You study Chinese history.
Çin tarihi öğrenimi yapıyorsun.
A majority of students dislike history.
Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.
I'm majoring in American history at college.
Üniversitede Amerikan tarihi okuyorum.
I majored in European history at university.
Üniversitede Avrupa tarihi öğrenimi aldım.
He's studying history at college.
Üniversitede tarih eğitimi görüyor.
He's studying history in college.
Üniversitede tarih okuyor.
In fact history does not belong to us but rather we to it. Long before we understand ourselves through the process of self-examination, we understand ourselves in a self-evident way in the family, society, and state in which we live.
Aslında tarih, bizim yapmamızdan ötürü bize ait değildir. Uzun zaman önce kendi kendimize sınav yapma süreci ile birbirimizi anlardık, şimdi birbirimizi ailede, toplumda ve yaşadığımız devlette apaçık bir yolla anlıyoruz.
I am interested in Asian history.
Asya tarihi ile ilgileniyorum.
I want to teach history when I grow up.
Büyüdüğümde tarih öğretmek istiyorum.
My father is interested in ancient history.
Babam antik tarihle ilgileniyor.
Can you tell me your past medical history?
Bana geçmiş tıbbi hikayeni anlatır mısın?
Mr. Green is a history teacher.
Bay Green bir tarih öğretmenidir.
Does Mr. Ito teach history?
Bay Ito tarih öğretir mi?
Mr. Ito teaches history.
Bay Ito tarih öğretir.
Mr. Smith studied Chinese history.
Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.
Mr Yoshida is at home in French history.
Bay Yoshida Fransız tarihini çok iyi bilir.
Mr. Yoshida knows French History very well.
Bay Yoshida Fransız tarihini çok iyi bilir.
Miss Thomas teaches us history.
Bayan Thomas bize tarih öğretiyor.
Some people believe they can rewrite history.
Bazı insanlar onların tarihi yeniden yazabileceklerine inanıyorlar.
I majored in history.
Ben tarih eğitimi aldım.
I like history.
Ben tarihi severim.
I am good at history.
Ben tarihte iyiyim.
For me, history is a fascinating subject.
Benim için, tarih çok etkileyici bir konu.
Beth was asked by her lazy boyfriend to do his history homework.
Beth'den onun tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması istenildi.
I'm doing some history research and would like to ask you a few questions.
Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.
This moment will be recorded in history.
Bu an tarihe geçecek.
Even if the villages of this region have been destroyed, their names will never be erased from history.
Bu bölgenin köyleri yok edilmiş olsa bile isimleri tarihten asla silinmeyecektir.
This day will go down in history.
Bu gün tarihe geçecek.
This sword has a strange history.
Bu kılıncın tuhaf bir tarihi var.
We had a history quiz this morning.
Bu sabah bir tarih sınavı olduk.
However, there are instances in history where entire peoples were successfully exterminated.
Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.
I like geography and history.
Coğrafya ve tarihi severim.
Yesterday is history, tomorrow is a mystery, but today is a gift. That is why it is called the "present".
Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
The discovery of electricity changed our history.
Elektriğin bulunması tarihimizi değiştirdi.
The happiest women, like the happiest nations, have no history.
En mutlu kadınların, en mutlu uluslar gibi, bir öz geçmişi yoktur.
My major is medieval European history.
Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.
The conquered are always wrong. History considers nothing but their defeat.
Fethedilenler her zaman hatalıdır. Tarih, onların yenilgilerinden başka hiçbir şeyi görmez.
Our company has a long, long history.
Firmamızın uzun, uzun bir geçmişi var.
The history of France is very interesting.
Fransa tarihi çok ilginçtir.
They say you should consult the past if you want to learn about the future. History has a lot to teach us.
Gelecek hakkında öğrenmek istiyorsan geçmişe bakmalısın diyorlar.Tarihin bize öğretecek çok şeyi var.
Generally speaking, history repeats itself.
Genel anlamda, tarih kendini tekrar eder.
I will devote my life to the study of history.
Hayatımı tarih çalışmasına adayacağım.
In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
Every country has its own history.
Her ülkenin kendi tarihi var.
I study Japanese history.
Japon tarihi çalışıyorum.
I would like to read books on Japanese history.
Japon tarihi üzerine kitaplar okumak istiyorum.
Japanese history is my favorite subject.
Japon tarihi benim favori dersim.
He is very much interested in Japanese history.
Japon tarihi ile çok fazla ilgilenmektedir.
I am interested in Japanese history.
Japon tarihi ile ilgileniyorum.
She is familiar with Japanese history.
Japon tarihine aşinadır.
I want to study Japan's history at university.
Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.
John is looking for a book on Japanese history.
John Japon tarihi üzerine bir kitap arıyor.
Whatever the origin is, Valentine's Day has had a long and romantic history.
Kökeni ne olursa olsun, Sevgililer Günü'nün uzun ve romantik bir öyküsü vardır.
I have a history of liver trouble.
Karaciğer sorunu ile ilgili bir hikayem var.
Kate took careful notes on the history lecture.
Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.
It is history which repeats itself.
Kendisini tekrar eden tarihtir.
Latin Americans know very little about the history of the indigenous peoples who used to live here several centuries ago.
Latin Amerikalılar birkaç asır önce burada yaşamış olan yerlilerin geçmişi hakkında çok az şey bilmektedir.
Lech is interested in history.
Lech tarihe meraklıdır.
Lincoln is one of the greatest figures in American history.
Lincoln Amerikan tarihinin en büyük isimlerinden biridir.
Battle of Manzikert changed the course of the history of Anatolia.
Malazgirt Savaşı, Anadolu tarihinin akışını değiştirdi.
After my graduation, I'd like to go to Shanghai, in order to study China's history.
Mezuniyetimden sonra, Çin tarihi okumak için Şangay'a gitmek istiyorum.
It was a great moment in the nation's history.
Milletin tarihinde büyük bir andı.
Where are the history records of our chats on MSN?
MSN' deki sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?
Where are the history records of our MSN chats?
MSN sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?
How come you know so much about Japanese history?
Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?
He studied English history.
O İngiliz tarihi okudu.
He teaches us history.
O bize tarih öğretiyor.
He taught history at school.
O okulda tarih öğretti.
She majored in history.
O tarih dalında uzmanlaştı.
He is studying history at the university.
O, üniversitede tarih eğitimi alıyor.
He studies history at college.
O, üniversitede tarih eğitimi yapıyor.
He studies American history.
O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
He was reading a textbook on American history.
O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.
He taught me history.
O, bana tarih öğretti.
He likes geography and history.
O, coğrafyayı ve tarihi sever.
He got well acquainted with the history of Japan.
O, Japonya tarihine iyice aşina oldu.
It was the coldest inaugural day in the nation's history.
O, milletin tarihinde en soğuk açılış günüydü.
He dozed off in history class.
O, tarih dersinde uyukladı.
He was the first man in history to do this.
O, tarihte bunu yapan ilk adamdı.
He taught history at the school.
Okulda tarih dersi verdi.
They took away the remains of a civilization lost in history.
Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar.
Her family had a history of genetic diseases that dated back several centuries.
Onun ailesi bir kaç yüzyıl öncesine dayanan genetik hastalıkların bir öyküsüne sahipti.
She has a lot of history books.
Onun bir sürü tarih kitabı var.
He isn't a history major.
Onun branşı tarih değildir.
His main interest is in history.
Onun esas ilgisi tarihtedir.
He has a lot of books on history.
Onun tarihle ilgili çok sayıda kitabı var.
I specialize in medieval history.
Orta çağ tarihinde uzmanlaşıyorum.
The history of Rome is very interesting.
Roma'nın tarihi çok ilginç.
I study art history.
Sanat tarihi okuyorum.
War has produced famine throughout history.
Savaş, tarih boyunca sıkıntı üretti.
You are making history.
Sen tarih yazıyorsun.
Your speech will be recorded in history.
Senin konuşman tarihte kaydedileck.