Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı şans olan Luck kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Luck ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Luck kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

We're both out of luck.
İkimiz de şanssızız.

The people exulted over their good luck.
İnsanlar iyi şanslarıyla övündüler.

Good luck.
İyi şanslar.

Luck is against me.
Şans benden yana değil.

Luck turned in my favor.
Şans benim lehine döndü.

It wasn't luck.
Şans değildi.

Luck plays an important part in your life.
Şans hayatınızda önemli bir rol oynar.

I won't need luck.
Şansa ihtiyacım olmayacak.

I don't need luck.
Şansa ihtiyacım yok.

You don't need luck.
Şansa ihtiyacın yok.

I have no luck.
Şansım yok.

Luck had nothing to do with it.
Şansın bununla hiç bir ilgisi yoktu.

Try your luck!
Şansını dene!

I pray that you will have the best of luck.
Şansının yaver gitmesi için dua ediyorum.

Don't push your luck.
Şansınızı zorlamayın.

I'm in luck.
Şanslıyım.

Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar eğer bir kedi sizin yolunuzdan geçerse, kötü şansınız olacağına inanıyor.

He'll run out of luck sooner or later.
Önünde sonunda şansı bitecek.

We had the luck to win the battle.
şanslıydık savaşı kazandık

Good luck!
Başarılar!

My success was largely due to luck.
Başarım büyük ölçüde şanstan dolayı idi.

She attributed her success to luck.
Başarısını şansa bağladı.

She attributed her success to good luck.
Başarısını iyi şansa bağladı.

He attributed his success to good luck.
Başarısını iyi şansa bağladı.

He attributes his success to good luck.
Başarısını iyi şansa bağlar.

She blamed her failure on bad luck.
Başarısızlığını kötü şansa bağladı.

He attributed his failure to bad luck.
Başarısızlığını kötü şansa dayandırdı.

He often attributes his failures to bad luck.
Başarısızlıklarını çoğunlukla kötü şansa bağlıyor.

Wish me luck.
Bana şans dile.

Some people believe that the number thirteen brings bad luck.
Bazıları on üç sayısının kötü şans getirdiğine inanırlar.

Sometimes a ladder is a sign of bad luck.
Bazen bir merdiven kötü bir şans işaretidir.

I'll try my luck.
Ben şansımı deneyeceğim.

I am happy about your good luck.
Ben senin iyi şansın hakkında mutluyum.

Are you some kind of good luck charm?
Bir tür iyi şans tılsımın var mı?

Her ability to amass a fortune is due to luck and hard work.
Biriktirdiği serveti şansına ve çok çalışmasına borçlu.

It wasn't just luck.
Bu sadece şans değildi.

Sooner or later, his luck will run out.
Er ya da geç, onun şansı bitecek.

His old company gave him the shaft. But I admire the way he turned bad luck into good and did even better with his own business.
Eski şirketi ona kazık attı. Fakat onun kötü şansını iyiye çevirmesine ve kendi işinde daha da iyisini yapmasına hayranım.

Goodbye and good luck.
Güle güle ve iyi şanslar.

Better luck next time.
Gelecek sefere iyi şanslar.

He blames his failure on bad luck.
Hatası için kötü şansını suçluyor.

Black cats bring bad luck.
Kara kedi uğursuzluk getirir.

I don’t believe that black cats cause bad luck.
Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Please wish me luck.
Lütfen bana şans dile.

If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.

He owes his success to good luck.
O, başarısını iyi şansa borçludur.

He thinks that his success is due to luck.
O, başarısının şanstan dolayı olduğunu düşünüyor.

She always boasts of her luck.
O, her zaman şansıyla övünür.

He tried to solve the problem, but had no luck.
O, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.

Oh, just my luck!
Oh, tam benim şansıma!

It's bad luck to say that.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.

He had his share of luck.
Onun şans payı vardı.

His success was mostly due to good luck.
Onun başarısı çoğunlukla iyi şansa bağlıydı.

He had no luck in finding work.
Onun iş bulma şansı yoktu.

I wish you the best of luck.
Sana iyi şans diliyorum.

I wish you good luck.
Sana iyi şanslar diliyorum.

I wish you luck.
Sana iyi şanslar diliyorum.

Good luck to you!
Sana iyi şanslar!

I think our luck just ran out.
Sanırım şansımız tükendi.

Black cats are bad luck.
Siyah kediler kötü şanstır.

You're in luck.
Siz şanslısınız.

Good luck on the test!
Testte iyi şanslar!

Tom couldn't believe his luck.
Tom şansına inanamadı.

Tom is in luck.
Tom şanslı.

Tom blamed his failure to bad luck.
Tom başarısızlığı için kötü şansını suçladı.

When Tom lost his wallet, he was out of luck.
Tom cüzdanını kaybettiğinde şanssızdı.

Tom doesn't seem to have any luck at all.
Tom hiç şansı var gibi görünmüyor.

Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm.
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor.

Tom keeps a rabbit's foot as a good-luck charm.
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir tavşan ayağı saklar.

Tom wished Mary good luck.
Tom Mary'ye iyi şans diledi.

"Buy a lottery ticket or something?" "Well, I don't think I've got much luck with gambling."

A broken mirror brings bad luck.

A calamity was avoided by sheer luck.

A creepy cry that sounds like a human voice, velvet black wings, the image of tearing into dead flesh; crows are known across the world as an ill-omened bird that flies down with ill-luck.

A drop of luck helps more than a whole case of wisdom.

A horseshoe and a black cat are not good luck signs.

A horseshoe and a four-leaf clover bring good luck.

A little bit of luck sometimes leads to an unexpected success.

After a streak of bad luck, a persistent gambler will be forced to play for high stakes.

Alas, what ill luck has befallen me!

And soon your luck will turn for the better.

As good luck would have it, a steamer passed by and they were saved.

Bad luck!

Believe in luck!

Believe more in your strength than in your luck.

Best of luck in your tournament.

Bill won the match, not so much by good luck as by real ability.

Bon voyage! May you have good luck on your journey.

By good luck, he was in time for the train.

Come to the end of one's devil's luck.

Damn you, you always have good luck!

Despite our bad luck, we had one bit of good luck: we had performed a full backup the day before.

Did you have any luck?

Do you believe that you will get seven years of bad luck if you break a mirror?

Don't bring bad luck.

Don't envy others for their good luck.

Don't press your luck, kid.

Don't set your failure down to bad luck.

Earth has bad luck as not everyone eats sushi.

Even if your sentences were actually senseless, you at least have the luck to be able to form beautiful sentences.