"What do you mean?" Dima asked, but burped, for if he remained silent, this sentence would be too simple.
"Ne demek istiyorsun?" Dima sordu fakat geğirdi, zira o sessiz kalırsa, bu cümle çok basit olur.
The lady remained silent.
Bayan sessiz kaldı.
Four of my favorite Christmas carols are "Silent Night," "Joy to the World," "The First Noel" and "Away in the Manger."
Benim favori Noel şarkılarımdan dördü " Silent Night ", "Joy to the World ", " The First Noel " ve " Away in the Manger. "
They were both silent for a while.
Bir süre her ikisi de sessizdi.
Everett stood silent for a moment.
Everett bir an sessiz durdu.
The young girl remained silent.
Genç kız sessiz kaldı.
Stand still and keep silent.
Hareket etme ve sessiz kal.
One important thing to remember is that Americans may remain silent when you say something they don't agree with.
Hatırlanması gereken önemli bir şey onların kabul etmediği bir şey söylediğinizde Amerikalıların sessiz kalabilmeleridir.
All of us were silent.
Hepimiz sessizdik.
All were silent.
Hepsi sessizdi.
Everyone is silent.
Herkes sessiz.
Everybody was silent.
Herkes sessizdi.
Jane kept silent for a long time.
Jane, uzun bir süre sessiz kaldı.
She was angry. That is why she remained silent.
Kızgındı. Sessiz kalmasının sebebi budur.
When we told Koko the news, she was silent for about ten minutes.
Koko'ya haberi söylediğimde, o yaklaşık on dakika boyunca sessiz kaldı.
Lincoln himself was silent.
Lincoln kendini sessizdi.
He who does not know how to remain silent, does not know how to speak either.
Nasıl sessiz kalacağını bilmeyen biri nasıl konuşacağını da bilmez.
Since he didn't know what to say, he remained silent.
Ne diyeceğini bilmediği için, sessiz kaldı.
He didn't know what to say, so he remained silent.
Ne diyeceğini bilmiyordu, bu yüzden sessiz kaldı.
Not knowing what to say, I remained silent.
Ne söyleyeceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.
Not knowing what to say, he remained silent.
Ne söyleyeceğini bilmediği için, o sessiz kaldı.
Not knowing what to say, she remained silent.
Ne söyleyeceğini bilmediği için, sessiz kalmaya devam etti.
Not knowing what to do, she remained silent.
Ne yapacağını bilmediği için, sessiz kaldı.
Why is she so silent?
Niçin o öyle sessiz?
He has so far been silent about his intention.
O şimdiye kadar amacı hakkında sessizdi.
He remained silent like a stone.
O bir taş gibi sessiz kaldı.
He remained silent the whole time.
O her zaman sessiz kaldı.
He stood silent for a moment before speaking.
O konuşmadan önce, bir süre sessiz durdu.
When he spoke, everyone became silent.
O konuştuğunda, herkes sessiz oldu.
He remained silent.
O sessiz kaldı.
She kept silent all day.
O tüm gün sessiz kaldı.
She suddenly fell silent.
O, aniden sessizleşti.
He kept silent all day.
O, bütün gün sessiz kaldı.
She remained silent all day.
O, bütün gün sessiz kaldı.
He remained silent for a while.
O, bir süre sessiz kaldı.
He kept silent all day long.
O, gün boyu sessiz kaldı.
He was silent all the time.
O, her zaman sessizdi.
When he finished speaking, everyone was silent.
O, konuşmayı bitirdiğinde, herkes sessizdi.
As he didn't know what to say, he remained silent.
O, ne söyleyeceğini bilmediği için, sessiz kaldı.
He remained silent during the meeting.
O, toplantı sırasında sessiz kaldı.
He was silent for quite a while.
O, uzun bir süre sessizdi.
He was silent for a long time.
O, uzun bir süre sessizdi.
He kept silent during the meeting.
O,görüşme boyunca sessiz kaldı.
They fell silent.
Onlar sustular.
All of them remained silent.
Onların hepsi sessiz kaldılar.
His voice trailed off and he remained silent.
Onun sesi azaldı ve sessiz kaldı.
You have only to keep silent.
Sadece sessiz kalmak zorundasın.
I think it's strange that Alice should keep silent for such a long time.
Sanırım Alice'in böyle uzun süre sessiz kalması tuhaf.
She got all the more angry because I kept silent.
Sessiz kaldığım için daha da sinirlendi.
You have the right to remain silent.
Sessiz kalma hakkına sahipsin.
It is better to remain silent, than to talk without purpose.
Sessiz kalmak amaçsız konuşmaktan daha iyidir.
You might be wise to remain silent.
Sessiz kalmak için akıllı olabilirsin.
In order to remain silent Dasein must have something to say.
Sessiz kalmak için Dasein'in söyleyecek bir şeyi olmalı.
Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
He judged it wiser to remain silent.
Sessiz kalmanın daha akıllıca olduğuna karar verdi.
I thought it best to remain silent.
Sessiz kalmanın en iyi olduğunu düşündüm.
He was not allowed to remain silent.
Sessiz kalmasına izin verilmedi.
If you continue to remain silent, I'll lose my temper.
Sessiz kalmaya devam edersen, kendimi kaybedeceğim.
We've decided to remain silent.
Sessiz kalmaya karar verdik.
I won't be silent.
Sessiz olmayacağım.
I am silent.
Sessizim.
She kept silent about the problem.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
The speaker requested that the audience remain silent.
Spiker seyircilerin sessiz kalmasını rica etti.
A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte bir sürü tamamen sessiz çocuklar oldu.
The telephone was silent.
Telefon sessizdi.
Tom was silent for a moment.
Tom bir an için sessizdi.
Tom waited for Mary to say something, but she remained silent.
Tom Mary'nin bir şey söylemesini bekledi ama o sessiz kaldı.
Tom remained silent.
Tom sessiz kaldı.
Tom stayed silent.
Tom sessiz kaldı.
Tom kept silent.
Tom sessiz kaldı.
Tom asked us to be silent.
Tom sessiz olmamızı istedi.
Tom is silent.
Tom sessiz.
Tom was silent.
Tom sessizdi.
Tom kept silent about the problem.
Tom sorun hakkında sessiz kaldı.
Tom kept silent about his crime for years.
Tom suçu hakkında yıllarca sessiz kaldı.
Tom was sitting silent for half an hour.
Tom yarım saattir sessizce oturuyordu.
I have been silent for a long time.
Uzun süredir suskunum.
He kept silent during the meal.
Yemek sırasında sessiz kaldı.
"Who is there?" she asked without raising her head. He remained silent.
A fool, when he is silent, is counted to be wise.
A kiss is the best way to keep silent while saying it all.
A man who does not know how to be silent does not know how to read.
A person's silent discussion with themselves is called "inner monologue".
A poet is the translator of the silent language of nature to the world.
All was silent throughout the castle.
As one grows older, one becomes more silent.
As the boss was walking away the employees remained silent, listening for the clicking of her heels against the floor, to make sure that she really had left.
As the room fall silent, only the ticking sound of an old clock could be heard.
Be silent in the library, boys.
Be silent, or say something better than silence.
Be silent, or speak something worth hearing.
Being silent is regarded in effect as approval.
Better to remain silent and be thought a fool than to speak and remove all doubt.
Beware of a silent dog and still water.
