Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Kendimi olan Myself kelimesinin kullanıldığı toplam 0 adet cümle bulundu. Myself ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Myself kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"I don't like repeating myself." "What?"
"Kendimi tekrar etmeyi sevmem." "Ne dedin?"

When I was 17, I injured myself playing football. I collided with someone and as a result of this I broke some of my teeth.
17 yaşındayken, futbol oynarken kendimi yaraladım. Birisiyle çarpıştım ve bunun sonucu olarak dişlerimden bazılarını kırdım.

How can I sacrifice myself for something I don't believe in?
İnanmadığım bir şey için kendimi nasıl feda edebilirim?

I managed to make myself understood in English.
İngilizce olarak derdimi anlatabildim.

I can't express myself in English very well.
İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemem.

I count myself lucky in having good health.
İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

The bag was too heavy for me to carry by myself.
Çanta benim tek başıma taşıyamayacağım kadar çok ağırdı.

I hate myself because I'm ugly.
Çirkin olduğum için kendimden nefret ediyorum.

My parents wouldn't allow me to go by myself.
Ailem tek başıma gitmeme izin vermedi.

I feel at peace with myself now.
Şimdi kendimle barışık hissediyorum.

After supper, I always find myself falling asleep.
Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.

Do I make myself clear?
Amacımı açıklayabilir miyim?

I poured myself a glass of whisky.
Üstüme bir bardak viski döktüm.

I managed to repair my car by myself.
Arabamı tek başıma tamir etmeyi başardım.

I really hate myself right now.
Şu anda gerçekten kendimden nefret ediyorum.

I myself will repair that machine.
Şu makineyi kendim onaracağım.

When I came to, I found myself lying on the floor.
Ayıldığımda kendimi yerde yatıyor buldum.

I ran to the bathroom to look at myself in the mirror.
Aynada kendime bakmak için banyoya koştum.

I cannot bring myself to help such a man.
Böyle bir adama yardım etmeye kalkışmam.

I can't bring myself to do such a thing.
Böyle bir şey yapmak için kendimi ikna edemem.

I cannot bring myself to do such a thing.
Böyle bir şey yapmak için kendimi ikna edemiyorum.

I shouldn't have to do all this work myself.
Bütün bu işi kendim yapmak zorunda olmamalıyım.

I shouldn't have to do all this work by myself.
Bütün bu işi tek başıma yapmak zorunda olmamalıyım.

I can take care of myself, you know.
Başımın çağresine bakabilirim, bilirsin.

May I help myself?
Başlayabilir miyim?

I submitted the application myself.
Başvurumu kendim sundum.

I was beside myself when I heard the news of my father's sudden death.
Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.

He asked me whether she had given me the book, or if I had bought it myself.
Bana kitabı onun mu verdiğini yoksa satın mı aldığımı sordu.

I weighed myself on the bathroom scales.
Banyo tartısında kendimi tarttım.

I hate myself sometimes.
Bazen kendimden nefret ederim.

I think that maybe I won't be able to make myself understood in English.
Belki İngilizce olarak kendimi anlatamayacağımı sanıyorum.

Maybe I am unhappy, but I don't intend to kill myself.
Belki mutsuzum ama kendimi öldürmeyi amaçlamıyorum.

For myself, I would like to take part in the game.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.

I warmed myself in the bath.
Ben banyoda kendimi ısıttım.

I'm facing that problem, myself.
Ben bizzat o sorunla karşı karşıyayım.

I bought this book for myself, not for my wife.
Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.

I'll keep that book for myself.
Ben bu kitabı kendim için ayıracağım.

I can do it by myself.
Ben bunu kendim yapabilirim.

I badly injured myself in the leg, too.
Ben de kendimi bacağımdan kötü şekilde yaraladım.

I don't look down upon any living being. Needless to say, I'm no God. I'm a human being myself; I may have made mistakes, I do admit.
Ben hiçbir canlıyı küçümsemiyorum. Tabii ki ben Allah değilim. Ben de kulum; hatalarım olmuştur, yalanlamıyorum.

I myself have never seen a UFO.
Ben kendim asla bir UFO görmedim.

I'm a stranger here myself.
Ben kendim burada bir yabancıyım.

I tried to teach myself how to play the guitar.
Ben kendim gitar çalmayı öğrenmeye çalıştım.

I'll get my son to go instead of going myself.
Ben kendim gitmek yerine oğlumu göndereceğim.

I have never been there myself.
Ben kendim orada bulunmadım.

I am ashamed of myself.
Ben kendimden utanıyorum.

I laid myself on the grass.
Ben kendimi çimenlerin üzerine attım.

I warmed myself at the fire.
Ben kendimi ateşte ısıttım.

I must have expressed myself badly.
Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.

I want to see it for myself.
Ben onu kendim için görmek istiyorum.

I will do it myself.
Ben onu kendim yapacağım.

I can't bring myself to trust his story.
Ben onun hikayesine inanamıyorum.

I can only speak for myself.
Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.

I live by myself.
Ben tek başıma yaşıyorum.

Don't leave me here by myself.
Beni burada bir başıma koyma.

I will establish myself as a lawyer.
Bir avukat olarak kariyer yapacağım.

I can't bring myself to eat anything.
Bir şey yiyesim gelmiyor.

I cut myself with a knife.
Bir bıçakla kendimi kestim.

I poured a drink for Tom and one for myself.
Bir bardak Tom'a bir tane de kendime doldurdum.

I excused myself for a minute.
Bir dakikalığına kendimi muaf tuttum.

I could kick myself for not bringing a map.
Bir harita getirmediğim için kendimi tekmeleyebilirdim.

I bought myself this superfast popcorn machine as a Christmas present.
Bir Noel hediyesi olarak kendime bu süper hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

What's wrong with going to Boston by myself?
Boston'a tek başıma gitmemin nesi var?

I picked these flowers myself.
Bu çiçekleri kendim topladım.

I cannot carry this suitcase by myself.
Bu bavulu tek başıma taşıyamıyorum.

I live in this house by myself.
Bu evde yalnız yaşıyorum.

I really enjoyed myself tonight.
Bu gece gerçekten çok iyi eğlendim.

I made this clothing myself.
Bu giysiyi ben kendim yaptım.

I don't want to identify myself with that group.
Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

I built this doghouse by myself.
Bu köpek kulübesini kendi başıma yaptım.

I made this kennel by myself.
Bu köpek kulübesini kendim yaptım.

I made this doghouse by myself.
Bu köpek kulübesini tek başıma yaptım.

This is a doghouse that I made myself.
Bu kendi yaptığım bir köpek kulübesidir.

This book is mine; I wrote my name in it myself.
Bu kitap benim, ben onun içine adımı kendim yazdım.

I made these boxes myself.
Bu kutuları kendim yaptım.

I'll keep this cake for myself.
Bu pastayı kendim için ayıracağım.

I cut myself shaving this morning.
Bu sabah tıraş olurken kendimi kestim.

I can't carry this suitcase by myself.
Bu valizi tek başıma taşıyamam.

I made this food myself.
Bu yemeği ben kendim yaptım.

This is the doghouse that I made myself.
Bu, kendi yaptığım köpek kulübesidir.

I feel myself better today.
Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.

I nearly got myself killed today.
Bugün neredeyse kendimi öldürüyordum.

I have to deal with this myself.
Bunu bizzat halletmeliyim.

Next time, I'll do it myself.
Bunu gelecek defa kendim yapacağım.

I'm going to do this by myself.
Bunu kendi başıma yapacağım.

I can't do this by myself.
Bunu kendi başıma yapamam.

I designed it myself.
Bunu kendim tasarladım.

I'm perfectly capable of doing this by myself.
Bunu kendim yapabilecek durumdayım.

I have to do this by myself.
Bunu kendim yapmalıyım.

I can't do this all by myself.
Bunu tek başıma yapamam.

I can't do it by myself.
Bunu tek başıma yapamam.

It's just not possible for me to do this by myself.
Bunu tek başıma yapmam gerçekten mümkün değil.

It's impossible for me to do that by myself.
Bunu tek başıma yapmam imkansız.

How do you expect me to do this by myself?
Bunu tek başıma yapmamı nasıl bekliyorsun?

I promised myself I wouldn't do this again.
Bunu tekrar yapmayacağıma kendime söz verdim.

I ought to do this by myself.
Bunu yalnız başıma yapmalıyım.

It's so noisy here I can't hear myself think.
Burası o kadar gürültülü ki kendi düşündüğümü duyamıyorum.

I enjoyed myself last night.
Dün gece eğlendim.

I enjoyed myself at the party last night.
Dün gece partide eğlendim.

I enjoyed myself at the party yesterday.
Dün partide eğlendim.