Türkçe kelime anlamı Yalnız olan Lonely kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Lonely ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
I feel so lonely.
Çok yalnız hissediyorum.
We're very lonely.
Çok yalnızız.
You're very lonely.
Çok yalnızsın.
When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
She isn't lonely now.
Artık yalnız değil.
She isn't lonely anymore.
Artık yalnız değil.
He isn't lonely anymore.
Artık yalnız değil.
She felt lonely when all her friends had gone home.
Bütün arkadaşları eve gittiğinde o yalnız hissetti.
I get lonely at times.
Bazen yalnız hissediyorum.
I'm very lonely.
Ben çok yalnızım.
I'm a lonely man.
Ben yalnız bir adamım.
I am a lonely man.
Ben yalnız bir adamım.
I'm lonely.
Ben yalnızım.
I was lonely.
Ben yalnızdım.
This neighborhood is very lonely.
Bu çevre çok tenha.
This city is cold and lonely without you.
Bu şehir sen olmadan soğuk ve yalnız.
I feel very lonely these days.
Bu günlerde çok yalnız hissediyorum.
Mary was lonely because the other students didn't talk to her.
Diğer öğrenciler onunla konuşmadığından dolayı Mary yalnızdı.
To tell the truth, I felt lonely.
Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.
The girl is lonely.
Kız yalnız.
I feel lonely.
Kendimi yalnız hissediyorum.
I felt lonely.
Kendimi yalnız hissettim.
Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
He felt very lonely.
O çok yalnız hissetti.
He's very lonely.
O çok yalnız.
She looked lonely.
O yalnız görünüyordu.
She was lonely.
O yalnızdı.
He was lonely.
O yalnızdı.
She always comforted herself with music when she was lonely.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
He lives in this lonely place by himself.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
He set out on a lonely journey.
O, yalnız bir yolculuğa çıktı.
I stayed so he wouldn't feel lonely.
O, yalnız hissetmesin diye kaldım.
She thinks about him when she's feeling lonely.
O, yalnız hissettiğinde onu düşünür.
I am as sad and lonely as can be.
Olabildiğince üzgün ve yalnızım.
Although he has many friends, he is lonely.
Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.
I think Tom is lonely.
Sanırım Tom yalnız.
After you leave, I'll be lonely.
Sen gittikten sonra yalnız olacağım.
I'll be lonely after you've gone.
Sen gittikten sonra yalnız olacağım.
It'll be really lonely without you.
Sensiz gerçekten yalnız olacak.
My aunt lives in a lonely house in the country.
Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.
Tom seems so lonely.
Tom çok yalnız görünüyor.
Tom felt very lonely.
Tom çok yalnız hissetti.
Tom isn't lonely now.
Tom şimdi yalnız değil.
Tom was lonely without Mary.
Tom Mary'siz yalnızdı.
Tom seems lonely.
Tom yalnız görünüyor.
Tom looked lonely.
Tom yalnız görünüyordu.
Tom felt lonely.
Tom yalnız hissetti.
Is Tom lonely?
Tom yalnız mı?
Tom must be lonely.
Tom yalnız olmalı.
Tom was lonely.
Tom yalnızdı.
Tom's lonely.
Tom yalnızdır.
I wonder if Tom realizes how lonely I am.
Tom'un ne kadar yalnız olduğumu fark edip etmediğini merak ediyorum.
She lived a lonely life.
Yalnız bir hayat yaşadı.
It was his fate to live a lonely life.
Yalnız bir hayat yaşamak onun kaderiydi.
I'm not lonely.
Yalnız değilim.
The lonely patient derives pleasure from sewing.
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
I know you feel lonely.
Yalnız hissettiğini biliyorum.
Are you lonely?
Yalnız mısınız?
You'll get lonely.
Yalnız olacaksın.
I know you don't want to be lonely.
Yalnız olmak istemediğini biliyorum.
I know what it's like to be lonely.
Yalnız olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
I've been lonely.
Yalnızım.
I was lonely.
Yalnızdım.
I'll get lonely.
Yalnızlaşacağım.
Don't you get lonely?
Yalnızlaşmıyor musun?
I got lonely.
Yalnızlaştım.
"Climb back from the comment area, I feel lonely and I'm scared!" shouted Mary, anxious.
A house without women is lonely.
A lonely boy was reading near a feeble fire.
A lonely man is lonely because he is afraid of others.
A lonely old man lives there.
All men who are lonely are lonely because they're afraid of others.
Another lonely day.
Are you bitter because you're lonely, or lonely because you're bitter?
Aren't you lonely without your friends?
Did you know Tom was lonely?
Do you ever get lonely?
Don't you ever get lonely?
Every day in your life you're lonely.
For all his wealth and fame, he is a lonely man.
Have you ever been lonely?
Hawaii seems a lonely island in the middle of the Pacific.
He is a lonely man with few friends.
He lived a lonely life in the forest.
He was lonely after his divorce.
He's depressed and lonely.
How lonely and helpless she must feel left all by herself!
I am so lonely I think I'm going to cry.
I am so lonely.
I feel so lonely that I want someone to talk with.
I felt lonely without her.
I felt very lonely.
I finished building my Gundam model. I feel so lonely.
I get lonely when the cat is outside all day.
I had stuff to do so I didn't have time to feel lonely.
I think everyone gets a bit lonely at times.
I thought you might be lonely, so I came over with a bottle of wine.
I was bored and lonely.
I was lonely without her.
I was lonely, with nobody to play with.
