Türkçe kelime anlamı Tek olan Single kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Single ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
It was all like a single equation with two unknowns.
İki bilinmeyenli bir denklem gibiydi hepsi.
We're both single.
İkimiz de bekarız.
She remained single all her life.
Bütün hayatı boyunca bekar kaldı.
Single with bath, right?
Banyolu,tek kişilik,tamam mı?
Some young Japanese people prefer being single to being married.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
I am single.
Bekârım.
Are you single?
Bekar mısın?
He can't be single. He's too good-looking.
Bekar olamaz. O çok yakışıklı.
I hate being single.
Bekar olmaktan nefret ediyorum.
I'm still single.
Ben hâlâ bekârım.
I don't have a single enemy.
Benim tek bir düşmanım yok.
We did not see a single game.
Bir maç bile görmedik.
Not a single sparrow was to be heard.
Bir tek serçe duyulmuyordu.
We listened carefully in order not to miss a single word.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
We have not had a single drop of rain for two weeks.
Bizim iki hafta boyunca tek bir damla yağmurumuz olmadı.
I'd like a single with a shower, please.
Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.
There wasn't a single picture on the wall.
Duvarda tek bir resim yoktu.
My oldest brother is single.
En büyük ağabeyim bekardır.
Married people sometimes wish they were single.
Evli kişiler bazen bekar olmayı ister.
Are you married or are you single?
Evli misin yoksa bekar mısın?
There isn't a single cloud in the sky.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
The discovery of truth should remain the single aim of science.
Gerçeğin keşfi bilimin tek amacı kalmalıdır.
You're still single, aren't you?
Hâlâ bekarsın, değil mi?
We're all single.
Hepimiz bekarız.
I think about that every single day.
Her gün onu düşünürüm.
He didn't have a single pen.
Hiç kalemi yoktu.
In Japan almost all roads are single lane.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
Girls, I'm single.
Kızlar, ben bekarım.
I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
Mary remained single all her life in Japan.
Mary Japonya'da bütün hayatı boyunca bekar kaldı.
Mary is a single mom.
Mary yalnız bir anne.
I'm almost thirty years old and I'm still single.
Neredeyse otuz yaşındayım ve hâlâ bekarım.
She's a single mother.
O bekar bir anne.
She has been single for a while.
O bir süredir bekâr.
Is he married or single?
O evli mi yoksa bekâr mı?
He remained single till the end of his day.
O gününün sonuna kadar yalnız kaldı.
She's still single.
O hâlâ bekar.
Not a single word did he say.
O tek bir kelime söylemedi.
He remained single all his life.
O, bütün hayatı boyunca bekar kaldı.
He's still single.
O, hâlâ bekar.
She failed to understand a single word.
O, tek bir kelime anlamadı.
The room was lit by a single candle.
Oda tek bir mumla aydınlatıldı.
I would rather remain single than live an unhappy life with him.
Onunla mutsuz bir hayat yaşamaktansa bekar kalmayı tercih ederim.
The police can't find a single person who remembers seeing you where you said you were on the night of the murder.
Polis cinayet gecesinde olduğunu söylediğin yerde seni gördüğünü hatırlayan tek bir kişiyi bulamıyor.
You're single.
Sen bekarsın.
Did God really create the earth in a single day?
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
A single mistake, and you are a failure.
Tek bir hata, ve sen bir fiyaskosun.
I don't even have a single girlfriend.
Tek bir kız arkadaşım bile yok.
She left without saying even a single word.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
Not a single person arrived late.
Tek bir kişi bile geç gelmedi.
Get both a phone and internet access in a single package!
Tek bir pakete hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Single with bath, please.
Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
Would you like a single room?
Tek kişilik bir oda ister misin?
I'd like to reserve a single room.
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
He was killed by a single bullet.
Tek kurşunla öldürüldü.
Tom remained single his whole life.
Tom bütün hayatı boyunca yalnız kaldı.
Is Tom single?
Tom bekar mı?
Tom is single.
Tom bekar.
Tom attended high school for three years without missing a single day or ever being late.
Tom bir tek gün bile kaçırmadan yada hiç geç kalmadan üç yıl liseye devam etti.
Tom wished he were still single.
Tom hâlâ bekar olmayı diledi.
Tom is still single.
Tom hâlâ bekar.
Tom planned to remain single all his life.
Tom hayatı boyunca bekar kalmayı planladı.
Tom thought Mary was single, but he wasn't really sure.
Tom Mary'nin bekar olduğunu düşünüyordu fakat gerçekten emin değildi.
Tom remained single all his life.
Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
Tom hasn't missed a single class.
Tom tek bir ders kaçırmadı.
Tom didn't utter a single word.
Tom tek bir kelime söylemedi.
Tom hasn't missed a single meeting.
Tom tek bir toplantı kaçırmadı.
Tom wants to stay single.
Tom tek kalmak istiyor.
Tom didn't say a single word.
Tom tek kelime söylemedi.
Tom and Mary are both still single.
Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
Tom couldn't understand a single word of what Mary said.
Tom, Mary'nin söylediğinden bir kelime anlamadı.
I doubt if Tom is single.
Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
Although I graduated many years ago, I will never forget a single one of my teachers who taught me.
Yıllarca önce mezun olmama rağmen, bana öğretmenlik yapan öğretmenlerimden tek birini asla unutmayacağım.
I'm single again.
Yine bekarım.
I can't afford to waste a single yen.
Ziyan edecek tek kuruşum yok.
A great wine is not the work of a single man, but the result of a long and refined tradition. There are more than a thousand years of history in an old bottle.
A journey of a thousand miles begins with a single step.
A journey of a thousand miles starts with a single step.
A mailbag from a single sender addressed to one recipient, as the name suggests, is for delivering a bag of printed matter.
A single day can change the course of history.
A single death is a tragedy, a million deaths is a statistic.
A single incident can change your life.
A single language is never enough.
A single person produces more meat than I expected.
A single ray of sunlight shone through a chink in the shuttered window.
A single step, and you will fall over the cliff.
A tablet is a mobile computer with display, circuitry and battery in a single unit.
A yellow bee hovers in a single spot.
Although most of us think of the brain as a single structure, it is actually divided into two hemispheres.
Am I supposed to, single-handedly, strengthened only by the mythical magic of my forebears, in heroic fashion smash his armies and save the beautiful princess from his clutches to finally deliver him to...
An idea is an immaterial model of a real or a supposed element of reality. An idea is a fragment of our thoughts. When we think something, that single thought is an idea. Ideas are the atoms of the thoughts, and thoughts are a combination of ideas.
And not a single person went.
Are any of your brother's friends single?
Are any of your sister's friends single?
Are you married or single?
Asia possesses 12 of the Top 19 world single-day rainfall records.
At that time, he pointed out every single pronunciation mistake I made, no matter how small it was. It was annoying. Especially in front of other people.
Because of the heavy fog, not a single person could be seen.
Better be still single than ill married.
Bill was single until he tied the knot last week.
