcı olabilir mi?

I think it's time for me to lose some weight.
Sanırım biraz zayıflamamın zamanıdır.

I think I'm putting on weight again.
Sanırım tekrar kilo alıyorum.

I think you should lose some weight.
Sanıyorum biraz kilo vermelisin.

Do you think Tom has lost weight?
Sence Tom kilo verdi mi?

I've put on weight recently.
Son zamanlarda kilo aldım.

I've lost weight recently.
Son zamanlarda kilo kaybettim.

Tom has lost a lot of weight.
Tom çok kilo kaybetti.

Tom doesn't gain weight even though he eats a lot.
Tom çok yese bile kilo almaz.

Tom lost a lot of weight.
Tom çok zayıfladı.

Tom worries about his weight.
Tom ağırlığı hakkında endişeleniyor.

Tom does weight training.
Tom ağırlık çalışması yapar.

Tom has put on some weight.
Tom biraz kilo aldı.