Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı üzerinden olan Out kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Out ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Out kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

The boy cried "Wolf, wolf!" and the villagers came out to help him.
" Kurt, kurt " diye çocuk bağırdı! ve köylüler ona yardım etmek için dışarı çıktılar.

By 1897, thousands of people were out of work.
1897'de binlerce kişi işsizdi.

When we started out in 2008, we wrote down a list of people that we wanted to hire, then went out and hired them.
2008'de işe başladığımızda, çalıştırmak istediğimiz insanların bir listesini yazdık sonra dışarıya çıktık ve onları işe aldık.

When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.
2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.

One out of 455 women doesn’t realize she’s pregnant until the twentieth week of pregnancy.
455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez.

He dropped out when he was in the 7th grade.
7. sınıftayken okulu bıraktı.

You're out of booze.
İçkin bitti.

The business contract ran out last month.
İş sözleşmesi geçen ay bitti.

Leave out anything that is useless.
İşe yaramaz şeyi atın.

Having finished the work, I went out for a walk.
İşi bitirdikten sonra, yürüyüşe çıktım.

We went all out to get the job done.
İşi yaptırmak için hepimiz dışarı çıktık.

Stay out of my business.
İşimden uzak dur.

Things got a little out of hand.
İşler biraz kontrolden çıktı.

Things got out of control.
İşler kontrolden çıktı.

Things began to work out for Tom.
İşler Tom'un lehine gelişmeye başladı.

I think I might be out of a job.
İşsiz olabileceğimi düşünüyorum.

Are you still interested in going out for a drink after work?
İşten sonra bir içki için çıkmakla hâlâ ilgileniyor musun?

Would you like go out for a drink after work?
İşten sonra bir içki için dışarı çıkmak ister misin?

Would you like to go out after work?
İşten sonra dışarı çıkmak ister misin?

How about going out for a drink after work?
İşten sonra içmeye çıkalım mı?

Two boys came running out of the room.
İki çocuk odadan dışarı koşarak geldi.

A war broke out between the two countries.
İki ülke arasında bir savaş patlak verdi.

I left out two sentences.
İki cümleyi atladım.

Our car will run out of petrol in 2 minutes.
İki dakika içerisinde arabamızın benzini biter.

Our car ran out of gas after two minutes.
İki dakika sonra arabamızın yakıtı bitti.

The taller of the two men went out first.
İki erkekten uzun olanı önce dışarı çıktı.

We're both out of luck.
İkimiz de şanssızız.

A fire broke out on the second floor.
İkinci katta bir yangın patlak verdi.

He dropped out of school in his second year.
İkinci yılında okuldan ayrıldı.

I will find out how the medicine works.
İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim.

You must carry out your first plan.
İlk planını uygulamalısın.

He dropped out of college in the first year.
İlk yıl üniversiteden ayrıldı.

One afternoon in late spring, Tom went out for a swim and was never seen again.
İlkbaharın sonlarında bir öğleden sonra, Tom yüzmek için dışarı çıktı ve tekrar asla görülmedi.

I hope things will turn out well for you.
İnşallah işler senin için iyi sonuçlanır.

He got 90 marks out of 100 in English.
İngilizcede 100 üzerinden 90 puan aldı.

People love to check out each other's houses.
İnsanlar birbirlerinin evlerini kontrol etmeyi severler.

It's annoying when people make out at work.
İnsanlar iş yerlerinde cinsel ilişkide bulunduğunda, bu can sıkıcıdır.

People ran out of the castle.
İnsanlar kaleden dışarı koştular.

The people came out of their houses to listen to his music.
İnsanlar onun müziğini dinlemek için evlerinden çıktılar.

Most people have great disinclinations to get out of bed early, even if they have to.
İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.

You can pick out any book you like.
İstediğin kitabı seçebilirsin.

The riot got out of hand.
İsyan kontrolden çıktı.

The riot was completely out of control.
İsyan tamamen kontrolden çıkmıştı.

The firemen soon put out the fire.
İtfaiyeciler sonunda ateşi söndürdü.

The firemen had the fire out in no time.
İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.

The fire fighters put out the fire.
İtfaiyeciler yangını söndürdü.

A good cook doesn't throw out yesterday's soup.
İyi bir aşçı dünkü çorbayı atmaz.

I've worked out a good plan.
İyi bir plan hazırladım.

Get out of my life!
Çık hayatımdan!

Let's go out and get something to eat.
Çıkalım ve yiyecek bir şeyler alalım.

Get her out of here!
Çıkar onu buradan!

Get him out of here!
Çıkarın onu buradan!

Be sure to turn out the light when you go out.
Çıkarken ışıkları kapattığından emin ol.

I didn't go out at all because you told me not to.
Çıkmamamı söylediğin için hiç dışarı çıkmadım.

We ran out of gas in the middle of the desert.
Çölün ortasında benzinimiz bitti.

It's your turn to take out the garbage.
Çöpü çıkarma sırası sende.

Whose turn is it to take out the garbage?
Çöpü çıkarmak için kimin sırası?

It's time to take out the garbage.
Çöpü çıkarmanın zamanı.

Take out of the trash.
Çöpü dışarıya çıkar.

I've asked him three times to take out the trash and he still hasn't done it!
Çöpü dökmesini ona üç defa rica ettim ama o hala bunu yapmadı!

What I can't make out is why you have changed your mind.
Çözemediğim şey fikrini neden değiştirdiğin.

I happened to be out when the call came.
Çağrı geldiğinde tesadüfen dışarıdaydım.

They booted him out of school for not studying.
Çalışmadığı için onu okuldan attılar.

I'm tired of studying. Let's go out for a drink.
Çalışmaktan usandım. Dışarı içmeye gidelim.

I'm not the only one interested in finding out what Tom did with the stolen diamonds.
Çalınan elmaslarla Tom'un ne yaptığını bulmakla ilgilenen tek kişi ben değilim.

The washing machine is somewhat out of order.
Çamaşır makinesi biraz bozuk.

The washing machine is out of order.
Çamaşır makinesi bozuk.

She took something out of the bag.
Çantadan bir şey çıkardı.

I stole your bag because I ran out of money.
Çantanı çaldım çünkü param kalmamıştı.

We're out of tea.
Çayımız bitti.

We've run out of tea.
Çayımız tükendi.

He took out his pen to sign his check.
Çekini imzalamak için bir kalem çıkardı.

Most young adults enjoy going out at night.
Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

The child pointed out her mother to me.
Çocuk annesini bana gösterdi.

The boy reached out for another piece of cake.
Çocuk bir parça daha kek için uzandı.

The boy has grown out of all his old clothes.
Çocuk eski elbiselerine sığmayacak kadar büyüdü.

The boy could not find his way out of the maze.
Çocuk labirentten çıkış yolunu bulamadı.

Children don't like to go out in the dark.
Çocuklar karanlıkta dışarı çıkmayı sevmezler.

The children went out to play.
Çocuklar oynamak için dışarı çıktılar.

The children made sculptures out of wire.
Çocuklar telden heykeller yaptı.

Luckily, the weather turned out fine.
Çok şükür hava düzeldi.

I don't go out much.
Çok dışarı çıkmam.

I don't get out much.
Çok dışarı çıkmam.

I've missed out on so much.
Çok fazla fırsatı kaçırdım.

I didn't go out because it was very cold.
Çok soğuk olduğu için dışarı çıkmadım.

"How many candles did you blow out on your birthday?" "Fifty-six."
“Doğum gününde kaç mum söndürdün?” “Elli altı.”

Clean the ashes out of the fireplace.
Şöminedeki külleri temizleyin.

The suspect was hiding out in the mountains for three weeks.
Şüpheli üç haftadır dağlarda saklanıyordu.

Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

Don't go out in this heat without wearing a hat.
Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.

She reached out to take his hat.
Şapkasını almak için uzandı.

We're out of wine.
Şarabımız bitti.

The trees kept me out of the rain.
Ağaçlar beni yağmurdan korudu.

How about going out for lunch?
Öğle yemeğini dışarıda yemeğe ne dersin?

The teacher pointed out the pupil's mistakes.
Öğretmen öğrencilerinin hatalarını gösterdi.

The teacher was really upset and threw Johnny out of class.
Öğretmen gerçekten üzgündü ve Johnny'yi sınıftan attı.

The teacher opened the box and took out a ball.
Öğretmen kutuyu açtı ve bir top çıkardı.

The teacher handed out the tests.
Öğretmen testleri dağıttı.

Our teacher is fresh out of college.
Öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.

He stuck out his tongue at his teacher.
Öğretmenine dilini çıkardı.