The group box "Image Layout" shows different options for displaying the image in the picture box. There are four layouts to choose from. With Center, your image will be centered in the picture box. With Auto size, your image will be auto sized. With Stretch, your image will be resized to the size of the picture box and with Autozoom, your image will be zoomed to the picture box.
"Resim Düzeni" çerçevesi resim kutusundaki resmi göstermek için farklı seçenekler sunar. Buradan seçebileceğiniz dört düzen vardır. Ortala ile resminiz resim kutusuna ortalanacaktır. Otomatik boyutlandır ile resminiz otomatik boyutlandırılacaktır. Uzat ile, resminiz resim kutusunun boyutuna göre büyütülecektir ve Otomatik zum ile ise resminiz resim kutusuna yakınlaştırılacaktır.
She will give her picture to whoever wants it.
İsteyene resmini verecek.
The boy enjoyed painting a picture.
Çocuk bir resim çizmekten zevk aldı.
Look at this picture of my family.
Ailemin bu resmine bak.
But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
Ann finished painting the picture.
Ann resmi yapmayı bitirdi.
Let's get a picture of us with the sea in the background.
Arka planda deniz manzaralı bir resmimizi çektirelim.
I showed my friends these picture postcards.
Arkadaşlarıma bu resimli kartpostalları gösterdim.
Look at that picture.
Şu resme bak.
Have a look at that picture.
Şu resme bir bak.
I am hanging up a picture of my grandmother.
Büyükannemin bir resmini asıyorum.
Look at this picture of my grandfather's car.
Büyükbabamın arabasının bu resmine bak.
My grandfather's picture is on the wall.
Büyükbabamın resmi duvardadır.
When will that picture I wanted enlarged be ready?
Büyütülmesini istediğim şu resim ne zaman hazır olacak?
Didn't you take also another picture?
Başka bir fotoğraf da çektin mi?
For my part, I don't like this picture.
Bana kalırsa; bu resmi beğenmedim.
Show me her picture.
Bana onun resmini göster.
He showed me her picture.
Bana onun resmini gösterdi.
Give me her picture!
Bana onun resmini ver.
Will you show me the picture?
Bana resmi gösterecek misin?
He asked me who had painted the picture.
Bana resmi kimin yaptığını sordu.
Send me your picture.
Bana resmini gönder.
I love this picture.
Ben bu resmi seviyorum.
I took a picture of her.
Ben onun bir resmini çektim.
I can see some intricate patterns in the picture.
Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
I have a picture of an airport.
Benim bir havaalanı resmim var.
A priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen.
Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.
Let's take a picture.
Bir resim çekelim.
All you have to do to take a picture is push this button.
Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.
Would you mind taking a picture of us?
Bir resmimizi çeker misin?
May I take a picture of you?
Bir resminizi çekebilir miyim?
Can someone take our picture?
Birisi bizim resmimizi çekebilir mi?
He showed us a picture of his mother.
Bize annesinin bir resmini gösterdi.
He showed us his mother's picture.
Bize annesinin resmini gösterdi.
This is a picture of my mother.
Bu annemin bir resmidir.
This is the finest picture I have ever seen.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en güzel resim.
This is a picture of my grandmother.
Bu büyük annemin bir resmidir.
This is a picture of me when I was three years old.
Bu benim üç yaşındayken bir resmim.
This is a picture of what my car looked like before I had it painted.
Bu benim arabamın boyanmadan önce nasıl göründüğüyle ilgili bir resim.
This is a picture of an airport.
Bu bir havalanının bir resmidir.
This is a picture.
Bu bir resim.
This picture was taken three years ago.
Bu fotoğraf üç yıl önce çekildi.
Can you identify the man using this picture?
Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?
Who painted this beautiful picture?
Bu güzel resmi kim yaptı?
This is a great picture.
Bu harika bir resim.
Is this a picture that you drew by yourself?
Bu kendi çizdiğin bir resim midir?
This is a picture of my own painting.
Bu kendi yaptığım bir resimdir.
This is a picture that he himself drew.
Bu kendisinin çizdiği bir resimdir.
Whose picture is this?
Bu kimin resmi?
This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
This is the picture that Mary painted.
Bu Mary'nin yaptığı resim.
Is this a picture that he drew by himself?
Bu onun kendi yaptığı bir resim mi?
This is a picture of his own painting.
Bu onun kendi yaptığı bir resimdir.
This is the picture of his own painting.
Bu onun kendi yaptığı resimdir.
This is a picture painted by him.
Bu onun tarafından yapılan bir resimdir.
Tom was three years old when this picture was taken.
Bu resim çekildiğinde Tom üç yaşındaydı.
This picture is from three years ago.
Bu resim üç yıl öncesinden.
This picture is of my uncle.
Bu resim amcamındır.
This picture reminds me of when I was a student.
Bu resim bana öğrenci olduğum zamanları hatırlatıyor.
The picture reminds me of my happy school days.
Bu resim bana mutlu okul günlerimi hatırlatıyor.
This picture always reminds me of my hometown.
Bu resim her zaman bana memleketimi hatırlatıyor.
By whom was this picture painted?
Bu resim kim tarafından yapılmış?
The picture reminds me of my student days.
Bu resim, öğrencilik günlerimi aklıma getirdi.
You look great in this picture.
Bu resimde harika görünüyorsun.
Who's that sitting next to you in this picture?
Bu resimde senin yanında oturan kim?
Who is the girl in this picture?
Bu resimdeki kız kimdir?
Look at this picture.
Bu resime bak.
All of these picture postcards are mine.
Bu resimli kartpostalların hepsi benimdir.
Every time I look at this picture, I think of my father.
Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.
Have a good look at this picture.
Bu resme iyi bakın.
Burn this picture with a lighter.
Bu resmi çakmakla yak.
I know the photographer who took this picture.
Bu resmi çeken fotoğrafçıyı tanıyorum.
I compared this picture with that picture.
Bu resmi şu resimle karşılaştırdım.
You may give this picture to whoever wants it.
Bu resmi isteyen herkese verebilirsin.
Who took this picture?
Bu resmi kim çekti?
Who painted this picture?
Bu resmi kim yaptı?
Do you know who painted this picture?
Bu resmi kimin yaptığını biliyor musun?
I know who painted this picture.
Bu resmi kimin yaptığını biliyorum.
I don't know who painted this picture.
Bu resmi kimin yaptığını bilmiyorum.
I really wish I knew who painted this picture.
Bu resmi kimin yaptığını keşke bilsem.
How did you get this picture?
Bu resmi nasıl aldın?
Did he draw this picture by himself?
Bu resmi tek başına mı yaptı?
Have you shown this picture to Tom?
Bu resmi Tom'a gösterdin mi?
It is me that painted this picture.
Bu resmi yapan benim.
I'm the one who painted this picture.
Bu resmi yapan kişi benim.
I know the artist who painted this picture.
Bu resmi yapan sanatçıyı biliyorum.
Put a blue border around this picture.
Bu resmin etrafına mavi bir kenar süsü koyun.
Is this your picture?
Bu sizin resminiz mi?
That's a picture of Tom and his cat.
Bu Tom ve kedisinin bir resmidir.
This is a picture of my family.
Bu, ailemin bir resmidir.
This is a picture I took last week.
Bu, geçen hafta çektiğim bir resimdir.
This is a picture of my sister.
Bu, kız kardeşimin bir resmidir.
Is this a picture that you yourself drew?
Bu, kendi çizdiğin bir resim midir?
