tie ile ilgili cümleler

I want a tie to go with this suit.
Bu ceketle giden bir kravat istiyorum.

This tie doesn't go with my suit.
Bu kravat benim takım ile gitmez.

This tie goes with your shirt.
Bu kravat gömleğine uyar.

This tie goes very well with your shirt.
Bu kravat gömleğinle çok iyi gider.

This shirt doesn't go with that tie at all.
Bu kravat o gömlekle hiç gitmiyor.

That tie suits you very well.
Bu kravat sana çok iyi uyuyor.

This tie matches your suit.
Bu kravat takımına uyar.

I ought to wear this tie more often. I've gotten a lot of compliments today.
Bu kravatı daha sık takmalıyım. Bugün çok iltifat aldım.

I think this tie will go great with that shirt.
Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum.

Your jacket and tie don't go together.
Ceketin ve kravatın uymuyor.

I bought a tie for Dan and I'll buy a scarf for Elena.
Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.

Jeff wore the tie which Kim had given him for a birthday present.
Jeff Kim'in ona bir doğum günü hediyesi için verdiği kravatı giydi.

The tie goes with your jacket.
Kravat ceketine uyar.

The tie doesn't go with my dress.
Kravat elbiseme uymadı.

Your tie has come undone.
Kravatın çözülmedi.

Your tie blends well with your suit.
Kravatın takım elbisen ile uymuş.

I haven't worn this tie in almost three years.
Neredeyse üç yıldır bu kravatı takmadım.

What should I buy my dad for Christmas? A tie maybe?
Noel için babama ne almalıyım? Belki bir kravat?

That child could barely manage to tie his shoes.
O çocuk ayakkabılarını güçlükle bağlayabildi.

That red tie doesn't go with your suit. Why don't you wear the green one?
O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?

That tie goes well with your shirt.
O kravat gömleğinle iyi gider.

He hates wearing a tie during the summer heat.
O yaz sıcağı sırasında bir kravat takmaktan nefret eder.

She found a nice tie for me.
O, benim için güzel bir kravat buldu.

She helped him tie his tie because he didn't know how to.
O, nasıl yapacağını bilmediği için, o, ona kravatını bağlaması için yardım etti.

She helped him tie his tie.
Ona kravatını bağlaması için yardımcı oldu.

Could you tie it with a ribbon?
Onu bir kurdele ile bağlar mısın?

His tie came undone.
Onun kravatı çözüldü.

You need to wear a tie there.
Orada bir kravat takmalısın.

The boss told Tom that he had to wear a suit and tie to work.
Patron çalışmak için Tom'un takım elbise giymek ve kravat takmak zorunda olduğunu söyledi.

I used a ribbon to tie my hair into a ponytail.
Saçlarımı at kuyruğu yapmak için bir kurdele kullandım.

I like that tie of yours.
Senin o kıravatını seviyorum.

Your tie looks good.
Sizin kravatınız iyi görünüyor.

Your tie is crooked.
Sizin kravatınız yamuk.

That's a nice tie you're wearing.
Taktığın güzel bir kravat.

I hate the tie you're wearing.
Taktığın kravattan nefret ediyorum.

Does Tom usually wear a tie to work?
Tom çalışmak için genellikle bir kravat takar mı?

Tom doesn't have to wear a suit and tie to work.
Tom çalışmak için takım elbise giymek ve kravat takmak zorunda değil.

Tom needs to wear a tie where he works.
Tom çalıştığı yerde bir kravat takmalı.

Tom bent over to tie his shoes.
Tom ayakkabılarını bağlamak için eğildi.

Tom became aware that he had forgotten to tie his shoes.
Tom ayakkabılarını bağlamayı unuttuğunu fark etti.

Tom can't tie his shoes.
Tom ayakkabılarını bağlayamıyor.

Tom can't tie his own shoes.
Tom ayakkabılarını bağlayamaz.

Tom doesn't know how to tie his shoes.
Tom ayakkabılarını nasıl bağlayacağını bilmiyor.

Tom can't tie his shoes by himself.
Tom ayakkabılarını tek başına bağlayamaz.

Tom didn't wear a tie to work today.
Tom bugün çalışmak için bir kravat takmadı.

Tom can't tie a tie.
Tom kravat bağlayamaz.

Tom took his tie off.
Tom kravatını çıkardı.

Tom loosened his tie and unbuttoned his top shirt button.
Tom kravatını gevşetti ve üst gömlek düğmesini açtı.

Tom loosened his tie and removed his glasses.
Tom kravatını gevşetti ve gözlüğünü çıkardı.

Tom doesn't know how to tie a tie.
Tom nasıl kravat bağlayacağını bilmiyor.

Tom and Mary are going to tie the knot this spring.
Tom ve Mary bu bahar evlenecekler.

Tom can't tie his shoelaces by himself.
Tom, bağcıklarını tek başına bağlayamaz.

Tom always wears a tie to work, except on Fridays.
Tom, Cumalar hariç, çalışmak için her zaman kravat takar.

Tom is required to wear a suit and tie to work.
Tom'un çalışmak için bir takım elbise ve kravat giymesi bekleniyor.

A blue suit, white shirt and red tie are essential for all male workers.

A conservative tie is preferable to a loud one for a job interview.

A drop of mustard fell and stained my tie during lunch.

Apart from the cost, the color of the tie doesn't suit me.

Before saying goodbye to their neighbors, the Smiths had to tie up some loose ends inside the house.

Can you tie a bow?

Can you tie a cherry stem into a knot with your tongue?

Decorated with blue and yellow strips, the tie was very unfashionable.

Didn't Tom wear that same tie yesterday?

Don't you think this paisley tie would look good on you?

Every boy is supposed to wear a tie at the party.

Everybody is supposed to wear a tie at the party.

He bent over to tie his shoe.

He is required to wear a suit and tie to work.

He was eager to tie the knot.

He wears a bow tie everyday.

Help me pick out a tie to go with this suit.

His shirt was gray and the tie was yellow.

His striped suit and checked tie didn't match.

His suit was gray and his tie was yellow.

His tie corresponds well with his suit.

Hold this while I tie my shoes.

How much does this tie cost?

How old were you when you learned to tie your own shoes?

I am required to wear a suit and tie to work.

I bought a beautiful silk tie for my uncle.

I don't have time to buy a new tie before the banquet.

I found a nice tie for Tom.

I have some loose ends to tie up.

I learned to tie my shoelaces by myself at the age of five.

I showed Tom how to tie a bowline.

I showed Tom how to tie some knots.

I think Tom should wear a tie to the party.

I tie my shoes on my own.

I'd describe him as a middle-aged man in a yellow jacket, orange tie and a pink shirt.