Türkçe kelime anlamı Kardeş olan Sister kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Sister ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
"When does your sister come back from work?" "I don't know, but I think she'll arrive at home a few minutes before me."
"Kız kardeşin işten ne zaman dönecek?" "Bilmiyorum fakat sanırım benden birkaç dakika önce eve gelecek."
Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
She introduced her sister to him more than two years ago.
İki yıldan daha önce o, kız kardeşini ona tanıttı.
I will have my sister pick you up at the station.
İstasyonda seni kız kardeşime aldıracağım.
My sister used to take care of the flower bed.
Çiçekliğe kız kardeşim bakardı.
I quarrelled with my sister because she's too kind.
Çok nazik olduğu için kız kardeşimle tartıştım.
My brother is a boy and my sister is a girl.
Abim bir oğlan ve ablam bir kız.
My older sister gave me an iPhone, but I don't know how to use it.
Ablam bana bir iPhone verdi ama onu nasıl kullanacağımı bilmiyorum.
My older sister is beautiful.
Ablam güzeldir.
My older sister plays the guitar well.
Ablam gitarı iyi çalar.
My older sister goes jogging every day.
Ablam her gün koşuya gider.
My older sister finally got married.
Ablam sonunda evlendi.
My older sister is good at typing.
Ablam yazmada iyidir.
What is your older sister doing now?
Ablan şimdi ne yapıyor?
You don't get up as early as your older sister, do you?
Ablan kadar erken kalkmazsın, değil mi?
The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
Alice wasn't listening to her sister.
Alice kız kardeşini dinlemiyordu.
I'm going off to Vancouver next week to see my sister.
Önümüzdeki hafta kız kardeşimi görmek için Vancouver'a çıkıyorum.
Ann sang a lullaby for her little sister.
Ann küçük kız kardeşine bir ninni söyledi.
My mother likes tulips very much and so does my sister.
Annem laleleri çok sever ve kız kardeşim de öyle.
My mother is a sister of theirs.
Annem onların bir kız kardeşidir.
Her mother and her sister came to visit the young worker, and sometimes they spent a day with her.
Annesi ve kız kardeşi genç işçiyi ziyaret etmek için geldi, ve bazen onunla birlikte bir gün geçirdiler.
He has to support his mother and his sister.
Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.
Ann doesn't have a sister.
Ann'in bir kız kardeşi yok.
Ann has no sister.
Ann'in hiç kızkardeşi yok.
That little girl is my sister's friend.
Şu küçük kız benim kız kardeşimin arkadaşıdır.
My older sister takes a shower every morning.
Büyük kız kardeşim her sabah duş alır.
My big sister washes her hair every morning.
Büyük kız kardeşim her sabah saçını yıkar.
My father and sister are carpenters.
Babam ve kız kardeşi marangozdur.
The girl who gave me beautiful flowers was your sister.
Bana güzel çiçekleri veren senin kız kardeşindi.
My sister often looks after the baby.
Bebeğe çoğunlukla kız kardeşim bakar.
I played football and my sister played tennis.
Ben futbol oynadım ve kız kardeşim tenis oynadı.
I am like my sister.
Ben kız kardeşime benzerim.
I am eating lunch with my sister.
Ben kızkardeşim ile yemek yiyorum
I like dogs, but my sister likes cats.
Ben köpekleri severim, ama kız kardeşim kedileri sever.
I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal.
Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.
I mistook Ann for her sister.
Ben onun kız kardeşini Ann zannettim.
I saw my sister there.
Ben orada kızkardeşimi gördüm.
I can't draw, but my sister is a great artist.
Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
I am your elder sister.
Ben senin öz ablanım.
I'm your elder sister.
Ben senin öz ablanım.
I'm Tom and this is my sister Mary.
Ben Tom'um ve bu da kız kardeşim Mary.
I'm Tom's sister.
Ben Tom'un kız kardeşiyim.
My sister took care of the dog while I was away.
Ben uzaktayken kız kardeşim köpeğe baktı.
He always mistakes me for my sister.
Beni her zaman kız kardeşimle karıştırır.
It seems that he mistook me for my sister.
Beni kız kardeşimle karıştırdı gibi görünüyor.
She introduced me to her sister.
Beni kız kardeşiyle tanıştırdı.
My older sister got engaged.
Benim ablam nişanlandı.
My family has my father, my mother, and my little sister.
Benim ailem, babam, annem ve küçük kız kardeşimden oluşmaktadır.
I have another sister.
Benim başka bir kız kardeşim var.
You're like a sister to me.
Benim için bir kız kardeş gibisin.
My sister is shorter than you.
Benim kız kardeşim senden daha kısadır.
My little sister has been suffering from a toothache since last night.
Benim küçük kardeşim geçen geceden beri diş ağrısından kıvranıyordu.
The girl wearing a white dress is my sister.
Beyaz bir elbise giyen kız benim kız kardeşim.
The pretty girl in the bikini is Tom's sister.
Bikinili güzel kız Tom'un kız kardeşidir.
I have an older brother and a younger sister.
Bir ağabeyim ve küçük bir kız kardeşim var.
I have one elder brother and a younger sister.
Bir ağabeyim ve bir küçük kız kardeşim var.
I have one older brother and one younger sister.
Bir ağabeyim ve küçük bir kız kardeşim var.
I don't have a car, but my sister does.
Bir arabam yok fakat kız kardeşimin var.
I have a twin sister.
Bir ikiz kız kardeşim var.
I have one sister.
Bir kız kardeşim var.
I do not have a sister.
Bir kız kardeşim yok.
Do you have a sister, Lucia?
Bir kız kardeşin var mı, Lucia?
I took one, and gave the other apples to my little sister.
Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.
We are brother and sister.
Biz erkek kardeş ve kız kardeşiz.
We cannot distinguish her from her younger sister.
Biz onu küçük kız kardeşinden ayırt edemeyiz.
That's my sister.
Bu benim kız kardeşim.
This is my sister.
Bu benim kız kardeşim.
I borrowed this comic from his sister.
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
This dictionary is my sister's.
Bu sözlük benim kız kardeşimindir.
This morning Tom said his sister was still sick in bed.
Bu sabah Tom kız kardeşinin hâlâ yatakta hasta olduğunu söyledi.
This morning Tom said that his sister is still ill in bed.
Bu sabah Tom kız kardeşinin hâlâ yatakta hasta olduğunu söyledi.
Is that your or your sister's glass?
Bu senin mi yoksa kızkardeşinin mi gözlüğü?
This is a picture of my sister.
Bu, kız kardeşimin bir resmidir.
That is Pierrot's sister.
Bu, Pierrot'un kız kardeşi.
These are my sister's magazines.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
I'm not saying this just because I'm your sister.
Bunu sadece kız kardeşin olduğum için söylemiyorum.
I realize that this may sound crazy, but I think I've fallen in love with your younger sister.
Bunun delice görünebileceğinin farkındayım fakat sanırım senin küçük kızkardeşine aşık oldum.
Yesterday my sister went to Kobe.
Dün, kız kardeşim Kobe'ye gitti.
Diane is your half-sister too, George.
Diane de üvey kız kardeşin, George.
To tell the truth, she is my sister.
Doğruyu söylemek gerekirse, o benim kız kardeşim.
She usually helps her sister to do her homework.
Ev ödevini yapması için genellikle kız kardeşine yardım eder.
I often help my sister do her homework.
Ev ödevini yapması için sık sık kız kardeşime yardım ederim.
I consulted with my sister about my marriage.
Evliliğim hakkında kız kardeşimle görüştüm.
But my older sister knows how to swim quite well.
Fakat ablam nasıl yüzüleceğini oldukça iyi bilir.
I went to see his older sister last week.
Geçen hafta ablasını görmeye gittim.
I met his sister last week.
Geçen hafta onun kız kardeşiyle buluştum.
I'll bring my sister when I come next time.
Gelecek sefer geldiğimde, kız kardeşimi getireceğim.
Bring your sister next time.
Gelecek sefer kız kardeşinide getir.
It's been three years since my younger sister got married.
Genç kız kardeşim evleneli üç yıl oldu.
George married my sister.
George kız kardeşimle evlendi.
George's sister made me some sandwiches.
George'un kız kardeşi bana biraz sandviç yaptı.
I discussed baby names with my pregnant sister.
Hamile kız kardeşimle bebek isimlerini tartıştık.
I took care of my sick sister.
Hasta kız kardeşime baktım.
He, as well as his sister, are invited to the party.
Hem o hem de kız kardeşi partiye davetliler.
Sister, don't let this patient out of your sight.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
You might have mistaken Jane for her sister.
Jane'i kızkardeşi ile karıştırmış olabilirsin.
You may have mistaken Jane for her sister.
Jane'i kızkardeşiyle karıştırmış olabilirsin.
Joan is as charming as her sister.
Joan kız kardeşi kadar çekici.
