Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı öğrenmek olan Learn kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Learn ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Learn kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Are you going to learn English?
İngilizce öğrenecek misin?

Let's learn English.
İngilizce öğrenelim.

English is easy to learn.
İngilizce öğrenmek kolaydır.

English is not difficult to learn.
İngilizce öğrenmek zor değil.

If you help me learn English, I'll help you learn Japanese.
İngilizce öğrenmeme yardım edersen, Japonca öğrenmene yardım ederim.

What is the best way to learn English?
İngilizce öğrenmenin en iyi yolu nedir?

English is difficult to learn.
İngilizce öğrenmesi zordur.

English is not easy for him to learn.
İngilizce, onu öğrenmesi için kolay değildir.

What do you learn English for?
İngilizceyi ne için öğreniyorsun?

Where did you learn English?
İngilizceyi nerede öğrendin?

People learn from me.
İnsanlar benden öğrenir.

People learn from experience.
İnsanlar deneyimlerinden öğrenirler.

You need to learn to trust people.
İnsanlara güvenmeyi öğrenmelisin.

That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.
İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.

Interlingua is easy to learn.
İnterlingua dilini öğrenmek kolaydır.

I want to learn Swedish.
İsveççe öğrenmek istiyorum.

Learn Italian.
İtalyanca öğrenin.

She went to Italy to learn Italian.
İtalyanca öğrenmek için İtalya'ya gitti.

Watch and learn.
İzle ve öğren.

I learn Czech.
Çekçe öğreniyorum.

I'd like to learn how to arrange flowers.
Çiçek düzenlemeyi öğrenmek istiyorum.

Children go to school to learn things.
Çocuklar bir şeyler öğrenmek için okula giderler.

All of my kids want to learn French.
Çocuklarımın hepsi Fransızca öğrenmek istiyor.

All of my kids want to learn how to speak French.
Çocuklarımın hepsi nasıl Fransızca konuşulacağını öğrenmek istiyor.

All of my kids want to learn how to swim.
Çocuklarımın hepsi nasıl yüzüleceğini öğrenmek istiyor.

You must study hard and learn many things.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.

Lots of people learn Japanese so they can understand mangas.
Çok sayıda insan mangaları anlayabilmek için Japonca öğreniyor.

"Wouldn't you like to learn a foreign language?" — "Who cares? These days, everyone speaks English anyway!"
“Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Bugünlerde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”

It takes only a short time to learn how to explain things to students. It takes much longer to learn when not to.
Öğrencilere şeyleri nasıl açıklayacağını öğrenmek sadece kısa bir zaman alır. Eğer öğrenmezsen çok daha uzun zaman alır.

Learn what you can learn.
Öğrenebileceğini öğren.

I will learn.
Öğreneceğim.

You have much to learn.
Öğreneceğin çok şey var.

I have so much to learn.
Öğrenecek çok fazla şeyim var.

We have so much to learn.
Öğrenecek çok fazla şeyimiz var.

You will learn.
Öğreneceksin.

It is never too late to learn.
Öğrenmek için asla çok geç değildir.

It's never too late to learn.
Öğrenmek için asla geç değildir.

I want to learn.
Öğrenmek istiyorum.

You're never too old to learn.
Öğrenmenin yaşı yoktur.

The first thing you must learn is to stand on your own ideas.
Öğrenmeniz gereken ilk şey, kendi fikirleriniz üzerinde durmak.

If you are not willing to learn, no one can help you. If you are determined to learn, no one can stop you.
Öğrenmeye isteğin yoksa kimse yardım edemez sana, öğrenmeye azmin varsa kimse durduramaz seni.

We learn by teaching.
Öğreterek öğreniriz.

By teaching, we learn.
Öğreterek öğreniriz.

Our teacher had us learn the poem by heart.
Öğretmenimiz bize şiiri ezberletti.

You must learn step by step.
Adım adım öğrenmelisin.

It took me an hour to learn the poem by heart.
Şiiri ezberlemek bir saatimi aldı.

We had to learn the poem by heart.
Şiiri ezberlemek zorunda kaldık.

Never knew before what eternity was made for. It is to give some of us a chance to learn German.
Şimdiye kadar ebediyetin ne için var olduğunu bilmezdim. Aramızdan bazılarının Almanca öğrenmesine bir şans vermek içinmiş.

I really want to learn to speak French fluently.
Akıcı biçimde Fransızca konuşmayı öğrenmeyi gerçekten istiyorum.

Smart people learn from their mistakes.
Akıllı insanlar hatalarından ders alır.

If you wish to take, you must first learn to give.
Almak istersen, önce vermeyi öğrenmelisin.

It will take me some time to learn German.
Almanca öğrenmem zaman alacak.

So far my German is terrible, but I'll try to learn German well.
Almancam şimdiye kadar korkunçtu ama iyi Almanca öğrenmeyi deneyeceğim.

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

I want to learn about American daily life.
Amerikan günlük yaşamını öğrenmek istiyorum.

If you are to go to America, you had better learn English conversation.
Amerika'ya gideceksen, İngilizce konuşmayı öğrensen iyi olur.

It took me some time to learn how to drive a car.
Araba kullanmayı öğrenmek biraz vaktimi aldı.

I learn Arabic.
Arapça öğreniyorum.

I've made up my mind to learn how to play the harp.
Arp çalmayı öğrenmeye karar verdim.

I'll never learn.
Asla öğrenmeyeceğim.

You never learn, do you?
Asla öğrenmezsin, değil mi?

You have to learn how to ride a horse.
At sürmeyi öğrenmelisin.

Learn those sentences.
Şu cümleleri öğrenin.

How did you learn to speak French so well?
Böyle güzel Fransızca konuşmayı nasıl öğrendin?

How did you learn to dance so well?
Böyle iyi dans etmeyi nasıl öğrendin?

We have to learn the whole poem by heart.
Bütün şiiri ezbere öğrenmeliyiz.

In my opinion, French is a hard language to learn.
Bana göre, Fransızca öğrenmek için zor bir dil.

Mr. Brown made his son learn Chinese.
Bay Brown oğluna Çince öğrettirdi.

We want to learn some Spanish songs.
Bazı İspanyolca şarkılar öğrenmek istiyoruz.

Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.

Some people say French is easy to learn.
Bazı insanlar Fransızcanın öğrenmesi kolay olduğunu söylüyorlar.

We want to learn some Japanese songs.
Bazı Japon şarkılarını öğrenmek istiyoruz.

Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

You will learn to love your baby.
Bebeğinizi sevmeyi öğreneceksiniz.

Learn a language for free.
Beleşe bir dil öğrenin.

I like to learn ancient languages.
Ben eski dilleri öğrenmek istiyorum.

I want to learn how to ski.
Ben kayak yapmayı öğrenmek istiyorum.

My goal is to learn your language.
Benim amacım senin dilini öğrenmektir.

What will a child learn sooner than a song?
Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?

Did you learn to speak French when you were a child?
Bir çocukken Fransızca konuşmayı öğrendin mi?

Did you learn to swim when you were a child?
Bir çocukken yüzmeyi öğrendin mi?

It's impossible to learn English in a month.
Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.

The first thing you learn in a language are swear words.
Bir dilde öğrendiğin ilk şey küfürlerdir.

You can't learn a language without making mistakes.
Bir dili hatalar yapmadan öğrenemezsiniz.

If you want to learn a language well, learn it yourself.
Bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu kendiniz öğrenin.

You'd be surprised what you can learn in a week.
Bir haftada öğrenebileceğine şaşırırdın.

One can't learn to do anything without making mistakes.
Bir insan hata yapmadan bir şey yapmayı öğrenemez.

No matter how old one may be, one can learn.
Bir insan kaç yaşında olursa olsun, öğrenebilir.

If you're not prepared to take the trouble to learn how to train a dog, don't get one.
Bir köpeği nasıl eğiteceğini öğrenmek için zahmete girmeye hazır değilsen bir köpek alma.

Can we really learn to speak a foreign language like a native?
Bir yerli gibi yabancı bir dili konuşmayı gerçekten öğrenebilir miyiz?

Many parents think it's important for their children to learn how to speak French.
Birçok ebeveynler çocuklarının Fransızca konuşmayı öğrenmelerinin önemli olduğunu düşünüyorlar.

Many parents think it's important for their children to learn how to swim.
Birçok ebeveynler çocuklarının yüzmeyi öğrenmelerinin önemli olduğunu düşünürler.

Try to learn a little English.
Biraz İngilizce öğrenmeye çalışın.

You should try to learn a little French.
Biraz Fransızca öğrenmeye çalışmalısın.

It'll take some time, but I think I'll be able to learn how to play the guitar.
Biraz zaman alacak, fakat sanırım nasıl gitar çalınacağını öğrenebileceğim.

We could learn a lot from each other.
Birbirimizden birçok şey öğrenebiliriz.

It is not possible to teach something to man - he can only learn by himself.
Birine bir şey öğretmek mümkün değil-o sadece kendisi öğrenebilir.

He wants to learn some English songs.
Birkaç İngilizce şarkı öğrenmek istiyor.

We must learn to work together.
Birlikte çalışmayı öğrenmeliyiz.

I am looking for someone to learn English together.
Birlikte ingilizce öğreneceğim birine bakıyorum.