Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Ihtiyaçları olan Needs kelimesinin kullanıldığı toplam 0 adet cümle bulundu. Needs ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Needs kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"Don't be so serious!" "I think that sometimes one needs to be serious."
"O kadar da ciddi olma!" "Sanıyorum bazen birinin ciddi olması gerekir."

He needs something to drink.
İçecek bir şeye ihtiyacı var.

I have needs.
İhtiyaçlarım var.

We both know what needs to be done.
İkimiz de ne yapılması gerektiğini biliyoruz.

It's Tom who needs convincing.
İkna etmeye ihtiyacı olan Tom'dur.

Writing good English needs a lot of practice.
İyi İngilizce yazma, çok fazla pratik gerektirir.

To be a good translator, I think Tom needs to hone his skills a bit more.
İyi bir tercüman olmak için, sanırım Tom yeteneklerini biraz daha geliştirmeli.

The lawn mower needs gas to operate.
Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.

If the child needs to eat, cook something healthy for him.
Çocuğun yemek yemeye ihtiyacı varsa, ona sağlıklı bir şey pişirin.

I think the soup needs a bit of salt.
Çorbanın biraz tuza ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

The soup needs more salt.
Çorbanın daha çok tuza ihtiyacı var.

The island needs a hospital, not a bridge.
Adanın köprüye değil hastaneye ihtiyacı var.

America needs you.
Amerika'nın sana ihtiyacı var.

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

My car needs washing.
Arabam yıkanmalıdır.

How do I know when my car needs a brake job?
Arabamın bir fren işine ihtiyacı olduğunu nasıl bilirim?

My car needs a brake job.
Arabamın bir fren işine ihtiyacı var.

My car needs to be washed.
Arabamın yıkanması gerekir.

How do I know when my car needs an oil change?
Arabamın yağ değişikliğine ihtiyacı olduğunu nasıl anlarım?

I thought I had paid the monthly fee, but I received a phone call from the school saying that the bill still needs to be paid.
Aylık ücreti ödediğimi düşünüyordum fakat okuldan hâlâ ödenmesi gereken fatura olduğunu söyleyen bir telefon çağrısı aldım.

Apparently, Tom's car needs a new set of tires.
Öyle görünüyor ki Tom'un arabasının yeni bir takım lastiğe ihtiyacı var.

It needs to be done in the same way.
Aynı şekilde yapılmış olması gerekiyor.

A great ship needs deep waters.
Büyük bir gemi derin sulara ihtiyaç duyar.

Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.

I don't have enough money to buy the medicine my father needs.
Babamın ihtiyacı olan ilacı satın almak için yeterli param yok.

The garden needs to be weeded.
Bahçenin otları temizlenmeli.

Your garden needs some attention.
Bahçenizin biraz ilgiye ihtiyacı var.

Gunpowder needs to be handled very carefully.
Barut çok dikkatli şekilde işlenmeli.

The baby needs its mother.
Bebeğin annesine ihtiyacı vardır.

I think he needs to go there.
Bence o oraya gitmeli.

My cassette tape recorder needs fixing.
Benim teybin onarılmaya ihtiyacı var.

The brain needs a continuous supply of blood.
Beynin sürekli bir kan kaynağına ihtiyacı var.

A child needs love.
Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.

Our train still needs to wait for the arrival of another train.
Bir başka trenin varışı için trenimizin hala beklemesi gerekiyor.

It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.

He needs a cup of sugar.
Bir fincan şekere ihtiyacı var.

He needs a towel.
Bir havluya ihtiyacı var.

Someone needs to save him, or he'll drown.
Birisi onu kurtarmalı, ya da o boğulacak.

She needs to lose a few pounds.
Birkaç kilo zayıflamalı.

My bicycle needs fixing.
Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.

The boxer needs to check his aggression.
Boksör saldırganlığını kontrol etmeli.

This soup needs a bit more salt.
Bu çorbanın biraz daha tuza ihtiyacı var.

This soup needs more salt.
Bu çorbanın daha fazla tuza ihtiyacı var.

This instrument needs to be calibrated.
Bu alet ayarlanmalı.

This car needs to be washed.
Bu araba yıkanılmalıdır.

This car needs washing.
Bu araba yıkanmalı.

This car needs repairing.
Bu arabanın tamire ihtiyacı var.

This sentence needs to be checked.
Bu cümle kontrol edilmeli.

This needs to change.
Bu değiştirilmeli.

This needs to stop.
Bu durmalı.

This flashlight needs two batteries.
Bu el fenerinin iki pile ihtiyacı var.

This house needs painting.
Bu ev boyanılmalı.

This shirt needs to be ironed.
Bu gömlek ütülenilmeli.

This shirt needs to be washed.
Bu gömlek yıkanılmalı.

This ship needs a new captain.
Bu gemiye yeni bir kaptan lazım.

This gate needs painting.
Bu kapının boyanmaya ihtiyacı var.

This tire needs some air.
Bu lastiğin biraz havaya ihtiyacı var.

This watch needs to be repaired.
Bu saat tamir edilmeli.

This watch needs to be fixed.
Bu saat tamir edilmeli.

This watch needs repairing. It gains 20 minutes a day.
Bu saat tamir edilmeli. O günde 20 dakika ileri gidiyor.

This chair needs to be repaired.
Bu sandalyenin tamir edilmesi gerekiyor.

The team needs more skillful players.
Bu takımın daha yetenekli oyunculara ihtiyacı var.

There's nothing left that needs to be done today.
Bugün yapılması gereken hiçbir şey kalmadı.

It needs to be done.
Bunun yapılması gerekiyor.

Cookie needs a walk.
Cookie'nin yürüyüşe ihtiyacı var.

The earth can satisfy our needs but not our greed.
Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.

In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.

The world needs talented people.
Dünyanın yetenekli insanlara ihtiyacı var.

The education system needs to be more flexible.
Eğitim sisteminin daha fazla esnek olması gerekir.

Emily needs to eat something, because she's hungry.
Emily'nin bir şeyler yemeye ihtiyacı var, çünkü o aç.

I still have some work that needs to be done before I can go home.
Eve gitmeden önce hâlâ yapılması gereken biraz işim var.

My house needs major repairs.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.

Your house needs painting.
Evin boyanılmalı.

Our factory needs a lot of machinery.
Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.

The shirt needs ironing
Gömleğin ütülenmesi gerek.

If you eat three meals a day, your body will find the energy it needs.
Günde üç öğün yemek yersen, vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayacak.

Every little boy needs a hero.
Her küçük çocuğun bir kahramana ihtiyacı vardır.

Give help to anyone who needs it.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.

Everybody needs one.
Herkesin birine ihtiyacı var.

Everybody needs food, don't they?
Herkesin yiyeceğe ihtiyacı var, değil mi?

Everyone needs to work together.
Herkesin, işbirliğine ihtiyacı vardır.

Nobody needs me.
Hiç kimsenin bana ihtiyacı yok.

My dog needs a walk.
Köpeğimin yürüyüşe ihtiyacı var.

The village needs your help.
Köyün sizin yardımınıza ihtiyacı var.

The leak needs to be stopped immediately.
Kaçak derhal durdurulmalı.

Ken needs to run fast.
Ken hızlı koşmak zorunda.

I'm not the one who needs to lose weight.
Kilo vermesi gereken kişi ben değilim.

Who needs computers?
Kimin bilgisayarlara ihtiyacı var?

Who needs that?
Kimin ona ihtiyacı var?

Who needs them?
Kimin onlara ihtiyacı var?

Nobody needs to get hurt.
Kimse incinmesin.

Nobody needs to say anything.
Kimsenin bir şey söylemesi gerekmiyor.

Nobody needs to talk.
Kimsenin konuşması gerekmiyor.

We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.

Mary needs to improve her grades.
Mary notlarını artırmalı.

Mary needs to organize her room.
Mary odasını organize etmeli.

Mary needs a dozen eggs.
Mary'nin bir düzine yumurtaya ihtiyacı vardır.

Someone needs to talk to Tom about what happened.
Ne olduğu hakkında birisi Tom'la konuşmalı.

I want to talk to you about what needs to be done.
Ne yapılması gerektiği konusunda seninle konuşmak istiyorum.

I know what needs to be done.
Ne yapılması gerektiğini biliyorum.