saw ile ilgili cümleler

We saw what looked like an oasis in the desert.
Çölde bir vahanın ne gibi göründüğünü gördük.

The boy I saw searching through the garbage can said that he had not eaten anything for four days.
Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.

I saw the moon above the roof.
Çatının üstünde ay gördüm.

I saw a house whose roof was red.
Çatısı kırmızı olan bir ev gördüm.

She borrowed a saw from the farmer.
Çiftçiden bir testere ödünç aldı.

I saw a white dog jump over the fence.
Çitin üzerinden atlayan beyaz bir köpek gördüm.

He saw the boy jump over the fence and run away.
Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.

As soon as the child saw his mother, he stopped crying.
Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.

The boy ran away when he saw me.
Çocuk beni gördüğünde kaçtı.

The boy saw himself as an adult.
Çocuk kendisini bir yetişkin olarak görüyordu.

I saw the children walk across the street.
Çocukları caddeden karşıya geçerken gördüm.

We saw the children enter the room.
Çocukların odaya girdiğini gördük.

We saw the child get on the bus.
Çocukların otobüse bindiğini gördük.

When was the last time you saw your children?
Çocuklarınızı en son ne zaman gördünüz?

I saw many people hurrying toward the ball park.
Çok sayıda insanın top parkına doğru aceleyle gittiğini gördüm.

When we looked down, we saw many buildings.
Aşağı baktığımızda, birçok bina gördük.

I saw some monkeys climbing the tree.
Ağaca tırmanan bazı maymunlar gördüm.

I saw you crying.
Ağladığını gördüm.

I saw the teacher walk across the street.
Öğretmenin caddeyi yürüyerek geçtiğini gördüm.

I saw a man with a child.
Adamı bir çocukla birlikte gördüm.

I saw the man jump.
Adamın atladığını gördüm.

I saw the man knocked down by a car.
Adamın bir araba tarafından yere serildiğini gördüm.

I saw a man standing naked under the waterfall.
Şelalenin altında çıplak duran bir adam gördüm.

We saw a castle ahead of us.
Önümüzde bir kale gördük.

I saw you in the strip club the day before yesterday.
Önceki gün, seni bir striptiz kulübünde gördüm.

Suddenly, I saw a beautiful bird.
Aniden güzel bir kuş gördüm.

I saw my mother hide the cake.
Annemin pastayı sakladığını gördüm.

She cried out the moment she saw her mother.
Annesini gördüğü an bağırdı.

I saw Tom three weeks ago.
Üç hafta önce Tom'u gördüm.

I saw Tom three hours ago.
Üç saat önce Tom'u gördüm.

I saw Tom through the windshield.
Arabanın ön camından Tom'u gördüm.

I saw the car hit a man.
Arabanın bir adama çarptığını gördüm.

I saw the car explode.
Arabanın patladığını gördüm.

The soldiers arrested him, blindfolded him, then they took him behind their vehicle and one of the soldiers took aim at his leg and shot him. This scene was filmed and millions of people from all over the world saw it.
Askerler onu tutukladı, gözlerini bağladı, sonra onu araçlarının arkasına götürdüler ve askerlerden biri onun dizine nişan aldı ve onu vurdu. Bu sahne filme çekildi ve dünyanın her yerinden milyonlarca insan bunu gördü.

We actually saw the accident.
Aslında biz kazayı gördük.

I never actually saw Tom.
Aslında Tom'u hiç görmedim.

We saw a small island beyond.
Ötede küçük bir ada gördük.

Today was the first time I ever saw Tom smile.
Şu ana kadar bugün Tom'un gülümsediğini ilk kez gördüm.

I saw my reflection in the mirror.
Aynada yansımamı gördüm.

I just saw an opossum.
Az önce bir keseli sıçan gördüm.

I never saw such a woman.
Böyle bir kadın asla görmedim.

I saw the whole thing.
Bütün şeyi gördüm.

I saw no other choice.
Başka şans görmedim.

What would you do if you saw a man from another planet?
Başka gezegenden bir insan görsen ne yapardın?

I saw your father.
Babanı gördüm.

I saw a dirty dog coming into the garden.
Bahçeye gelen kirli bir köpek gördüm.

Looking up, I saw him come in.
Bakarken, onun içeri geldiğini gördüm.

We looked, but saw nothing.
Baktık fakat bir şey göremedik.

We saw a fish splashing in the water.
Balığın suda su sıçrattığını gördük.

She told me about what she saw in Australia.
Bana Avustralya'da gördüğünden bahsetti.

I saw a man coming toward me.
Bana doğru gelen bir adam gördüm.

He told me he was incredibly rich and owned a Ferrari, but I saw through him at once.
Bana Ferrarisi olduğunu ve inanılmaz zengin olduğunu söylemişti ama onun ne mal olduğunu anladım.

We saw Mr. Sato leave the room.
Bay Sato'nun odadan ayrıldığını gördük.

I saw Mr. Yamada at Shinjuku Station this morning.
Bay Yamada'yı bu sabah Shinjuku istasyonunda gördüm.

I saw some people swimming in the river.
Bazı insanların nehirde yüzdüklerini gördüm.

She saw some books lying on the piano.
Bazı kitapların piyanonun üstünde durduğunu gördü.

I saw five men.
Beş adam gördüm.

I saw him go into the toilet a few minutes ago.
Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.

Maybe nobody else saw what happened.
Belki başka biri ne olduğunu gördü.

I saw the man enter the room.
Ben adamın odaya girdiğini gördüm.

I saw his mother scold him.
Ben annesinin onu azarladığını gördüm.

I saw a horse pulling a cart.
Ben araba çeken bir at gördüm.

I never saw a giraffe.
Ben asla bir zürafa görmedim.

I saw him just now.
Ben şimdi onu gördüm.

If I saw a boy steal something in the supermarket, I would report him to the manager.
Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim.

I saw an American musical.
Ben bir Amerikan müzikali gördüm.

I saw nothing.
Ben bir şey görmedim.

I saw her a week ago.
Ben bir hafta önce onu gördüm.

I saw the figure of a man.
Ben bir insan figürü gördüm.

I saw a dog swim across the river.
Ben bir köpeğin nehrin karşısına yüzdüğünü gördüm.

I saw a plane.
Ben bir uçak gördüm.

I saw a UFO.
Ben bir UFO gördüm.

I saw him twice today.
Ben bugün onu iki kez gördüm.

I saw an old film featuring Charlie Chaplin yesterday.
Ben dün Charlie Chaplin'i anlatan eski bir film gördüm.

I had never seen such an exciting rugby match as one I saw yesterday.
Ben dün izlediğim gibi öylesine heyecan verici bir ragbi maçı görmemiştim.

I saw the ship sink in the sea.
Ben denizde geminin battığını gördüm.

I saw the movie.
Ben filmi izledim.

I saw the sunrise.
Ben gün doğumunu gördüm.

I saw Julie off at the airport.
Ben havaalanında Julie'yi uğurladım.

I rarely saw him at school.
Ben okulda onu nadiren gördüm.

I saw them walking arm in arm.
Ben onların kol kola yürüdüğünü gördüm.

I saw him playing baseball.
Ben onu beyzbol oynarken gördüm.

I saw him cross the street.
Ben onu caddeyi geçerken gördüm.

It was yesterday that I saw him.
Ben onu dün gördüm.

I'm sure I saw her two years ago.
Ben onu iki yıl önce gördüğümden eminim.

I am sure I saw her two years ago.
Ben onu iki yıl önce gördüğümden eminim.

I saw him in the park.
Ben onu parkta gördüm.

I saw him but once.
Ben onu sadece bir kez gördüm.

I saw her for the last time.
Ben onu son kez gördüm.