Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı şanslı olan Lucky kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Lucky ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Lucky kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

You're both very lucky.
İkiniz de çok şanslısınız.

I was lucky enough to get a good seat.
İyi bir koltuk bulacak kadar şanslıydım.

I count myself lucky in having good health.
İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

You're a very lucky lady.
Çok şanslı bir bayansın.

You're so lucky.
Çok şanslısın.

We're so lucky.
Çok şanslıyız.

If we're lucky, we'll double our money.
Şansımız varsa paramızı ikiye katlarız.

Who's the lucky guy?
Şanslı adam kim?

You're a lucky guy.
Şanslı bir adamsın.

You're a lucky girl.
Şanslı bir kızsın.

When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

I made a lucky guess.
Şanslı bir tahmin yaptım.

Aren't we lucky?
Şanslı değil miyiz?

We weren't lucky.
Şanslı değildik.

I wasn't lucky.
Şanslı değildim.

I'm not lucky.
Şanslı değilim.

I'm feeling lucky.
Şanslı hissediyorum.

I don't feel lucky.
Şanslı hissetmiyorum.

I felt lucky.
Şanslı hissettim.

Who's the lucky girl?
Şanslı kız kim?

Who's the lucky one?
Şanslı olan kim?

Don't you think you're lucky?
Şanslı olduğunu düşünmüyor musun?

I said you were lucky.
Şanslı olduğunu söyledim.

You're lucky you didn't die.
Şanslısın ki ölmedin.

You're lucky you don't have Tom's problems.
Şanslısın, Tom'un sorunları sende yok.

You're lucky.
Şanslısın.

He was lucky and won the race.
Şanslıydı ve yarışı kazandı.

We've been lucky.
Şanslıydık.

We were lucky.
Şanslıydık.

You were lucky.
Şanslıydın.

You got lucky.
Şanslıydın.

I may win if I'm lucky.
Şanslıysam kazanabilirim.

You've been lucky so far.
Şimdiye kadar şanslıydın.

Allan was lucky and passed the tax accountant examination.
Allan şanslıydı ve vergi muhasebesi sınavını geçti.

Your friend is very lucky.
Arkadaşın çok şanslı.

I have been lucky until now.
Şu ana kadar şanslıydım.

The reason I succeeded was because I was lucky.
Başarmamın nedeni şanslı olmamdı.

My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.
Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı.

Maybe we'll get lucky.
Belki şansımız yaver gider.

Maybe Tom is just lucky.
Belki Tom sadece şanslı.

I was lucky.
Ben şanslıydım.

I'm lucky today.
Ben bugün şanslıyım.

I know what a lucky boy I am.
Ben ne şanslı bir çocuk olduğumu biliyorum.

I was lucky to be there on time.
Ben zamanında orada olduğum için şanslıydım.

I think we were lucky.
Bence şanslıydık.

You're very lucky you know! A such thing happen only once in a lifetime.
Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur.

You're lucky that you have a job.
Bir işin olduğu için şanslısın.

You're lucky to have found each other.
Birbirinizi bulduğunuz için şanslısınız.

Suddenly I got lucky.
Birden şanslı oldum.

These people were very lucky.
Bu insanlar çok şanslıydı.

This time you were lucky.
Bu kez şanslıydınız.

This is your lucky day.
Bu senin şanslı günün.

Today isn't my lucky day!
Bugün şanslı günüm değil!

Today is not my lucky day!
Bugün şanslı günüm değil!

I'm feeling lucky today.
Bugün şanslı hissediyorum.

Today is my lucky day.
Bugün benim şanslı günüm.

The others weren't so lucky.
Diğerleri çok şanslı değildi.

We might not be so lucky next time.
Gelecek sefer bu kadar şanslı olamayabiliriz.

You really are lucky, aren't you?
Gerçekten şanslısın, değil mi?

You're really lucky.
Gerçekten şanslısın.

We're really lucky.
Gerçekten şanslıyız.

We're lucky that the weather is so nice.
Hava çok güzel olduğu için şanslıyız.

It is lucky that the weather should be so nice.
Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.

I'm lucky to be alive.
Hayatta olduğum için şanslıyım.

We're lucky to be alive.
Hayatta olduğumuz için şanslıyız.

We all should be so lucky.
Hepimiz çok şanslı olmalıyız.

No one is that lucky.
Hiç kimse bu kadar şanslı değildir.

I was lucky to escape.
Kaçtığım için şanslıydım.

Do you feel lucky?
Kendini şanslı hissediyor musun?

Nobody can be that lucky.
Kimse o kadar şanslı olamaz.

Maria said to herself, "I am very lucky".
Maria kendi kendine, "çok şanslıyım" dedi.

Tom was lucky that Mary didn't hit him.
Mary ona vurmadığı için Tom şanslıydı.

You don't realize how lucky you are.
Ne kadar şanslı olduğunun farkında değilsin.

How lucky you are!
Ne kadar şanslısın!

You lucky devil!
Ne kadar şanslısın!

How lucky I am!
Ne kadar şanslıyım!

How lucky we are!
Ne kadar şanslıyız!

She's a lucky girl.
O şanslı bir kız.

She was born lucky.
O şanslı doğdu.

She is lucky.
O şanslıdır.

He considered himself lucky.
O kendini şanslı addetti.

It was just a lucky guess.
O sadece şanslı bir tahmindi.

They were lucky.
Onlar şanslıydı.

They named their dog Lucky.
Onlar köpeklerine Lucky adını verdiler.

You were lucky to find it.
Onu bulduğun için şanslıydın.

I'm just lucky.
Sadece şanslıyım.

You just got lucky.
Sadece şanslıydın.

You were lucky to survive the attack.
Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.

I guess I was lucky.
Sanırım şanslıydım.

I think I've been pretty lucky so far.
Sanırım şu ana kadar oldukça şanslıyım.

I think we're pretty lucky.
Sanırım oldukça şanslıyız.

I guess I'm lucky to be alive.
Sanıyorum hayatta olduğum için şanslıyım.

How lucky to meet you here.
Seninle burada karşılaşmak ne şans.

You guys are lucky.
Siz şanslısınız.

Tom hasn't been so lucky.
Tom çok şanslı değildi.

Tom thought that he was very lucky.
Tom çok şanslı olduğunu düşündü.

Tom must be very lucky.
Tom çok şanslı olmalı.

Tom is very lucky.
Tom çok şanslı.

Tom was very lucky.
Tom çok şanslıydı.

Tom was lucky that he didn't get killed.
Tom öldürülmediği için şanslıydı.