Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Araçlar olan Means kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Means ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Means kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

'Philosophy' is a Greek word that means the love of wisdom.
' Felsefe ' bilgelik sevgisi anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.

I live above my means.
İmkanlarımın üstünde yaşıyorum.

You must not live beyond your means.
İmkanlarının ötesinde yaşamamalısın.

English is a means of communication.
İngilizce bir haberleşme aracıdır.

To lose face means to be humiliated.
İtibarını kaybetmek aşağılanmak anlamına gelir.

Everyone who works has the right to just and favourable remuneration ensuring for himself and his family an existence worthy of human dignity, and supplemented, if necessary, by other means of social protection.
Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

The explanation is by no means satisfactory.
Açıklama hiçbir biçimde tatmin edici değil.

During the opening ceremony, the history of Russia was told through the dreams of a young girl named Lubov, which means "love".
Açılış töreninde Rusya'nın tarihi Lubov adlı genç bir kızın rüyaları vasıtasıyla anlatıldı, bu, "aşk" anlamına geliyor.

I have tried every means imaginable.
Akla gelebilecek her yolu denedim.

Amnesia means "loss of memory".
Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir.

However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.

The countries concerned settled the dispute by peaceful means.
Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.

Your friendship means a lot to me.
Arkadaşlığın benim için çok şey anlamına geliyor.

The fisherman saved himself by means of a floating board.
Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.

We must devise some means of escape.
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.

What do you think it means when a man gives a woman his key?
Bir adam bir kadına anahtarını verirse bunun ne demek olduğunu düşünüyorsun?

Do you know what it means when a man gives a woman expensive jewelry?
Bir adam bir kadına pahalı mücevher verirse bunu ne demek olduğunu biliyor musun?

Do you know what it means when a man gives a woman a ring?
Bir erkek bir kadına bir yüzük verirse bunun ne demek olduğunu biliyor musun?

When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.

Blog means "web log".
Blog'un anlamı "web günlüğü"dür.

It's quite obscure what this sentence means.
Bu cümlenin ne anlama geldiği çok belirsiz.

These days, "the lion's share" usually means "the biggest share"; but not so long ago, it meant "all of it."
Bu günlerde, "aslan payı" genellikle "en büyük pay" anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce "onun hepsi" anlamına geliyordu.

This work is by no means easy.
Bu iş hiçbir şekilde kolay değildir.

This signal means "don't walk."
Bu işaret "yürüme" anlamına gelir.

Can you tell me what this word means?
Bu kelimenin ne anlama geldiğini bana söyleyebilir misiniz?

You should by all means read the book.
Bu kitabı mutlaka okumalısın.

This composition is so badly written than I can not make out what he means.
Bu kompozisyon o kadar kötü yazılmış ki ben onun ne anlama geldiğini çıkaramıyorum.

It doesn't mean what you think it means.
Bu ne anlama geldiğini düşündüğün anlama gelmez.

This means that if you try to protect yourself too much, you will only make bigger mistakes.
Bu, kendini daha fazla korumaya çalışırsan, sadece daha büyük hatalar yapacaksın anlamına gelir.

This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.

You have no idea what this means to me.
Bunun benim için ne anlama geldiği hakkında hiç düşüncen yok.

I can't tell you how much this means to me.
Bunun benim için ne anlama geldiğini sana anlatamam.

Do you know how much this means to me?
Bunun benim için ne demek olduğunu biliyor musun?

I have no idea what this means.
Bunun ne anlama geldiği hakkında fikrim yok.

I know what it means.
Bunun ne anlama geldiğini biliyorum.

I need to know what this means.
Bunun ne anlama geldiğini bilmeliyim.

I don't know what this means.
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.

What do you think it means?
Bunun ne anlama geldiğini düşünüyorsun?

I don't really know what that means.
Bunun ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyorum.

I don't understand what this means at all.
Bunun ne anlama geldiğini hiç anlamıyorum.

I know exactly what it means.
Bunun ne anlama geldiğini tam olarak biliyorum.

Do you realize what this means?
Bunun ne demek olduğunu anlıyor musun?

Do you know what that means?
Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?

I don't know what that means.
Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum.

What do you think that means?
Bunun ne demek olduğunu düşünüyorsun?

I know how much it means to you.
Bunun senin için ne anlama geldiğini biliyorum.

I know your being here means a lot to Tom.
Burada olmanın Tom için birçok anlama geldiğini biliyorum.

Thoughts are expressed by means of words.
Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.

Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water.
Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.

Der Spiegel is a German weekly magazine and it also means "The Mirror".
Der Spiegel haftalık Alman dergisidir ve aynı zamanda "ayna" anlamına gelir.

I can't tell you how much your support means to us.
Desteğinin bizim için ne çok şey ifade ettiğini sana anlatamam.

We express our thoughts by means of language.
Dil vasıtasıyla düşüncelerimizi ifade ederiz.

If I act weird around you, it means I'm comfortable with you.
Eğer ki senin yanında saçma sapan davranıyorsam, bu rahat olduğum anlamına gelir.

If it means what I think it means, we're in trouble.
Eğer o ne anlama geldiğini düşündüğüm anlama geliyorsa, başımız belada.

If your boss "sacks" you, it means you're fired.
Eğer patronun seni kovarsa, bu işten atıldığın anlamına gelir.

Ethics means the rules of conduct.
Etik, davranış kuralları anlamına gelir.

No means no.
Hayır hayır demektir.

To love life means to live well.
Hayatı sevmek, iyi yaşamak anlamına gelir.

I will do it by all means.
Her halükarda onu yapacağım.

Do it by all means.
Her ne şekilde olursa olsun onu yap.

Young kittens knead their mother's belly to stimulate her to produce milk, so when grown cats knead on you, it means they're happy and comfortable with you – just like you're their mama.
Küçük kedi yavruları süt üretmeye teşvik etmek için annelerinin karnını ovarlar, bu yüzden yetişkin kediler seni ovduklarında bu seninle mutlu ve rahat oldukları anlamına gelir- tıpkı sen onların anneleriymişsin gibi.

I wish she wouldn't pussyfoot about it and just say what she means.
Keşke onun hakkında fikrini söylemese ve sadece onun ne demek istediğini söylese.

If you don't know what the word means, look it up in the dictionary.
Kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorsan, sözlüğe bak.

You should live within your means.
Kendi imkanlarınla yaşamalısın.

Do come by all means.
Kesinlikle gel.

By all means. Go ahead.
Kesinlikle. Devam et.

Kim means to be a diplomat in the future.
Kim gelecekte bir diplomat olacağını ifade ediyor.

In North America when a person shrugs his shoulders it means "I don't know".
Kuzey Amerika'da bir kişi omuzlarını silktiğinde bu; "bilmiyorum" anlamına gelir.

Laurie means a lot to me.
Laurie bana çok şey ifade eder.

He looked for every possible means of escape.
Mümkün olan her kaçış vasıtasını aradı.

All possible means have been tried.
Mümkün olan tüm araçlar denendi.

I will come by all means.
Ne olursa olsun geleceğim.

Nick is by no means satisfied with the reward.
Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.

She is by no means angelic.
O hiçbir şekilde anjelik değildir.

He is by no means stupid.
O hiçbir şekilde aptal değil.

It is by no means certain.
O hiçbir şekilde kesin değil.

She is by no means polite.
O hiçbir şekilde kibar değil.

He was by no means happy.
O hiçbir şekilde mutlu değildi.

I know what that word means.
O kelimenin ne anlama geldiğini biliyorum.

I don't know what that word means.
O kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum.

That politician is by no means honest.
O politikacı kesinlikle dürüst değil.

She is by no means beautiful.
O, asla güzel değil.

She is by no means stupid.
O, hiçbir şekilde aptal değildir.

He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.

He is by no means kind.
O, hiçbir şekilde kibar değil.

He's by no means satisfied.
O, hiçbir şekilde tatmin olmadı.

He is by no means bright.
O, hiçbir şekilde zeki değil.

He lives beyond his means.
O, kazandığından çok para harcıyor.

She lives beyond her means.
O, kazandığından çok para harcıyor.

That means sure death!
O, kesin ölüm demektir!

He will by no means come.
O, kesinlikle gelmez.

She explained her idea by means of pictures.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.

They live beyond their means.
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.

Try it by all means.
Onu mutlaka dene.

Her explanation is by no means satisfactory.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.

He is by no means wanting in courage.
Onun asla cesareti eksik değil.

I wonder what she really means.
Onun gerçekten ne demek istediğini merak ediyorum.

I have no idea what it means.
Onun ne anlama geldiği hakkında fikrim yok.

I have a general idea of what he means.
Onun ne demek istediği ile ilgili genel bir fikrim var.

I can't figure out what he means.
Onun ne demek istediğini anlayamıyorum.