Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Kullanım olan Use kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Use ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Use kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Don't use "discover" when you mean "invent".
"İcat etmek" demek istediğinde "keşfetmeyi" kullanma.

"Could I use your dictionary?" "Of course."
"Sözlüğünü kullanabilir miyim?" "Tabii."

I don't know how to use an art file (.art).
.art dosyasının nasıl kullanılacağını bilmiyorum.

It's no use crying over spilt milk.
İş işten geçti.

I have to use French all day at work.
İşte bütün gün Fransızca kullanmak zorundayım.

I try not to use more paper than I need.
İhtiyacımdan fazla kağıt kullanmamaya çabalıyorum.

We use words to communicate.
İletişim kurmak için sözcükler kullanırız.

Man learned early to use tools.
İnsan araçları kullanmayı erken öğrendi.

Man is the only animal that can make use of fire.
İnsan ateşten yararlanabilen tek hayvandır.

People use computer both for games and work.
İnsanlar bilgisayarı hem oyunlar, hem de iş için kullanırlar.

When did man start to use tools?
İnsanoğlu ne zaman aletler kullanmaya başladı.

You can use this computer any time.
İstediğin zaman bu bilgisayarı kullanabilirsin.

You may use my typewriter at any time.
İstediğin zaman daktilomu kullanabilirsin.

You may use my pen at any time.
İstediğin zaman dolma kalemimi kullanabilirsin.

You may use it any time.
İstediğin zaman onu kullanabilirsin.

If you want we can use English.
İstersen İngilizce kullanabiliriz.

You may use my typewriter if you want to.
İstersen daktilomu kullanabilirsin.

You can use my computer if you want.
İstiyorsan bilgisayarımı kullanabilirsin.

If you want to do good work, you should use the proper tools.
İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.

I can't use a fork well.
Çatalı iyi kullanamam.

The general use of forks for eating started in the tenth century A.D.
Çatalların yemek için genel kullanımı milattan sonra onuncu yüzyılda başladı.

I use all kinds of software to study Chinese.
Çince çalışmak için bütün yazılım çeşitlerini kullanıyorum.

The majority know how to use a knife.
Çoğunluk bıçağın nasıl kullanılacağını bilir.

He often lets me use his typewriter.
Çoğunlukla daktilosunu kullanmama izin verir.

I don't use taxis unless it's absolutely necessary.
Çok gerekli olmadıkça taksileri kullanmam.

So annoying... Now I get a headache whenever I use the computer!
Çok sinir bozucu... Ne zaman bilgisayarı kullansam başıma ağrılar giriyor.

It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.

To my surprise, he didn't know how to use the dictionary.
Şaşırdım, o, sözlüğü nasıl kullanacağını bilmiyordu.

I didn't use to like wine, but now I like it a lot.
Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi çok hoşlanıyorum.

I didn't use to like wine, but now I'm quite fond of it.
Şaraptan hoşlanmazdım fakat şimdi oldukça düşkünüm.

Students should make use of the books in the library.
Öğrenciler kütüphanedeki kitaplardan yararlanmalıdırlar.

The teacher showed us how to use a computer.
Öğretmen bilgisayarın nasıl kullanılacağını bize gösterdi.

Don't be shy about talking to the teacher; if you don't understand, use some initiative!
Öğretmenle konuşmaktan çekinme, eğer anlamazsan biraz girişken ol!

My older sister gave me an iPhone, but I don't know how to use it.
Ablam bana bir iPhone verdi ama onu nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

The man regained the use of his left arm.
Adam sol kolunun kullanımını yeniden kazandı.

Can I use a credit card for payment?
Ödeme için kredi kartı kullanabilir miyim?

Excuse me, but may I use the phone?
Affedersiniz fakat telefonu kullanabilir miyim?

Excuse me, but may I use your telephone?
Affedersiniz fakat telefonunuzu kullanabilir miyim?

Excuse me, but might I use the phone?
Affedersiniz, ama telefonunuzu kullanabilir miyim?

It is no use complaining.
Şikayet etmenin bir faydası yok.

Just use mine for now.
Şimdilik sadece benimkini kullan.

Our company makes use of the Internet.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.

You have to use tools.
Aletleri kullanmak zorundasın.

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

I need to use your phone to call an ambulance.
Ambulans çağırmak için telefonunu kullanmalıyım.

It is illegal in the United States for law enforcement to use torture to get information.
Amerika'da güvenlik güçlerinin bilgi almak için işkence yapması yasal değildir.

I didn't give you permission to use my car.
Arabamı kullanmana izin vermedim.

May I use your car, Dad?
Arabanı kullanabilir miyim, baba?

Empty the car so we can use it.
Arabayı boşaltın, böylece onu kullanabilelim.

There is no use waiting for her any longer.
Artık onu beklemenin faydası yok.

Are we allowed to use the elevator?
Asansörü kullanabilir miyiz?

Soldiers are trained to use weapons.
Askerler silahları kullanmak için eğitilirler.

We never use sugar.
Asla şeker kullanmayız.

Making use of fire may be regarded as man's greatest invention.
Ateşin kullanılması insanın en büyük icadı olarak kabul edilmektedir.

We should make use of atomic energy.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.

Those children use bad words.
Şu çocuklar kötü sözler kullanırlar.

May I use the shoe polish?
Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?

Few Japanese can use English well.
Az sayıda Japon İngilizceyi iyi konuşabilir.

The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.

It is no use reading such a book.
Böyle bir kitabı okumanın faydası yok.

I have to use English all day.
Bütün gün İngilizce kullanmak zorundayım.

Large cars use lots of gas.
Büyük arabalar çok yakıt kullanırlar.

If you want to succeed, use your time well.
Başarılı olmak istiyorsan, zamanını iyi kullan. (for the second person singular)

My father makes good use of his time.
Babam zamanını en iyi şekilde kullanır.

I learned how to use a hammer from my dad.
Babamdan bir çekici nasıl kullanacağımı öğrendim.

Tell me how to use the washing machine.
Bana çamaşır makinesinin nasıl kullanıldığını söyle.

He showed me how to use this camera.
Bana bu kamerayı nasıl kullanacağımı gösterdi.

It was Mr. Smith that taught me how to use that machine.
Bana bu makinenin nasıl kullanılacağını öğreten Bay Smith idi.

She told me that I could use her room.
Bana odasını kullanabileceğimi söyledi.

He told me that I could use his car.
Bana onun arabasını kullanabileceğimi söyledi.

It is no use trying to play a trick on me.
Bana oyun oynamaya çalışmanızın faydası yok.

May I use the bathroom?
Banyonu kullanabilir miyim?

Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
Bayanlar baylar, lütfen insanları küresel ısınmanın meydana gelmesi için yardım etmeyi bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.

Some people had to use false names to get work.
Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.

I sometimes use scissors as a can opener.
Bazen bir konserve açacağı olarak makas kullanırım.

The baby cannot use a spoon yet.
Bebek henüz bir kaşık kullanamaz.

I can't use this machine.
Ben bu makineyi kullanamam.

May I use this telephone?
Ben bu telefonu kullanabilir miyim?

I would like to use your word processor.
Ben kelime işlemcini kullanmak istiyorum.

I could use some help in the kitchen.
Ben mutfakta biraz yardım kullanabildim.

I use that computer.
Ben o bilgisayarı kullanırım.

I use it every day.
Ben onu her gün kullanırım.

I use it.
Ben onu kullanırım.

I do not know how to use it.
Ben onu nasıl kullanacağımı bilmiyorum.

Can I use your pen?
Ben senin kalemini kullanabilir miyim?

May I use your pencil?
Ben senin kalemini kullanabilir miyim?

Can I use your pencil?
Ben senin kurşun kalemini kullanabilir miyim?

Can I use your dictionary?
Ben senin sözlüğünü kullanabilir miyim?

May I use the phone?
Ben telefonu kullanabilir miyim?

May I use the toilet?
Ben tuvaleti kullanabilir miyim?

Can I use your toilet, please?
Ben tuvaletinizi kullanabilir miyim, lütfen?

May I use your toilet?
Ben tuvaletinizi kullanabilir miyim?

I found it difficult to use the machine.
Ben, makineyi kullanmayı zor buldum.

It is no use asking me for money.
Benden para istemenin faydası yok.

It's no use asking me for money.
Benden para istemenin faydası yok.

Did you use my camera?
Benim fotoğraf makinemi mi kullandın?

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

Don't use my pen.
Benim kalemimi kullanma.

I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment.
Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.

You can use Tifinagh alphabet to write in the Tamazight language.
Berberice yazmak için Tifinag alfabesini kullanabilirsin.