Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
The island is covered with ice and snow during the winter.
Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır.
I've got to stop eating such sweet ice cream.
Böyle tatlı dondurma yemekten vazgeçmeliyim.
Give me three ice creams, please.
Bana üç dondurma verin, lütfen.
Save me some ice cream.
Bana biraz dondurma sakla.
I like chocolate ice cream!
Ben çikolatalı dondurmayı severim!
I need ice cubes.
Benim buz küplerine ihtiyacım var.
I have an ice bag.
Bir buz torbam var.
May I have an ice bag?
Bir buz torbası alabilir miyim?
Would you like some chocolate ice cream?
Biraz çikolatalı dondurma ister misin?
Don't you want some ice cream?
Biraz dondurma istemez misin?
I'd like some ice cream.
Biraz dondurma isterim.
Someone stabbed Tom with an ice pick, but he's OK now.
Birisi Tom'u bir buz kıracağı ile zımbaladı, fakat o şimdi iyi.
This is an ice cube.
Bu bir buz küpü.
This ice is going to crack.
Bu buz çatlayacak.
These ice cubes will melt soon.
Bu buz küpleri kısa sürede eriyecek.
I go ice skating every chance I get.
Bulduğum her fırsatta buz pateni yapmaya giderim.
The ice is too hard to crack.
Buz çatlamak için çok sert.
The ice is very thick.
Buz çok kalın.
Falling on ice hurts.
Buz üzerinde düşmek incitir.
The ice is thick enough to walk on.
Buz üzerinde yürümek için yeteri kadar kalın.
The ice was thick enough to walk on.
Buz üzerinde yürüyecek kadar kalındı.
The ice is not thick enough to hold our weight.
Buz bizim ağırlığımızı taşıyacak kadar kalın değil.
Will the ice bear our weight?
Buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?
The ice has melted.
Buz eridi.
The ice melted.
Buz eridi.
When ice melts, it becomes liquid.
Buz erirse, sıvı olur.
When ice melts, it becomes water.
Buz erirse, su olur.
The ice is melting.
Buz eriyor.
The ice has melted in the sun.
Buz güneşte eridi.
The ice is two inches thick.
Buz iki inç kalınlığında.
The ice is too thin to skate on.
Buz kaymak için çok ince.
The ice gave way under his weight.
Buz onun ağırlığı altında çöktü.
Don't forget your ice skates.
Buz patenlerinizi unutmayın.
The ice will crack under your weight.
Buz senin ağırlığın altında çatlar.
As heavy as you are, the ice will break.
Buz senin ağırlığın altında çatlar.
The ice was thick enough for me to walk on.
Buz yürümem için yeterince kalındı.
He fell down on the ice and broke his arm.
Buzda düştü ve kolunu kırdı.
I slipped on the ice and hurt my head.
Buzda kaydım ve başımı yaraladım.
There's chocolate ice cream in the freezer.
Buzdolabında çikolatalı dondurma var.
He fell down on the ice and hurt his leg.
Buzun üstünde düştü ve bacağını incitti.
No one had ever thought of selling ice before.
Daha önce hiç kimse buz satmayı düşünmemişti.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
I don't care for ice cream.
Dondurma istemiyorum.
I wonder where the ice cream is. Do you think Tom could've eaten it all?
Dondurmanın nerede olduğunu merak ediyorum. Onun hepsini Tom'un yemiş olabileceğini düşünüyor musun?
I love ice cream.
Dondurmayı severim.
I do like ice cream.
Dondurmayı severim.
The area around the melting ice cream was crawling with ants.
Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu.
In the old days we would go ice skating in the winter, but now we are too old.
Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.
What's your favorite flavor of ice cream?
Favori dondurma çeşnin nedir?
The ice on the lake couldn't bear his weight.
Göldeki buz onun ağırlığına dayanamadı.
The sun came out and the ice melted.
Güneş çıktı ve buz eridi.
I wanted to go ice fishing with you last weekend.
Geçen hafta sonu seninle buz balıkçılığına gitmek istiyordum.
Tom slipped on ice and broke his hip last winter.
Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.
It is ice cold.
Hava buz gibi.
It was so hot that she felt like eating ice cream.
Hava o kadar sıcaktı ki onun canı dondurma yemek istedi.
Jane wanted an ice cream cone.
Jane bir külah dondurma istedi.
Is there any problem with feeding my dog ice cream?
Köpeğimi dondurma ile beslememde bir sorun olur mu?
There's ice on the sidewalk and it's slippery.
Kaldırımda buz var ve o kaygandır.
We don't have Neapolitan ice cream.
Napolitan dondurmamız yok.
What kind of ice cream do you like?
Ne tür dondurma seversin?
She likes ice cream.
O dondurma seviyor.
He enjoys eating ice cream.
O dondurma yemekten hoşlanır.
He does not care for ice cream.
O, dondurma istemiyor.
She treated each of us to an ice cream.
O, her birimize bir dondurma ikram etti.
Roger slipped on the ice and hurt his leg.
Roger buz üzerinde kaydı ve bacağını incitti.
I think I will have one more ice cream cone.
Sanırım bir külah daha dondurma yiyeceğim.
Senpai, would you buy me some soft ice cream?
Senpai, bana biraz yumuşak dondurma alır mısın?
The ice in the water melted.
Sudaki buz eridi.
I want ice cream for dessert.
Tatlı olarak dondurma istiyorum.
Tom loves chocolate ice cream.
Tom çikolatalı dondurmayı seviyor.
Tom rented a pair of ice skates.
Tom bir çift buz pateni kiraladı.
Tom put a piece of dry ice into a cup of water.
Tom bir bardak suya bir parça kuru buz koydu.
Since Tom is a bartender, he uses an ice pick every day at work.
Tom bir barmen olduğu için, o her gün çalışırken bir buz kıracağı kullanır.
Tom ate a lot of ice cream.
Tom bir sürü dondurma yedi.
Tom ate some ice cream.
Tom biraz dondurma yedi.
Tom slipped on the ice and fell down.
Tom buzda kaydı ve düştü.
Tom put the ice cream in the freezer.
Tom dondurmayı dondurucuya koydu.
Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Tom opened the freezer and took out a container of ice cream.
Tom dondurucuyu açtı ve dondurma kabını çıkardı.
Tom is eating his favorite ice cream.
Tom favori dondurmasını yiyor.
Tom knows Mary can't resist chocolate ice cream.
Tom Mary'nin çikolatalı dondurmaya dayanamadığını biliyor.
Tom didn't get to eat any ice cream at the party.
Tom partide hiç dondurma yemedi.
Tom likes vanilla ice cream.
Tom vanilyalı dondurma sever.
Tom wants to know how much ice cream Mary ate.
Tom, Mary'nin ne kadar dondurma yediğini bilmek istiyor.
Tom has a craving for chocolate ice cream.
Tom'un çikolatalı dondurmaya bir özlemi vardı.
We believe that Tom killed Mary with an ice pick.
Tom'un Mary'yi bir buz kıracağı ile öldürdüğüne inanıyoruz.
The only flavor ice cream that Tom eats is vanilla.
Tom'un yediği tek çeşnili dondurma vanilyadır.
You have ice cream on your face.
Yüzünde dondurma var.
There is nothing like summer and ice cream.
Yaz mevsimi ve dondurma gibi hiçbir şey yoktur.
Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit.
Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor.
