I want to ask them when their wedding day is.
Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum.
I'm going to be singing a cappella at a friend's wedding ceremony.
Bir arkadaşımın düğün töreninde capella söyleyeceğim.
The wedding will be held in a 17th century church.
Düğün bir 17.yüzyıl kilisesinde düzenlenecek.
The wedding will take place on Saturday.
Düğün cumartesi günü gerçekleşecek.
The wedding was put off.
Düğün ertelendi.
On the day of the wedding, we arrived at our teacher's house.
Düğün gününde öğretmenimizin evine vardık.
On the wedding day itself, Tom showed Mary his true face.
Düğün gününde Tom Mary'ye gerçek yüzünü gösterdi.
They felt many emotions on their wedding day.
Düğün günlerinde çok duygular hissettiler.
What did you think of the wedding?
Düğün hakkında ne düşündün?
How was the wedding?
Düğün nasıldı?
When did the wedding take place?
Düğün ne zaman gerçekleşti?
When's the wedding?
Düğün ne zaman?
Where is the wedding to be?
Düğün nerede yapılıyor?
The wedding was celebrated at ten.
Düğün saat onda kutlandı.
The wedding will take place next spring.
Düğün, önümüzdeki bahar gerçekleşecek.
We called off the wedding.
Düğünü iptal ettik.
Would you sing at our wedding?
Düğünümüzde şarkı söyler misin?
What will you give me at my wedding?
Düğünümde bana ne hediye edersin?
Have you set a date for your wedding?
Düğününüz için bir tarih ayarladın mı?
How many came to your wedding?
Düğününüze kaç kişi geldi?
I have no intention of going to your wedding.
Düğününe gitmeye niyetim yok.
You took pictures at the wedding, didn't you?
Düğünde fotoğraf çektin değil mi?
Their wedding will be tomorrow.
Düğünleri yarın olacak.
I gave a speech at the wedding yesterday.
Dün düğünde bir konuşma yaptım.
The groom was getting cold feet just minutes before the wedding.
Damat düğünden dakikalar önce tereddütlü idi.
If I remember correctly, that's the song Tom sang at Mary's wedding.
Eğer doğru hatırlıyorsam, o, Tom'un Mary'nin düğününde söylediği şarkı.
Let's go somewhere nice for our wedding anniversary.
Evlilik yıl dönümümüz için güzel bir yere gidelim.
Our wedding anniversary is coming soon.
Evlilik yıl dönümümüz yakında geliyor.
They're celebrating their wedding anniversary.
Evlilik yıl dönümlerini kutluyorlar.
They wanted a wedding picture in front of the Eiffel Tower.
Eyfel Kulesi'nin önünde bir düğün resmi istediler.
Tom apparently didn't want to go to Mary and John's wedding.
Görünüşe bakılırsa, Tom, Mary ve John'un düğününe gitmek istemiyordu.
We're still waiting for the wedding cake to be delivered.
Hâlâ düğün pastasının dağıtılmasını bekliyoruz.
We were all present at her wedding.
Hepimiz onun düğününde mevcuttuk.
Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
Herkes dinledi ve çok mutluydu,düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
Everybody made it to the wedding.
Herkes onu düğün için yaptı.
No wedding would be complete without a fight.
Hiçbir düğün kavga olmadan tamamlanmazdı.
My cousin invited me to her wedding.
Kuzenim beni düğününe davet etti.
Mary is in the other room trying on her wedding dress.
Mary diğer odada gelinliğini deniyor.
Mary's wedding ring was swept down the drain while she was washing her hands.
Mary ellerini yıkarken alyansı su borusuna kaçtı.
Mary often imagines her wedding.
Mary sık sık düğününü hayal eder.
Mary showed Tom her wedding ring.
Mary Tom'a alyansını gösterdi.
Mary's wedding ring is made of pure gold.
Mary'nin alyansı saf altından yapılmıştır.
It might be a wedding.
O bir düğün olabilir.
She forgot her first wedding anniversary!
O ilk evlilik yıl dönümünü unuttu!
She forgot their first wedding anniversary.
O ilk evlilik yıl dönümlerini unuttu.
She was a bridesmaid at the wedding.
O, düğünde bir nedimeydi.
They set the time and place of the wedding.
Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
They announced the date of their wedding in the newspaper.
Onlar gazetede düğünlerinin tarihini ilan ettiler.
Their wedding is tomorrow.
Onların düğünü yarın.
I was invited to their wedding.
Onların düğününe davet edildim.
Have you been invited to their wedding?
Onların düğününe davet edildin mi?
I took it for granted that she would come to our wedding.
Onun bizim düğünümüze geleceğine olmuş gözüyle bakıyorum.
It is strange that you know nothing about her wedding.
Onun düğünü hakkında bir şey bilmemen tuhaf.
It's surprising that you haven't heard anything about her wedding.
Onun düğünü hakkında bir şey duymamış olman şaşırtıcı.
When will her wedding be held?
Onun düğünü ne zaman yapılacak?
The other animals of the forest came to watch the wedding dance, and they, too, danced all night in the moonlight.
Ormanın diğer hayvanları düğün dansını izlemeye geldi ve onlar da bütün gece ay ışığı altında dans ettiler.
Tom put off his wedding because of a traffic accident.
Tom bir trafik kazasından dolayı düğününü erteledi.
Tom is married, but he doesn't wear a wedding ring.
Tom evli ama alyans takmıyor.
Tom never forgets to give his wife flowers on their wedding anniversary.
Tom evlilik yıl dönümlerinde karısına çiçekler vermeyi asla unutmaz.
Tom went to a wedding last weekend.
Tom geçen hafta sonu bir düğüne gitti.
Tom flew to Boston to attend his daughter's wedding.
Tom kızının düğününe katılmak için Boston'a uçtu.
Tom noticed that Mary was wearing a wedding ring.
Tom Mary'nin bir alyans taktığını fark etti.
Tom noticed a wedding ring on Mary's finger.
Tom Mary'nin parmağında bir alyans fark etti.
Tom took off his wedding ring.
Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
Tom took his wedding ring off.
Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
Tom and Mary didn't invite me to their wedding.
Tom ve Mary beni düğünlerine davet etmediler.
Tom and Mary had to postpone their wedding.
Tom ve Mary düğünlerini ertelemek zorunda kaldılar.
Tom and Mary didn't invite John to their wedding.
Tom ve Mary John'u düğünlerine davet etmediler.
Tom and Mary will have their 13th wedding anniversary soon.
Tom ve Mary yakında 13. evlilik yıldönümlerini kutlayacaklar.
Tom and Mary had a shotgun wedding.
Tom ve Mary zoraki evlilik yaptılar.
Tom has no intention of going to Mary's wedding.
Tom'un Mary'nin düğününe gitmeye niyeti yok.
I have to go to a wedding tomorrow.
Yarın bir düğüne gitmek zorundayım.
"'Fox's wedding'." "Er ...?" "Today, with an 81 percent likelihood, it will be clear skies but, depending on location, there will be sun showers."
"Do you know what day it is today?" "It's our wedding anniversary!"
"Do you know what day it is today?" "What are you talking about?" "It's our wedding anniversary!"
"We were invited to their wedding." "Is that so? Well, what are you going to get them?
A very elderly couple is having an elegant dinner to celebrate their 75th wedding anniversary.
A wedding is a significant ceremony.
A wedding is a significant moment in life.
About the wedding ... It's a once-in-a-lifetime chance to be the main attraction so instead of doing it on a shoestring why not pull out all the stops and make a great show of it?
After his wedding, Alain left his small, moldy apartment and led an extravagant life.
All brides are beautiful on their wedding days.
All the other little rabbits came out to see how happy they both were, and they danced in a wedding circle around the little black rabbit and little white rabbit.
And Jesus and his disciples had also been invited to the wedding.
And to the people whose married life is not going well, let's remember the marriage covenant sworn solemnly before God at the wedding ceremony.
As it is the wedding of my younger brother I have no other choice but to attend it.
As Tom and Mary's one-year dating anniversary passed, Tom's mother began to be cautiously optimistic that a wedding might soon be in the offing.
At an Indian wedding at the Phillipine islands the bride retired from the company in order to go down to the river to wash her feet. As she was thus employed an alligator seized her.
Can anyone recommend a wedding photographer?
Can we talk about the wedding?
Did you see a wedding ring on Tom's finger?
Did you see the item in the paper about their wedding?
