Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Suçlu olan Guilty kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Guilty ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Guilty kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

He was found guilty of handling stolen goods.
Çalıntı mal alıp satmaktan suçlu bulundu.

Tom served five days in jail last year after pleading guilty to drunken driving.
Alkollü araç sürme suçunu kabul ettikten sonra geçen yıl beş gün hapishanede yattı.

A grand jury found him not guilty of any crime.
Büyük jüri onu herhangi bir suçtan suçlu bulmadı.

Mr. White soon began to feel guilty.
Bay Beyaz kısa sürede suçlu hissetmeye başladı.

We got some special evidence that proves that he is guilty.
Bazı özel kanıtlarımız var onun suçlu oluşunu kanıtlayan.

Perhaps Tom is guilty.
Belki Tom suçlu.

I feel guilty about it.
Ben onun hakkında suçlu hissediyorum.

I am not guilty!
Ben suçlu değilim!

I felt guilty.
Ben suçlu hissettim.

I plead guilty.
Ben suçumu kabul ettim.

You are as guilty as I am, because you knew this was going to happen.
Benim kadar sen de suçlusun; çünkü bunun olacağını biliyordun.

Insofar as we know, he is guilty.
Bildiğimiz kadar, o suçlu.

Bill Clinton was found not guilty.
Bill Clinton suçsuz bulundu.

Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.

We find the defendant, Tom Jackson, not guilty.
Biz sanık, Tom Jackson'ı suçsuz buluyoruz.

I've felt guilty about it for months.
Bu konuda aylarca suçlu hissettim.

I believe he is not guilty of the crime.
Cinayetle ilgili suçlu olduğuna inanmıyorum.

I still feel a little guilty.
Hâlâ biraz suçlu hissediyorum.

You have nothing whatever to feel guilty about.
Hakkında suçlu hissedeceğin herhangi bir şey yok.

We are all convinced that he's guilty.
Hepimiz onun suçlu olduğuna inanıyoruz.

The dog felt guilty about eating the homework.
Köpek, ev ödevini yeme konusunda kendini suçlu hissetti.

I feel guilty.
Kendimi suçlu hissediyorum.

I do not feel guilty.
Kendimi suçlu hissetmiyorum.

The court found him guilty.
Mahkeme onu suçlu buldu.

Mary felt guilty about yelling at her daughter.
Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.

He is guilty of stealing.
O çalmaktan suçludur.

He was found guilty of murder.
O cinayetten suçlu bulundu.

He is guilty of murder.
O cinayetten suçludur.

He was guilty of murder.
O cinayetten suçluydu.

She is guilty of fraud.
O dolandırıcılıktan suçludur.

She is guilty of theft.
O hırsızlıktan suçludur.

She was found guilty.
O suçlu bulundu.

He was declared guilty.
O suçlu ilan edildi.

She is guilty of stealing.
O, çalmaktan suçludur.

He was guilty of making a mistake.
O, bir hata yapmaktan suçluydu.

He is not guilty of murder.
O, cinayetten suçlu değildir.

He is guilty of theft.
O, hırsızlıktan suçludur.

He admitted that he was guilty.
O, suçlu olduğunu itiraf etti.

He confessed that he was guilty.
O, suçlu olduğunu itiraf etti.

They found him guilty.
Onlar onu suçlu buldu.

They're all guilty.
Onların hepsi suçlu.

They were all guilty.
Onların hepsi suçluydu.

I'm sure he is guilty of the murder.
Onun cinayetten suçlu olduğuna eminim.

I'm beginning to feel guilty about it.
Onun hakkında suçlu hissetmeye başlıyorum.

It follows from what she says that he is guilty.
Onun söylediğinden onun suçlu olduğu sonucu çıkıyor.

It is clear that he is guilty.
Onun suçlu olduğu açıktır.

The fact remains that he is guilty.
Onun suçlu olduğu gerçeği sürüyor.

I have come to the conclusion that he is guilty.
Onun suçlu olduğu sonucuna vardım.

I was convinced that he was guilty.
Onun suçlu olduğuna ikna edildim.

He refused to believe that she was guilty.
Onun suçlu olduğuna inanmayı reddetti.

The policeman suspected the man was guilty.
Polis, adamın suçlu olduğundan süphelendi.

Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.
Sally şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi.

I still think Tom is guilty.
Sanırım Tom suçlu.

Of the eight, only one was found guilty.
Sekizinden, sadece bir tanesi suçlu bulundu.

You make me feel so guilty.
Sen bana çok suçlu hissettiriyorsun.

Do you think they'll find him guilty?
Sence onu suçlu bulacaklar mı?

What'll happen to Tom if he's found guilty?
Suçlu bulunursa Tom'a ne olacak?

I wasn't guilty.
Suçlu değildim.

I'm not guilty.
Suçlu değilim.

We're not guilty.
Suçlu değiliz.

You're not guilty.
Suçlu değilsin.

You aren't guilty.
Suçlu değilsin.

Don't you feel guilty?
Suçlu hissetmiyor musun?

Tom is the guilty one.
Suçlu olan Tom'dur.

He hasn't been proven guilty yet.
Suçlu olduğu henüz kanıtlanmadı.

I know you're guilty.
Suçlu olduğunu biliyorum.

She declared that she was not guilty.
Suçlu olmadığını beyan etti

You were guilty.
Suçluydun.

I won't plead guilty.
Suçu kabul etmeyeceğim.

I plead not guilty.
Suçu kabul etmiyorum.

All eight prisoners were found guilty.
Tüm sekiz tutuklu suçlu bulundu.

Taro Ito was found guilty.
Taro Ito suçlu bulundu.

Tom gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.
Tom alkollü araba kullanma suçunu kabullendikten sonra Belediye Başkanlığı adaylığından çekildi.

Tom pleaded guilty to drunken driving and his driver's license was suspended for six months.
Tom alkollü araba sürme suçunu kabullendi ve ehliyeti altı aylığına iptal edildi.

Tom is apparently guilty of falsifying records.
Tom kayıtları tahrif ettiği için görünüşte suçlu.

Tom felt guilty.
Tom kendini suçlu hissetti.

Tom was guilty of spreading lies about Mary.
Tom Mary hakkında yalanları yaymakla suçluydu.

Tom refused to believe that Mary was guilty.
Tom Mary'nin suçlu olduğuna inanmayı reddetti.

Tom thinks Mary is guilty.
Tom Mary'nin suçlu olduğunu düşünüyor.

Tom feels very guilty about what happened.
Tom ne olduğu hakkında çok suçlu hissediyor.

Tom felt very guilty about what happened.
Tom olan konusunda çok suçlu hissetti.

Tom was guilty of taking the money.
Tom parayı almakla suçluydu.

Tom was found guilty.
Tom suçlu bulundu.

Tom isn't guilty.
Tom suçlu değil.

Tom looks guilty.
Tom suçlu görünüyor.

Is Tom guilty?
Tom suçlu mu?

Tom admitted that he was guilty.
Tom suçlu olduğunu itiraf etti.

Tom admitted he was guilty.
Tom suçlu olduğunu itiraf etti.

Tom says he's not guilty.
Tom suçlu olmadığını söylüyor.

Tom pleaded not guilty.
Tom suçlu olmadığını savundu.

Tom is guilty.
Tom suçlu.

Tom's guilty.
Tom suçludur.

Tom was guilty.
Tom suçluydu.

Tom seems to be suffering from a guilty conscience.
Tom vicdan azabı çekiyor gibi görünüyor.

I heard they found Tom guilty.
Tom'u suçlu bulduklarını duydum.

I doubt that Tom is guilty.
Tom'un suçlu olduğundan şüpheliyim.

I knew Tom was guilty.
Tom'un suçlu olduğunu biliyordum.

Do you think Tom is guilty?
Tom'un suçlu olduğunu düşünüyor musun?

I know Tom isn't guilty.
Tom'un suçlu olmadığını biliyorum.

I feel guilty about having told a lie.
Yalan söyleme hakkında suçlu hissediyorum.