Türkçe kelime anlamı Et olan Meat kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Meat ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
The second course has chickpeas, chicken, meat, sausage and potato.
İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.
The cook broiled the meat.
Aşçı eti ızgarada pişirdi.
Step 1. Heat the vegetable oil (0.5L) (any grease or a mixture of oil and grease) in the pot on high heat, add sliced onions (400g), fry until the onions take a yellow color, then add meat (any kind) (1kg).
Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.
A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.
Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.
Americans eat a lot of meat.
Amerikalılar çok et yer.
Even though my friend was a vegetarian, I didn't tell him that the soup had some meat in it.
Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
I have never eaten horse meat.
Asla at eti yemedim.
I never eat meat.
Asla et yemem.
I want to try eating horse meat.
At eti yemeyi denemek istiyorum.
I put the meat we just bought in the freezer.
Az önce aldığımız eti dondurucuya koydum.
That knife wasn't sharp and I couldn't cut the meat with it, so I resorted to using my pocket knife.
Bıçak keskin değildi ve eti onunla kesemedim, bu yüzden son çare olarak çakımı kullandım.
The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
All the meat was bad.
Bütün et kokmuştu.
She ate just as much meat as her father.
Babasının yediği kadar çok et yedi.
I prefer fish to meat.
Balığı ete tercih ederim.
I like fish better than meat.
Balığı etten daha çok severim.
I like fish more than meat.
Balığı etten daha çok severim.
Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
Balığın ve etin besin değerleri yüksek ama ikincisi öncekine göre daha pahalıdır.
Is eating whale meat wrong?
Balina eti yemek hata mıdır?
Give me a half-kilo of meat.
Bana yarım kilo et ver.
Some people don't eat meat.
Bazı insanlar et yemezler.
I'm a vegetarian, so I'd rather not have meat, if that's okay.
Ben bir vejeteryanım,eğer uygunsa,et yemeği tercih etmem.
I lowered my meat consumption.
Ben et tüketimimi azalttım.
I know quite a few people who don't eat meat.
Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
I can't eat meat.
Ben et yiyemem.
I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
I'd like meat loaf.
Ben etli somun istiyorum.
I don't usually eat red meat.
Ben genellikle kırmızı et yemem.
I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
I never feed my dog raw meat.
Ben, köpeğimi asla çiğ etle beslemem.
To my surprise, they ate the meat raw.
Benim için sürpriz oldu, onlar eti çiğ yediler.
I feed meat to my dog.
Benim köpeğimi etle besledim.
A refrigerator keeps meat fresh.
Bir buzdolabı eti taze tutar.
A butcher deals in meat.
Bir kasap et ticareti yapar.
We ate some fried meat.
Biraz kızarmış et yedik.
We have eaten no meat for several days.
Birkaç gündür hiç et yemedik.
This knife is used to cut meat.
Bu bıçak et kesmek için kullanılır.
This meat is kosher.
Bu et helal.
This meat smells bad.
Bu et kötü kokuyor.
This meat has gone bad.
Bu et kokmuş.
This meat cuts easily.
Bu et kolayca kesiliyor.
This meat is chicken.
Bu et tavuk.
Could you cook this meat a little more?
Bu eti biraz daha pişirir misin?
This is good meat.
Bu iyi et.
This is a rather fatty cut of meat.
Bu oldukça yağlı bir et parçası.
Meat won't keep long in this heat.
Bu sıcakta et fazla dayanmaz.
Opening the refrigerator, I noticed the meat had spoiled.
Buzdolabını açınca etin çürümüş olduğunu fark ettim.
When I opened the refrigerator, I noticed the meat had spoiled.
Buzdolabını açtığımda, etin bozulduğunu gördüm.
There is no meat left in the fridge.
Buzdolabında et kalmadı.
Is eating less meat a good idea?
Daha az et yemek iyi bir fikir midir?
The doctor told Tom to reduce his red meat consumption.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
The doctor told Tom to lower the amount of red meat that he ate.
Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.
What's your favorite cut of meat?
En sevdiğin et parçası nedir?
When was the last time you grilled meat?
En son ne zaman et ızgara yaptın?
I bought a pound of meat the other day.
Ertesi gün bir pound et aldım.
I used to eat a lot of meat.
Eskiden çok et yerdim.
I don't eat as much meat as I used to.
Eskisi kadar çok et yemem.
The meat spoiled.
Et bozuldu.
Meat is expensive nowadays.
Et bu günlerde pahalı.
Meat is very expensive nowadays.
Et bugünlerde çok pahalı.
The meat is frozen.
Et dondurulmuş.
Add meat.
Et ekle.
The price of meat dropped.
Et fiyatı düştü.
The meat's not ready yet.
Et henüz hazır değil.
I don't want meat.
Et istemiyorum.
I don't care for meat.
Et istemiyorum.
We want meat.
Et istiyoruz.
The meat has gone bad.
Et koktu.
The meat is cooked.
Et pişiyor.
The meat is only half cooked.
Et sadece yarı pişirilir.
The meat is tough.
Et serttir.
I don't like meat. I prefer a vegetarian diet.
Et sevmem. Bir vejetaryen diyet tercih ederim.
I want to eat meat and vegetables.
Et ve sebze yemek istiyorum.
Meat and eggs have a lot of protein.
Et ve yumurta bir sürü proteine sahiptir.
Meat or fish?
Et veya balık?
Is eating meat morally wrong?
Et yeme ahlaken yanlış mıdır?
Eating meat is bad for the environment.
Et yemek çevreye zararlıdır.
Is it morally wrong to eat meat?
Et yemek ahlaki olarak yanlış mıdır?
I've given up eating meat.
Et yemekten vazgeçtim.
I don't eat meat.
Et yemem.
I used to not eat meat.
Et yemezdim.
Do you eat meat or are you a vegetarian?
Et yer misin ya da bir vejetaryen misin?
Do you eat meat?
Et yer misiniz?
The meat cuts tough.
Et zor kesiliyor.
Meat should not be eaten raw.
Et, çiğ yenmemelidir.
Meat, please.
Et, lütfen.
I'll put some salt on the meat.
Ete biraz tuz koyacağım.
Cut the meat with a knife.
Eti bıçakla kes.
I like meat better than fish.
Eti balıktan daha çok severim.
Put the meat in the refrigerator, or it will rot.
Eti buzdolabına koyun, aksi taktirde kokuşur.
Cut the meat into thin slices.
Eti ince dilimler halinde kesin.
He cut up the meat and weighed it.
Eti kesti ve tarttı.
She doesn't find meat tasty.
Eti tatlı bulmadı.
I ate the meat.
Eti yedim.
I will eat the meat.
Eti yiyeceğim.
I'm eating the meat.
Eti yiyorum.
I like my meat well done.
Etimi iyi pişmiş severim.
The price of meat will soon come down.
Etin fiyatı yakında düşecektir.
The meat tastes bad.
Etin tadı kötü.
Trim the fat off the meat.
Etin yağını ayırın.
