Türkçe kelime anlamı Koku olan Smell kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Smell ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
I have a good sense of smell.
İyi bir koku alma duyum var.
I smell something rotten.
Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
I can smell flowers.
Çiçekleri koklayabiliyorum.
You smell so nice.
Çok güzel kokuyorsun.
The socks smell bad.
Çoraplar kötü kokuyor.
I smell smoke in the elevator.
Asansörde duman kokusu alıyorum.
Daddy, you smell like you've been drinking.
Baba, içki içmişsin gibi kokuyorsun.
She sent me a postcard that said she hates the smell of animals.
Bana hayvanların kokusundan nefret ettiğini yazdığı bir kartpostal göndermiş.
I think you smell nice.
Bence güzel kokuyorsun.
I smell gas.
Benzin kokusu alıyorum.
I smell something awful.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
A dog has an acute sense of smell.
Bir köpeğin keskin bir koku alma duyusu vardır.
A dog's sense of smell is much keener than a human's.
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
You smell like a dog.
Bir köpek gibi kokuyorsun.
A dog has a sharp sense of smell.
Bir köpek keskin bir koku alma duyusuna sahiptir.
A dog is sensitive to smell.
Bir köpek kokuya duyarlıdır.
You smell like shit.
Bok gibi kokuyorsun.
Smell this flower.
Bu çiçeği kokla.
Those flowers smell sweet.
Bu çiçekler miss gibi kokuyor.
These flowers aren't only beautiful, but they smell nice.
Bu çiçekler sadece güzel değil, aynı zamanda güzel kokuyorlar.
These flowers have a unique smell.
Bu çiçeklerin eşsiz bir kokusu var.
This gas gives off a bad smell.
Bu gaz kötü bir koku verir.
This dog is trained to smell out drugs.
Bu köpek uyuşturucu bulmak için eğitilmiştir.
This smell disgusts me.
Bu koku beni bezdiriyor.
This smell might come from the oven!
Bu koku fırından gelebilir!
What's this smell?
Bu koku nedir?
I can't put up with this smell.
Bu kokuya katlanamam.
I've smelled this smell somewhere before.
Bu kokuyu daha önce bir yerde kokladım.
This fruit has an unpleasant smell.
Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var.
This water has a bad smell.
Bu suyun kötü bir kokusu var.
These lilies smell lovely.
Bu zambaklar güzel kokuyor.
You can smell the ocean from here.
Buradan okyanusu koklayabilirsin.
We smell with our noses.
Burunlarımızla koklarız.
I smell smoke.
Duman kokusu alıyorum.
Eva climbed the stairs to Romer's office, trying to analyse the complex smell in the stairwell - a cross between mushrooms and soot, ancient stour and mildew, she decided.
Eva, Romer'in ofisine çıkan merdivenlere tırmandı, merdiven boşluğundaki karmaşık kokuyu analiz etmeye çalıştı - mantar ve kurum, eski birikmiş toz ve küf arasında bir karışım olduğuna karar verdi.
Roses smell sweet.
Güller güzel kokar.
Roses smell nice.
Güller güzel kokuyor.
The smell of roses filled the room.
Güllerin kokusu odayı doldurdu.
You smell nice.
Güzel kokuyorsun.
You smell good.
Güzel kokuyorsun.
You smell wonderful.
Harika kokuyorsun.
You smell great.
Harika kokuyorsun.
The bad smell sickened me.
Kötü koku beni rahatsız etti.
The bad smell disgusted us.
Kötü koku bizi tiskindirdi.
I smell blood.
Kan kokusu alıyorum.
Smell is one of the five senses.
Koklama beş duyudan biridir.
The smell was offensive.
Koku rahatsız edici idi.
Do you smell that?
Kokuyu alıyor musun?
I can smell fear.
Korkuyu hissedebiliyorum.
The smell of macaroni and cheese makes me nauseous.
Makarna ve peynir kokusu midemi bulandırıyor.
I smell something burning in the kitchen.
Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
Why does the dog smell bad?
Neden köpek kötü kokuyor?
That flower has a strong smell.
O çiçeğin güçlü bir kokusu var.
What's that smell?
O koku da ne?
I know what that smell is.
O kokunun ne olduğunu biliyorum.
He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
A bad smell permeated the room.
Odaya kötü bir koku yayıldı.
I can smell the ocean.
Okyanusun kokusunu alabiliyorum.
They smell bad.
Onlar kötü kokuyor.
His clothes always smell bad.
Onun elbiseleri her zaman kötü kokar.
Money does not smell.
Para kokmaz.
I smell bacon.
Pastırma kokusu alıyorum.
Don't you smell something unusual?
Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?
I think I smell smoke.
Sanırım duman kokusu alıyorum.
I think I smell something burning.
Sanırım yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
The weasel is noted for its bad smell.
Sansar kötü kokusuyla bilinir.
I can smell smoke.
Sigara kokabilirim.
I smell trouble.
Sorun kokusu alıyorum.
I like the smell of fresh bread.
Taze ekmeğin kokusunu seviyorum.
I like the smell of freshly-baked bread.
Taze pişmiş ekmek kokusunu severim.
Tom leaned down to smell the flower.
Tom çiçeği koklamak için eğildi.
Tom lost his sense of smell.
Tom koku alma duyusunu kaybetti.
Tom says he can't ignore the smell any longer.
Tom kokuyu daha fazla görmezden gelemiyeceğini söylüyor.
Tom could smell breakfast cooking in the kitchen.
Tom mutfakta pişen yemeğin kokusunu alabiliyordu.
Tom likes the smell of popcorn popping.
Tom patlamış mısır kokusunu seviyor.
Tom can't stand the smell of cigarette smoke.
Tom sigara dumanının kokusuna dayanamaz.
Tom and Mary exchanged puzzled looks, wondering what the smell was.
Tom va Mary kokunun ne olduğunu merak ederek şaşkın bakışlarla baktılar.
There is a bad smell in the meeting room.
Toplantı odasında berbat bir koku var.
Wake up and smell the coffee.
Uyan ve kahveyi kokla.
I hate rain, but I love its smell.
Yağmurdan nefret ederim ama kokusunu severim.
I smell something burning, Mother.
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum, Anne.
I smell something burning.
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
The smell of food made me hungry.
Yemeğin kokusu beni acıktırdı.
Newly printed books smell good.
Yeni basılmış kitaplar güzel kokuyor.
I like the smell of bread just out of the oven.
Yeni pişmiş ekmeğin kokusunu severim.
Lilies smell sweet.
Zambaklar mis gibi kokar.
A smell of lilies filled the room.
Zambakların kokusu odayı doldurdu.
"Can you smell something burning?" "Oh, I went and burnt the toast."
"Dear, where have you been?" - "I've been running." - "But your T-shirt is dry and has no smell at all."
"Here I come! ...Your Majesty, Duke Onkled is under attack by the evil forces of Ganon." "..." "Impa?! You're a slut!" "You smell like shit!" "Enough! Where's His Majesty?" "Ganon captured the King!" "Ganon is a prick..."
"I smell a rat", I said to him.
"My dog doesn't have a nose." "How does he smell?" "Terrible."
A putrid smell came up out of the hole in the ground.
A rose by any other name would smell as sweet.
A smaller, but still dangerous, concentration of pathogens won't necessarily be detectable by smell.
After the fire, the smell of smoke in the air lasted for days.
After the fire, the smell of smoke remained in the air for days.
All flowers smell sweet.
Ammonia is a colorless liquid or gas with a very strong smell.
Among all cheeses, the one that I like is Camembert. I love its smell because it makes me nostalgic.
