kitchen ile ilgili cümleler

I helped my mother clean the kitchen.
Annemin mutfağı temizlemesine yardım ettim.

There are three bedrooms, a kitchen, a dining room, a living room, and a bathroom.
Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

I'm right here in the kitchen.
Şu anda mutfaktayım.

In spite of all the cooking shows I've watched, I'm still no good in the kitchen.
Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala iyi yemek yapamıyorum.

Why is dad in the kitchen?
Baba niçin mutfakta?

Why is my father in the kitchen?
Babam neden mutfakta?

Why is my dad in the kitchen?
Babam neden mutfakta?

He found his father lying in the kitchen.
Babasını mutfakta yatarken buldu.

Look! There's a cat in the kitchen.
Bak! Mutfakta bir kedi var.

I could use some help in the kitchen.
Ben mutfakta biraz yardım kullanabildim.

I need a kitchen knife.
Bir mutfak bıçağına ihtiyacım var.

We have breakfast in the kitchen.
Biz mutfakta kahvaltı yaparız.

Our cat is in the kitchen.
Bizim kedimiz mutfaktadır.

This is my kitchen.
Bu benim mutfağım.

The kitchen of this house is very large.
Bu evin mutfağı çok büyük.

The French kitchen is excellent.
Fransız mutfağı mükemmeldir.

Come, eat the fruits in the kitchen.
Gel, mutfaktaki meyveleri ye.

No, the Chinese kitchen is the best.
Hayır, Çin mutfağı en iyisidir.

Everybody washed in the kitchen.
Herkes mutfakta yıkandı.

My sister is cooking in the kitchen.
Kız kardeşim mutfakta yemek pişiriyor.

Kate did her homework in the kitchen.
Kate ödevini mutfakta yaptı.

The cat made off with a piece of fish from the kitchen.
Kedi mutfaktan bir parça balık aşırdı.

Please carry your dishes to the kitchen.
Lütfen bulaşıklarınızı mutfağa taşıyın.

Please get out of the kitchen.
Lütfen mutfaktan çıkın.

Lucy should be in the kitchen now.
Lucy şimdi mutfakta olmalı.

Mary put her purse on the kitchen table.
Mary çantasını mutfak masasına koydu.

Tom swept the kitchen floor while Mary washed the dishes.
Mary bulaşıkları yıkarken, Tom mutfak zeminini süpürdü.

Tom was sitting alone at the kitchen table when Mary walked in.
Mary içeri girdiğinde Tom mutfak masasında yalnız oturuyordu.

Mary went down to the kitchen.
Mary mutfağa indi.

Tom was vacuuming the rug while Mary was mopping the kitchen floor.
Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı temizliyordu.

You must not come into the kitchen.
Mutfağa gelmemelisin.

I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.

I'll clean up the kitchen later.
Mutfağı daha sonra temizleyeceğim.

We must clean up the kitchen.
Mutfağı temizlemeliyiz.

Clean up the kitchen.
Mutfağı temizleyin.

Get out of my kitchen.
Mutfağımdan çık.

Stay out of my kitchen.
Mutfağımdan uzak dur.

The lights in the kitchen burned all night.
Mutfağın ışıkları bütün gece yandı.

The kitchen knife wasn't sharp enough to cut the meat, so I used my pocket knife.
Mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.

When using the kitchen knife, my wife cut her finger.
Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.

The kitchen sink was full of dirty dishes.
Mutfak lavabosu kirli bulaşıklarla doluydu.

Where's the kitchen?
Mutfak nerede?

They broke in through the kitchen window.
Mutfak penceresinden zorla girdiler.

The kitchen was clean.
Mutfak temizdi.

I'm eating soup in the kitchen.
Mutfakta çorba yiyorum.

I helped my mother in the kitchen.
Mutfakta anneme yardım ettim.

Is there a knife in the kitchen?
Mutfakta bir bıçak var mı?

The kitchen lacks a dishwasher.
Mutfakta bir bulaşık makinesi yok.

If I heard a noise in the kitchen but was home alone, I would go to see what happened.
Mutfakta bir gürültü duysam fakat evde yalnız olsam, ne olduğunu görmek için giderim.

There is a cat in the kitchen.
Mutfakta bir kedi var.

Is there any coffee in the kitchen?
Mutfakta hiç kahve var mı?

We have a small table in the kitchen.
Mutfakta küçük bir masamız var.

We have ants in the kitchen. We need to call an exterminator.
Mutfakta karıncalarımız var. Bir yok edici aramamız gerekiyor.

She is bustling about in the kitchen.
Mutfakta koşuşturuyor.

What is cooking in the kitchen?
Mutfakta ne pişiyor?

We had next to nothing in the kitchen.
Mutfakta neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu.

I'll be in the kitchen.
Mutfakta olacağım.

They are sitting in the kitchen and drinking tea.
Mutfakta oturuyorlar ve çay içiyorlar.

I'm drinking water in the kitchen.
Mutfakta su içiyorum.

I smell something burning in the kitchen.
Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.

In the kitchen.
Mutfakta.

It's in the kitchen.
Mutfakta.

Who's responsible for this mess in the kitchen?
Mutfaktaki bu dağınıklıktan kim sorumlu?

Everything smells good in the kitchen!
Mutfaktaki her şey güzel kokuyor.

I heard a strange noise coming from the kitchen.
Mutfaktan gelen garip bir ses duydum.

Chase the cat from the kitchen.
Mutfaktan kediyi çıkart.

Stay out of the kitchen.
Mutfaktan uzak dur.

She scrubbed the kitchen floor with a brush.
O bir fırça ile mutfak zeminini temizledi.

She is in the kitchen because she's making dinner.
O mutfakta, çünkü yemek yapıyor.

It is in a kitchen.
O, bir mutfakta.

When she entered the kitchen, no one was there.
O, mutfağa girdiğinde, orada kimse yoktu.

He was found lying unconscious on the kitchen floor.
O, mutfak zemininde bilinçsiz yatarken bulundu.

Does she work in the kitchen?
O, mutfakta çalışır mı?

How many hours a day does she spend in the kitchen?
O, mutfakta günde kaç saat geçirir?

He is in the kitchen.
O, mutfakta.

He's in the kitchen.
O, mutfaktadır.

She is neither in the kitchen nor in the living room.
O, ne mutfakta ne de salonda.

When she returned home from school, she began to help her mother in the kitchen.
Okuldan eve döndüğünde mutfakta annesine yardım etmeye başladı.

They are talking in the kitchen.
Onlar mutfakta konuşuyorlar.

They are in the kitchen.
Onlar mutfaktalar.

I found her in the kitchen crying.
Onu mutfakta ağlarken buldum.

In her home, kitchen garbage was fed to the pigs.
Onun evinde,domuzlar mutfak çöpüyle beslenirdi.

I heard her calling from the kitchen.
Onun mutfaktan seslendiğini duydum.

Paula has to help her father in the kitchen.
Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır.

When I get up in the morning, I usually have breakfast in the kitchen.
Sabahları kalktığımda, genellikle mutfakta kahvaltı ederim.

Tom rolled out of bed at 6:30, shuffled into the kitchen and put two slices of bread into the toaster.
Tom 6:30'da yataktan kalktı, mutfağa gitti ve tost makinesine iki dilim ekmek koydu.

Tom laid his keys on the kitchen table.
Tom anahtarlarını mutfak masasına koydu.

Tom is now in the kitchen.
Tom şu anda mutfakta.