Türkçe kelime anlamı Gurur olan Proud kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Proud ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
The workers were proud of their work.
İşçiler işleriyle gurur duyuyorlardı.
I know how proud you are of your work.
İşinle ne kadar gurur duyduğunu biliyorum.
We were both proud of you.
İkimiz de seninle gurur duyuyorduk.
England is proud of her poets.
İngiltere şairleri ile iftihar etmektedir.
I know how proud you are of your children.
Çocuklarınla ne kadar gurur duyduğunu biliyorum.
Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.
Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir.
He is proud of having won the prize.
Ödülü kazanmış olmaktan gurur duyuyor.
My family is very proud of me.
Ailem benimle çok gurur duyuyor.
Alexander Hamilton was a proud man.
Alexander Hamilton gurulu bir adamdı.
Your mother would have been very proud of you.
Annen seninle çok gurur duyardı.
He is too proud to ask others any question.
Başkalarına soru sormayacak kadar çok gururludur.
My father is proud of the fact that he's never been in a traffic accident.
Babam hiç trafik kazası geçirmediğinden dolayı gurur duyuyor.
I'm proud of my father being a good cook.
Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.
I'm very proud of my father.
Babamla çok gurur duyuyorum.
I'm proud of my father.
Babamla gurur duyuyorum.
Your father would have been very proud of you.
Baban seninle çok gurur duyardı.
Are you proud of your father?
Babanla gurur duyuyor musun?
He is proud that his father was a famous scientist.
Babasının ünlü bir bilimci olmasıyla gurur duyuyor.
She was very proud of her father.
Babasıyla çok gurur duyuyordu.
Mr. Wilson is proud of his house.
Bay Wilson eviyle gurur duymaktadır.
Mrs. North is very proud of her children.
Bayan North çocuklarıyla çok gurur duyuyor.
I am proud of having accomplished such a task.
Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.
I'm proud that my father is a good cook.
Ben babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.
I want you to be proud of me.
Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.
I'm proud of my school.
Ben benim okulum ile gurur duyuyorum.
I'm so proud of my boys.
Benim erkek çocuklarımla gurur duyuyorum.
You should be proud of me.
Benimle gurur duymalısın.
He is very proud of his skill as a pilot.
Bir pilot olarak yeteneğinden çok gurur duyuyor.
I'm proud to be a Quebecker.
Bir Quebec'li olmaktan gurur duyuyorum.
We're proud of you.
Biz sizinle gurur duyuyoruz.
People in Brazil were proud of him.
Brezilya'daki insanlar onunla gurur duyuyordu.
It's not something I'm proud of.
Bu gurur duyduğum bir şey değil.
That's something to be proud of.
Bu gurur duyulacak bir şey.
I am proud to be a part of this project.
Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.
I'm not proud of this.
Bundan gurur duymuyorum.
I'm proud of the work I've done here.
Burada yaptığım işten gurur duyuyorum.
I'm not proud of my behavior.
Davranışımla gurur duymuyorum.
I am proud of being a doctor.
Doktor olmakla gurur duyuyorum.
Our parents are so proud.
Ebeveynlerimiz çok gurur duydu.
I'm sure that your parents are very proud of you.
Eminim annen-baban seninle çok gurur duyuyordur.
I'm proud of my brother.
Erkek kardeşimle gurur duyuyorum.
She is proud of being beautiful.
Güzel olmasıyla gurur duyuyor.
You must be really proud.
Gerçekten gurur duyuyor olmalısın.
You must really be proud of yourself.
Gerçekten kendinle gurur duyuyor olmalısın.
I've done things I'm not proud of.
Gurur duymadığım şeyler yaptım.
I'm not proud.
Gururlu değilim.
You should be proud.
Gururlu olmalısın.
Well done! Your parents must be proud of you.
Helal olsun sana! Ailen seninle gurur duyuyor olmalı.
We were all so proud of you.
Hepimiz seninle çok gurur duyuyorduk.
We're all so proud of you.
Hepimiz seninle çok gurur duyuyoruz.
We're all proud of you.
Hepimiz seninle gurur duyuyoruz.
We're all very proud of you.
Hepimiz seninle gurur duyuyoruz.
We're all very proud of Tom.
Hepimiz Tom'la çok gurur duyuyoruz.
I'm proud of you all.
Hepinizle gurur duyuyorum.
I've always been proud of Tom.
Her zaman Tom'la gurur duydum.
He was too proud to accept any reward.
Herhangi bir ödül kabul edemeyecek kadar gururluydu.
I've never been so proud.
Hiç böyle gururlu olmadım.
John is very proud of his new house.
John yeni evi ile çok gurur duyuyor.
My daughter, Kate, won a singing competition and I'm proud of her.
Kızım, Kate, bir şarkı yarışmasını kazandı ve ben onunla gurur duyuyorum.
I'm not proud of my daughter.
Kızımla gurur duymuyorum.
You must be very proud of your daughter.
Kızınızla çok gurur duyuyor olmalısınız.
She may be proud of her daughter.
Kızıyla gurur duyabilir.
I'm proud to be a Canadian.
Kanadalı olmaktan gurur duyuyorum.
I'm proud to be Canadian.
Kanadalı olmaktan gurur duyuyorum.
Keiko is proud of her family.
Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.
I'm very proud of the job I chose myself.
Kendime seçtiğim meslekten çok gururluyum.
We should be proud of ourselves.
Kendimizle gurur duymalıyız.
I'm proud of myself.
Kendimle gurur duyuyorum.
You should be proud of yourselves.
Kendinizle gurur duymalısınız.
You should be real proud of yourself.
Kendinle gerçekten gurur duymalısın.
You should be very proud of yourself.
Kendinle gerçekten gurur duymalısın.
Be proud of yourself.
Kendinle gurur duy.
You should be proud of yourself.
Kendinle gurur duymalısın.
The people of London are very proud of this bridge.
Londra halkı bu köprüye sahip olmaktan gurur duyuyor.
I told Mary how proud I was of her.
Mary'ye onunla ne kadar gurur duyduğumu söyledim.
Mike is proud of his father being rich.
Mike babasının zengin olmasıyla gurur duyar.
I'm not proud of how I acted.
Nasıl davrandığımla gurur duymuyorum.
He may well be proud of his daughter.
O kızı ile gurur duyabilir.
He is proud of never having been beaten in ping-pong.
O pinponda asla yenilmemekle gurur duyuyor.
He is too proud to give up.
O vazgeçemeyecek kadar çok gururludur.
She is proud of her children.
O, çocuklarıyla gurur duyar.
She is proud of her students.
O, öğrencileriyle gurur duymaktadır.
He is proud of his family.
O, ailesiyle gurur duyuyor.
He is proud of his father being rich.
O, babasının zengin olmasıyla gurur duyuyor.
He is proud of being a doctor.
O, bir doktor olmakla gurur duyuyor.
He is proud of being a musician.
O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.
He was proud of his brother.
O, erkek kardeşi ile gurur duyuyordu.
He's proud of his good grades.
O, iyi notlarıyla gurur duyuyor.
He was proud of his daughter.
O, kızı ile gurur duyuyordu.
She is very proud of her daughter.
O, kızından gurur duyuyor.
She is proud of her daughter.
O, kızıyla gurur duyar.
He is proud of his son.
O, oğlu ile gurur duyar.
She is proud of her son.
O, oğlu ile gurur duymaktadır.
She is proud of her sons.
O, oğullarıyla gurur duyuyor.
I'm very proud of my son.
Oğlumla çok gurur duyuyorum.
I'm not proud of my son.
Oğlumla gurur duymuyorum.
I'm proud of my son.
Oğlumla gurur duyuyorum.
You must be very proud of your son.
Oğlunla çok gurur duyuyor olmalısın.
She is proud that her son has become a doctor.
Oğlunun doktor olmasıyla gurur duyuyor.
He's every reason to be proud of his son.
Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
