The weather changes very often in England.
İngiltere'de hava çok sık değişir.
The flowers are protected against the weather.
Çiçekler hava şartlarına karşı korunur.
We often talk about the weather.
Çoğunlukla hava hakkında konuşuruz.
If by some chance the weather is good, I'll go.
Şans eseri hava iyi olursa, giderim.
In severe weather, it's best to stay indoors.
Şiddetli havalarda, evde kalmak en iyisidir.
An evening glow often promises good weather.
Akşam parıltısı genellikle güzel hava habercisidir.
The special lecture was put off until the next day due to the bad weather.
Özel konferans, kötü hava koşulları nedeniyle bir sonraki güne ertelendi.
Being at the office at such a weather is a real torture.
Böyle bir havada ofiste olmak tam bir işkence.
After waiting all day, the workers were still looking for a break in the weather so they could resume the search.
Bütün gün bekledikten sonra işçiler araştırmayı sürdürebilmek için hâlâ havanın düzelmesini bekliyorlardı.
I don't like the look of the weather today. I'm worried the hanami party might be cancelled.
Ben bugün havanın görünümünü sevmiyorum. Hanami partisinin iptal olabilmesinden endişeliyim.
I am accustomed to cold weather.
Ben soğuk havaya alışkınım.
Let's take a chance on the weather.
Bir kere deneyelim.
You seem to be a little under the weather.
Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.
The weather stayed hot for a few days.
Birkaç gün hava sıcak kaldı.
We can get a weather bulletin every day.
Biz her gün hava durumu bültenini alabiliriz.
The weather is fine in Boston.
Boston'da hava iyi.
How's the weather in Boston?
Boston'da hava nasıl?
What's the weather like in Boston?
Boston'da hava nasıl?
This warm weather is abnormal for February.
Bu ılık hava şubat için anormaldir.
You had better not go out in this bad weather.
Bu berbat havada dışarı çıkmasan iyi olur.
The weather is nice tonight.
Bu gece hava güzel.
This really is great weather.
Bu gerçekten muhteşem havadır.
We have had fine weather this week.
Bu hafta güzel havamız vardı.
You are an idiot to go out in this weather.
Bu havada dışarı çıkacak kadar aptalsın.
I can't imagine going out in this weather.
Bu havada dışarı çıkmayı hayal bile edemiyorum.
I'd rather stay home than go out in this weather.
Bu havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
I'm fed up with this weather.
Bu havadan bıktım.
Don't you just hate this weather?
Bu havadan nefret etmiyor musun?
We'll have a good crop if this good weather keeps up.
Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.
This bad weather will affect the crops.
Bu kötü hava ekinleri etkileyecek.
For this bad weather I don't feel like going out.
Bu kötü havadan dolayı canım dışarı çıkmak istemiyor.
We've had enough of this bad weather.
Bu kötü havadan usandım.
It's ideal weather for a picnic.
Bu piknik için ideal hava.
I'm sick of this hot weather.
Bu sıcak havadan bıktım.
I just can't stand this hot weather anymore.
Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.
I can't stand this hot weather.
Bu sıcak havaya dayanamıyorum.
I can't put up with this hot weather.
Bu sıcak havaya katlanamam.
This cold weather isn't usual for June.
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
How long will this cold weather continue?
Bu soğuk hava ne kadar sürecek.
How long will this cold weather last?
Bu soğuk hava ne kadar sürecek?
You'd better not go out in this cold weather.
Bu soğuk havada dışarı çıkmasan iyi olur.
You'll soon get accustomed to this cold weather.
Bu soğuk havaya çabuk alışırsınız.
I'm used to this cold weather.
Bu soğuk havaya alışkınım.
I am fed up with this wet weather.
Bu yağışlı havadan bıktım.
I'm fed up with this wet weather.
Bu yağışlı havadan usandım.
Today, the weather in Istanbul is really sunny.
Bugün İstanbul'da hava çok güneşli.
The weather is terrible today.
Bugün hava berbattır.
It is terrible weather today.
Bugün hava berbattır.
The weather today is worse than yesterday.
Bugün hava dünkünden daha kötü.
The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
The weather is bad today.
Bugün hava kötü.
How is the weather today?
Bugün hava nasıl?
The weather is just right today.
Bugün hava oldukça güzeldir.
The weather is unusual today.
Bugün hava sıradışıdır.
On cloudy days, you can hear distant sounds better than in clear weather.
Bulutlu günlerde, uzaktaki sesleri açık havadakilerden daha iyi duyarsın.
The weather is very cool here because it rains often.
Burada hava çok serindir çünkü sık sık yağmur yağar.
The weather is changeable here.
Burada iklim değişkendir.
The weather is cold all year round here.
Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.
The weather is cold all year here.
Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.
If the weather had been nice yesterday, we would have gone to the zoo.
Dün hava güzel olsaydı, hayvanat bahçesine gidecektik.
We had nice weather yesterday.
Dün hava hoştu.
We had bad weather yesterday.
Dün havamız kötüydü.
Compared to yesterday, the weather is better today.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
Among other things, we talked about the weather.
Diğer şeyler arasında hava durumunu konuştuk.
The match had to be called off because of the freezing weather.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
If the weather clears up, we'll go for a walk in the forest.
Eğer hava açarsa, ormanda yürüyüşe gideceğiz.
I mean to go tomorrow if the weather is fine.
Eğer hava iyi olursa yarın gitmeye niyetliyim.
If the weather is bad, we won't go out for a walk.
Eğer hava kötüyse yürümek için dışarı çıkmayacağız.
What's your favorite kind of weather?
Favori hava türünüz nedir?
What's your favorite hot weather drink?
Favori sıcak hava içeceğin nedir?
What's your favorite cold weather drink?
Favori soğuk hava içeceğin nedir?
What's your favorite cold weather food?
Favori soğuk hava yiyeceğin nedir?
The weather in Florida is generally moderate.
Florida'daki hava genellikle ılımlıdır.
The football game was postponed on account of bad weather.
Futbol oyunu, kötü hava dolayısıyla ertelenmişti.
The pond dried up in hot weather.
Gölet sıcak havada kurudu.
The weather was getting worse and worse as the day went on.
Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.
Good morning. We have good weather today.
Günaydın. Bugün hava güzel.
In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.
Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.
Thanks to the nice weather, we were able to harvest all of the crops in a day.
Güzel hava sayesinde, tüm ürünleri bir gün içinde hasat edebildik.
Fine weather added to the joy of our trip.
Güzel hava yolculuğumuza neşe ekledi.
Beautiful weather, isn't it?
Güzel hava, değil mi?
It's beautiful weather, isn't it?
Güzel hava, değil mi?
Do you think we'll have good weather?
Güzel havaya sahip olacağımızı düşünüyor musun?
The newspaper boy delivers newspapers no matter what the weather is like.
Gazeteci çocuk hava nasıl olursa olsun gazeteleri dağıtır.
I do not believe the weather will change for the worse next week.
Gelecek hafta havanın kötüleşeceğine inanmıyorum.
Generally speaking, the weather was mild last year.
Genel anlamda,geçen yıl hava ılımandı.
Our trip is dependent on the weather.
Gezimiz havaya bağlı.
Whether we go or not depends on the weather.
Gidip gitmeyeceğimiz havaya bağlı.
The weather became warm.
Hava ılıdı.
We're lucky that the weather is so nice.
Hava çok güzel olduğu için şanslıyız.
The weather was very good.
Hava çok iyiydi.
The weather stayed cold for three weeks.
Hava üç hafta soğuk kaldı.
I will go, provided the weather is clear.
Hava açık olursa, giderim.
