Türkçe kelime anlamı Gazete olan Newspaper kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Newspaper ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
I have been working for this newspaper for 4 years.
4 yıldır bu gazete için çalışıyorum.
I bought a newspaper written in English.
İngilizce olarak yazılmış bir gazete aldım.
A good newspaper reporter takes advantage of what he learns from any source, even the "little bird told him so" type of source.
İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.
Because I was a newspaper reporter.
Çünkü ben bir gazete muhabiri idim.
It's a very good newspaper, isn't it?
Çok iyi bir gazete, değil mi?
My family subscribes to a newspaper.
Ailem bir gazeteye abonedir.
He was too sleepy to read the evening newspaper.
Akşam gazetesini okuyamayacak kadar çok uykuluydu.
I recalled a newspaper story about those twins.
Şu ikizler hakkındaki gazete makalesini hatırlattım.
My father quickly scanned the newspaper.
Babam gazeteye hızla göz gezdirdi.
My father often reads the newspaper during meals.
Babam gazeteyi genelde yemek esnasında okur.
My father reads the newspaper every morning.
Babam her sabah gazete okur.
My father is in the habit of reading the newspaper before breakfast.
Babamın alışkanlığı kahvaltıdan önce gazete okumakdır.
Could you bring me a Japanese newspaper?
Bana bir Japon gazetesi getirir misin?
Get me the newspaper.
Bana gazete alın.
Bring me the newspaper, please.
Bana gazeteyi getir lütfen.
Bring me the newspaper.
Bana gazeteyi getir.
I took an English newspaper when I was in college.
Ben üniversitede iken bir İngilizce gazete aldım.
I'm reading the newspaper.
Ben gazete okuyorum.
I haven't read today's newspaper yet.
Ben henüz bugünkü gazeteyi okumadım.
When writing for a German newspaper, every few sentences you should replace some grammatical case with a dative, or a noun with its English translation, to make your article linguistically more interesting.
Bir Alman gazetesi için yazarken bazı gramer halini datif haliyle değiştirmen gereken her birkaç cümle ya da İngilizce çevirisi ile değiştirmen gereken bir isim dilsel olarak makaleni daha ilginç yapacaktır.
He sent his son out to get the newspaper.
Bir gazete alması için oğlunu dışarı gönderdi.
Would you like a newspaper or magazine?
Bir gazete mi yoksa bir dergi mi istersiniz?
The man reading a newspaper is his father.
Bir gazete okuyan adam onun babası.
A newspaper printed a story about the operation.
Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.
Many newspaper reporters attended the trial.
Birçok gazete muhabiri duruşmaya katıldı.
We subscribe to a newspaper.
Biz bir gazeteye aboneyiz.
This is a free newspaper.
Bu beleş bir gazetedir.
This is a daily newspaper.
Bu bir günlük gazetedir.
This is yesterday's newspaper. Where's today's paper?
Bu dünkü gazete. Bugünün gazetesi nerede?
This is yesterday's newspaper. Where's today's?
Bu dünkü gazete. Bugünkü nerede?
This newspaper is free.
Bu gazete ücretsizdir.
This newspaper is selling fewer and fewer copies.
Bu gazete gittikçe daha az kopya satıyor.
This local newspaper is published once a week.
Bu yerel gazete, haftada bir yayınlanır
Where's today's newspaper?
Bugünün gazetesi nerede?
You won't find much news in today's newspaper.
Bugünkü gazetede çok haber bulmazsın.
There wasn't much news in last night's newspaper.
Dün geceki gazetede çok haber yoktu.
There was a statement in the Asahi newspaper yesterday or the day before stressing that you shouldn't quote Wikipedia.
Dün ya da evvelsi gün Asahi gazetesinde Wikipedia'dan alıntı yapmamanız gerektiğini vurgulayan bir ifade vardı.
Let me read the newspaper if you've finished with it.
Eğer onula işin bittiyse, gazeteyi okumama izin ver.
If your spouse is a politician, then likely your name will also appear in the newspaper from time to time.
Eşiniz bir politikacı ise, öyleyse muhtemelen sizin adınız da zaman zaman gazetede görünecektir.
What's your favorite newspaper?
Gözde gazeten nedir?
Are you through with the newspaper?
Gazete ile işin bitti mi?
Newspaper reporters were not permitted inside.
Gazete muhabirlerine içeri girmesine izin verilmedi.
Where's the newspaper?
Gazete nerede?
Where is the newspaper?
Gazete nerede?
He stopped reading the newspaper.
Gazete okumayı bıraktı.
Are you finished reading the newspaper?
Gazete okumayı bitirdin mi?
Don't you read a newspaper?
Gazete okumaz mısın?
The newspaper says that he committed suicide.
Gazete onun intihar ettiğini söylüyor.
The newspaper is by your side.
Gazete sizin yanınızda.
The newspaper says that the typhoon hit Kyushu.
Gazete tayfunun Kyushu'yu vurduğunu söylüyor.
The newspaper hasn't published our article yet.
Gazete, makalemizi henüz yayınlamadı.
The newspaper boy delivers newspapers no matter what the weather is like.
Gazeteci çocuk hava nasıl olursa olsun gazeteleri dağıtır.
I advertised my house in the newspaper.
Gazetede evimin ilanını verdim.
There is nothing interesting in the newspaper.
Gazetede ilginç bir şey yok.
There was nothing interesting in the newspaper.
Gazetede ilginç bir şey yoktu.
I read about the accident in the newspaper.
Gazetede kaza hakkında okudum.
I read in the newspaper that he had been murdered.
Gazetede onun öldürüldüğünü okudum.
I read about him in the newspaper.
Gazetede onun hakkında okudum.
I saw Tom's picture in the newspaper.
Gazetede Tom'un resmini gördüm.
I came across an article in the newspaper about your new project.
Gazetede yeni projenizle ilgili bir makaleye rastladım.
I clipped some articles out of the newspaper.
Gazeteden bazı makaleler kestim.
He cut the advertisement out of the newspaper.
Gazeteden reklam kesti.
Where is my newspaper?
Gazetem nerede?
Buy our newspaper and win a trip to Khmelnytsky!
Gazetemizi alın ve Hmelnitski'ye gezi kazanın!
I was wondering if I could borrow your newspaper.
Gazeteni ödünç alabilip alamayacağımı merak ediyordum.
She contributed an article to the newspaper.
Gazeteye bir makale verdi.
According to the newspaper, it will rain today.
Gazeteye göre bugün yağmur yağacak.
According to the newspaper, there was a big fire last night.
Gazeteye göre dün gece büyük bir yangın vardı.
According to the newspaper, he committed suicide.
Gazeteye göre intihar etmiş.
She glanced briefly at the newspaper.
Gazeteye kısaca göz attı.
He opened a newspaper and covered the dead child.
Gazeteyi açtı ve ölü çocuğu örttü.
He trained his dog to fetch the newspaper.
Gazeteyi getirmesi için köpeğini eğitti.
I tore the newspaper into pieces.
Gazeteyi parçalara ayırdı.
I burned the newspaper.
Gazeteyi yaktım.
I threw down the newspaper.
Gazeteyi yere fırlattım.
Which newspaper do you work for?
Hangi gazete için çalışıyorsunuz?
What newspaper do you subscribe to?
Hangi gazeteye abone olursun?
Which newspaper do you read?
Hangi gazeteyi okuyorsun?
I always have a look at the newspaper before breakfast.
Kahvaltıdan önce her zaman gazeteye göz atarım.
Tom ate breakfast while his wife read the newspaper.
Karısı gazete okurken, Tom kahvaltı yaptı.
I read the newspaper to keep myself informed.
Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.
My husband reads the newspaper while eating breakfast.
Kocam sabah kahvaltısı yaparken gazete okur.
Tom was reading the newspaper when Mary walked in.
Mary içeriye girdiğinde, Tom gazete okuyordu.
Could you hand me the newspaper on the table?
Masadaki gazeteyi verebilir misin?
He learned that from a newspaper.
O bir gazeteden öğrendi.
He is reading newspaper.
O gazete okuyor.
He was reading a newspaper.
O, bir gazete okuyordu.
He tore the newspaper in half.
O, gazeteyi ikiye böldü.
He took the newspaper away from George.
O, George'tan gazeteyi aldı.
He reads the newspaper every morning.
O, her sabah gazete okur.
She reads the newspaper every morning.
O, her sabah gazete okur.
He took a look at the newspaper before going to bed.
O, yatmaya gitmeden önce gazeteye göz attı.
It was just something I read in a newspaper.
O,tek kelimeyle, bir gazetede okuduğum bir şeydi.
The boy has a newspaper.
Oğlanın bir gazetesi var.
I'm writing an article for the school newspaper.
Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.
I do a lot of work on the school newspaper.
Okul gazetesinde bir sürü iş yaparım.
They announced the date of their wedding in the newspaper.
Onlar gazetede düğünlerinin tarihini ilan ettiler.
I saw it in the newspaper.
Onu gazetede gördüm.
I read about it in the newspaper.
Onun hakkında gazetede okudum.
His picture was in the newspaper.
Onun resmi gazetedeydi.
