Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı ödünç olan Lend kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Lend ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Lend kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Can you lend me 500 yen?
500 Yen ödünç verebilirmisiniz?

We're having difficulty finding someone who'll lend us the money we need.
İhtiyacımız olan parayı bize ödünç verecek birini bulmakta güçlük çekiyoruz.

I will lend you whatever book you need.
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.

If you have any interesting books, lend me some.
İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.

I can lend you some money if you like.
İsterseniz biraz para ödünç verebilirim.

I don't lend my books to any of the students.
Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.

Hurry. Please lend me a hand.
Acele et. Lütfen bana yardım et.

If you need an umbrella I'll lend you one.
Şemsiyeye ihtiyacın varsa sana bir tane ödünç verebilirim.

If you need an umbrella, I can lend you one.
Şemsiye'ye ihtiyacın varsa,sana bir tane ödünç verebilirim.

I'm sorry but I can't lend you my car next weekend.
Üzgünüm fakat gelecek hafta sana arabamı ödünç veremem.

Lend me your car tomorrow.
Arabanı yarın bana ödünç ver.

I persuaded my mother to lend me her car.
Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.

Would you lend me your knife?
Bıçağını bana ödünç verir misin?

Can you lend me a dime?
Bana 10 sent ödünç verebilir misin?

Can you lend me 10,000 yen?
Bana 10,000 yen ödünç verebilir misin?

It is kind of you to lend me the money.
Bana ödünç para verdiğin için naziksin.

Do you have 5,000 yen you could lend me?
Bana ödünç verebileceğin 5,000 yen'in var mı?

It was very kind of you to lend me an umbrella.
Bana bir şemsiye ödünç verdiğiniz için çok naziktiniz.

Would you lend me a pencil?
Bana bir kurşun kalem ödünç verir misin?

Can you lend me a stapler?
Bana bir zımba ödünç verebilir misiniz?

Will you please lend me a stapler?
Bana bir zımba ödünç verir misin?

He was kind enough to lend me some money.
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.

Can you lend me some money?
Bana biraz ödünç para verir misin?

Will you lend me some money?
Bana biraz ödünç para verir misin?

Would you lend me some money?
Bana biraz ödünç para verir misin?

Could you lend me some money? I just need three dollars.
Bana biraz ödünç para verir misin? Sadece üç yüz dolara ihtiyacım var.

Lend me your bicycle.
Bana bisikletini ödünç ver.

Would you lend me your bicycle?
Bana bisikletini ödünç verir misin?

Will you lend me your bicycle for an hour?
Bana bisikletini bir saatliğine ödünç verir misin?

Would you lend me your pencil?
Bana kalemini ödünç verir misin?

Could you lend me the book?
Bana kitabı ödünç verir misiniz?

Will you lend me your pencil?
Bana kurşun kalemini ödünç verir misin?

Lend me your book, please.
Bana lütfen kitabını ödünç ver.

Lend me something interesting to read.
Bana okuyacak ilginç bir şeyler ödünç ver.

Could you please lend me thirty dollars?
Bana otuz dolar borç verir misin?

Will you lend me your dictionary?
Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

Would you lend me your dictionary?
Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

Lend me as much money you can.
Bana verebildiğin kadar çok para ödünç ver.

Could you lend me a hand?
Bana yardım edebilir misin?

Lend me a hand.
Bana yardım et.

Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
Bankalar güneşli bir günde sana bir şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu bir günde sırtlarını dönerler.

Banks refused to lend money to Japanese-Americans.
Bankalar Japon-Amerikalılara borç para vermeyi reddetti.

I'll lend you this book.
Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.

I'll lend it to you.
Ben onu sana ödünç vereceğim.

Didn't I lend you some money yesterday?
Ben sana dün biraz ödünç para vermedim mi?

Lend me your ears!
Beni dinle!

I need a bag. Will you lend me one?
Bir çantaya ihtiyacım var. Bir tane ödünç verir misin?

If you need a pen, I'll lend you one.
Bir kaleme ihtiyacınız varsa, size bir tane ödünç veririm.

If you want a pencil, I'll lend you one.
Bir kurşun kalem istiyorsan, sana bir tane ödünç veririm.

I can lend you some money if you need some.
Biraz ihtiyacın varsa sana biraz ödünç para verebilirim.

Could you lend me your bicycle for a couple of days?
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?

Will you lend me your bicycle?
Bisikletinizi bana ödünç verir misiniz?

Could you lend me some money until this weekend?
Bu hafta sonuna kadar bana biraz ödünç para verir misin?

If you want this pen, I will lend it to you.
Bu kalemi istiyorsan, onu sana ödünç veririm.

I'll lend you this dictionary.
Bu sözlüğü sana ödünç vereceğim.

I'll lend you my notebook.
Defterimi sana ödünç vereceğim.

"Hold on," Dima said, taking out his phone. "I know someone who could lend me some money."
Dima " Bekle," "Ben, bana biraz borç verebilecek birini biliyorum." dedi.

If you lend someone $20 and never see that person again, it was probably worth it.
Eğer birine 20 dolar ödünç verirseniz ve o kişiyi asla yeniden görmezseniz, muhtemelen ona değmiştir.

I'll lend you one if you like.
Eğer istersen sana bir tane ödünç veririm.

If you need money, I'll lend you some.
Eğer paraya ihtiyacın varsa, sana biraz ödünç veririm.

I'll lend you some books of my brother's.
Erkek kardeşimin bazı kitaplarını sana ödünç vereceğim.

My sister asked me to lend her the dictionary.
Kız kardeşim benden sözlüğümü ona ödünç vermemi istedi.

Lend me your dog.
Köpeğini bana ödünç ver.

I had to lend Tom money so he could pay his rent.
Kirasını ödeyebilsin diye Tom'a parayı ödünç vermek zorunda kaldım.

He says that he will lend me the book when he is done with it.
Kitabı bitirdiği zaman bana ödünç vereceğini söylüyor.

Please lend me your car.
Lütfen arabanı bana ödünç ver.

Please lend me your knife.
Lütfen bana bıçağını ödünç ver.

Would you please lend me some money?
Lütfen bana biraz para ödünç verir misin?

Please lend me this book for a few days.
Lütfen bu kitabı birkaç günlüğüne bana ödünç verir misin?

Please lend me your book.
Lütfen kitabını bana ödünç ver.

Please lend me that book.
Lütfen o kitabı bana ödünç ver.

Please lend me your dictionary.
Lütfen sözlüğünü bana ödünç ver.

Would you please lend me your dictionary?
Lütfen sözlüğünü bana ödünç verir misin?

Please lend me this pen.
Lütfen, kalemi bana ödünç verebilir misin?

Would you lend me that book?
O kitabı bana ödünç verir misin?

She'll lend you a book.
O sana bir kitap gönderecek.

He'll lend you his book.
O, sana kitabını ödünç verecek.

Lend me some books to read.
Okumak için bana bazı kitaplar ödünç ver.

I'll lend you the book as soon as I'm done reading it.
Okumayı bitirir bitirmez kitabı sana vereceğim.

I know better than to lend him money.
Ona ödünç para verecek kadar aptal değilim.

I had to lend to him money.
Ona ödünç para vermek zorundaydım.

I offered to lend money to her.
Ona ödünç para vermeyi önerdim.

It was very kind of you to lend him some money.
Ona bir miktar ödünç para vermen büyük nezaketti.

I'm not stupid enough to lend him money.
Ona borç verecek kadar aptal değilim.

Lend him as much money as he needs.
Ona ihtiyacı olduğu kadar çok ödünç para ver.

When I asked him to lend me some money, he turned down my request.
Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.

I asked him to lend me some money.
Ondan bana biraz ödünç para vermesini rica ettim.

You are crazy to lend money to him.
Onu ödünç para verecek kadar delisin.

Will you lend me the books by Osame Tezuka for about a week?
Osame Tezuka tarafından yazılmış kitapları bana yaklaşık bir haftalığına ödünç verir misin?

I might as well throw my money into the sea as lend it to Tom.
Paramı Tom'a verebileceğim gibi denize de fırlatabilirim.

It is stupid of you to lend him your money.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.

If you need any money, I'll lend you some.
Paraya ihtiyacınız olursa, size biraz ödünç veririm.

Lend me your dictionary, please.
Sözlüğünü bana ödünç ver, lütfen.

Would you lend your dictionary to me?
Sözlüğünüzü bana ödünç verir misiniz?

Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.

I will lend you money just this once.
Sadece bu sefer sana ödünç para vereceğim.

He knows better than to lend you money.
Sana ödünç para vermeyecek kadar aklı başında.

I'll lend you money, but mind you, this is the last time.
Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez.

I can't lend you this book.
Sana bu kitabı ödünç veremem.

I can't lend this book to you.
Sana bu kitabı ödünç veremem.