Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Müzik olan Music kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Music ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Music kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"She likes music." "So do I."
"O müzik sever. " " Ben de."

In the 1960s, folk music was very popular.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.

I like English and music.
İngilizce ve müziği severim.

I prefer English to music.
İngilizceyi müziğe tercih ederim.

I like English better than music.
İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.

The people came out of their houses to listen to his music.
İnsanlar onun müziğini dinlemek için evlerinden çıktılar.

You have good taste in music.
İyi bir müzik zevkin var.

It is not so difficult to appreciate good music.
İyi müziği takdir etmek hiç de zor değildir.

I appreciate good music.
İyi müziği taktir ederim.

I like listening to good music.
İyi müzik dinlemeyi severim.

When I work, I like to listen to the music.
Çalışırken müzik dinlemeyi severim.

I make a living playing music.
Çalgı çalarak geçimimi sağlıyorum.

The boy is listening to music.
Çocuk, müzik dinliyor.

Many students go to Europe for the purpose of studying music.
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.

I adore poetry and music.
Şiir ve müziğe bayılırım.

Now let me entertain you with music.
Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.

I love Aimer's music.
Aimer'in müziğini severim.

I didn't like rock music at first, but it soon grew on me.
Önceleri rock müziği sevmezdim, fakat gittikçe daha çok beğendim.

Ann likes music very much.
Ann müziği çok seviyor.

My mother loves music.
Annem müziği sever.

My mother loves music.
Annem müziği sever.

I like the music of Austria.
Avusturya müziğini severim.

All my friends like the same kind of music that I do.
Bütün arkadaşlarım benim hoşlandığım aynı müzik türünden hoşlanırlar.

I like all kinds of music.
Bütün müzik türlerini severim.

My father does not like music.
Babam müzikten hoşlanmaz.

My father doesn't like music.
Babam müzikten hoşlanmaz.

Mr. Johnson is a wonderful music teacher.
Bay Johnson harika bir müzik öğretmenidir.

Miss Green teaches us music.
Bayan Green bize müzik öğretir.

We sometimes disparagingly call noise, music that's insignificant and devoid of any charm.
Bazen kötüleyici olarak gürültü, önemsiz ve cazibeden yoksun müzik diyoruz.

I like jazz music.
Ben caz müziği severim.

I love music, too.
Ben de müzik seviyorum.

I also like listening to music on the radio.
Ben de radyoda müzik dinlemeyi severim.

I like disco music.
Ben disko müziği severim.

I like instrumental music.
Ben enstrümantal müzikten hoşlanırım.

I often enjoy listening to music after supper.
Ben genellikle akşam yemeğinden sonra müzik dinlemekten hoşlanırım.

I like classical music very much.
Ben klasik müziği çok severim.

I like classical music.
Ben klasik müziği severim.

I don't like classical music.
Ben klasik müziği sevmiyorum.

I'm fond of listening to classical music.
Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

I am fond of music.
Ben müziği çok severim.

I'm learning music.
Ben müzik öğreniyorum.

I hear music.
Ben müzik dinliyorum.

I talked about music.
Ben müzik hakkında konuştum.

I do not like music.
Ben müzik sevmiyorum.

I am very interested in music.
Ben müzikle çok ilgilenirim.

I am interested in music.
Ben müzikle ilgilenirim.

I don't understand music.
Ben müzikten anlamıyorum.

I was moved by the music.
Ben müzikten etkilendim.

I know he likes jazz music.
Ben onun caz müziği sevdiğini biliyorum.

I like his music.
Ben onun müziğini seviyorum.

I just wanted to listen to some music.
Ben sadece biraz müzik dinlemek istedim.

I like vocal music better than instrumental music.
Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.

I think that most young people like rock music.
Bence gençlerin çoğu rock müziği seviyor.

I don't have an ear for music.
Benim bir müzik kulağım yok.

You're the only person I know besides me who likes medieval music.
Benim dışında orta çağ müziğinden hoşlanan bildiğim tek kişisin.

My favorite music is pop music.
Benim en sevdiğim müzik pop müziktir.

My hobby is music.
Benim hobim müzik.

Betty likes classical music.
Betty klasik müzik sever.

I'm interested in many things, not just music.
Birçok şeyle ilgileniyorum, sadece müzik değil.

I always enjoy listening to classical music when I have some free time.
Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.

Can I play some music?
Biraz müzik çalabilir miyim?

Put on some music.
Biraz müzik açın.

Let's listen to some music.
Biraz müzik dinleyelim.

One won’t hear much music in that pub.
Birisi şu birahanede çok müzik dinlemek istemeyecek.

Anyone can cultivate their interest in music.
Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.

Few things give us as much pleasure as music.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.

We stopped talking so that we could hear the music.
Biz müziği duyabilmek için konuşmaya son verdik.

We enjoyed listening to the music.
Biz müzik dinlemenin keyfini çıkardık.

We listen to music.
Biz müzik dinleriz.

We danced to the music.
Biz müzik eşliğinde dans ettik.

We like music.
Biz müzikten hoşlanırız.

What kind of music do you want us to play?
Bize hangi çeşit müzik çalmak istiyorsun?

Bob lost interest in rock music.
Bob rock müziğe ilgisini kaybetti.

I study music at a university in Boston.
Boston'da bir üniversitede müzik eğitimi görüyorum.

A lot of people around here like country music.
Bu civarda bir sürü insan Amerikan folk müziğini sever.

I remember this music.
Bu müziği hatırlıyorum.

What's this music?
Bu müzik nedir?

I hate this music.
Bu müzikten nefret ediyorum.

I'm not particularly keen on this kind of music.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.

This sort of music is not my cup of tea.
Bu tür müzik benim tarzım değil.

If this kind of music floats your boat, let me recommend a few other musicians you may want to listen to.
Bu tür müzik tekneni yüzdürürse, dinlemek isteyebileceğin birkaç müzisyen daha tavsiye edeyim.

This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

It seems that Cathy likes music.
Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Last night, we attended a classical music concert.
Dün gece bir klasik müzik konserine gittik.

Have you ever heard such beautiful music before?
Daha önce hiç bu kadar güzel bir müzik dinledin mi?

Listen! They're playing my favorite music.
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.

What was the music you were listening to?
Dinlediğin müzik neydi?

In order to relax, I need to listen to soothing music.
Dinlenmek için rahtlatıcı müzik dinlemem gerekiyor.

We danced to the disco music.
Disko müzik eşliğinde dans ettik.

Is that music I hear?
Duyduğum müzik midir?

Do you like the same kind of music as your parents do?
Ebeveynlerinin sevdiği gibi aynı tür müziği seviyor musun?

My favorite music instrument is the flute.
En sevdiğim müzik aleti flüttür.

What is your favorite music group?
En sevdiğin müzik grubu nedir?

Enya’s music is good.
Enya'nın müziği iyi.

My brother likes music.
Erkek kardeşim müzik seviyor.

What's your favorite music group?
Favori müzik gurubun nedir?

What's your favorite Michael Jackson music video?
Favori Michael Jackson müzik videon nedir?

He listened to the music with his eyes closed.
Gözleri kapalı müzik dinledi.

I don't like noisy music, such as rock.
Gürültülü müzik, rock gibi, sevmiyorum.

Young people like popular music.
Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.