Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Dede olan Grandfather kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Grandfather ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Grandfather kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"I want to talk to your grandfather." "That's not possible, he died a few years back."
"Büyükbabanla konuşmak istiyorum." "Bu olanaksız, çünkü o birkaç yıl önce öldü. "

His wife now had to take care of his grandfather, not to mention their two children.
İki çocuğu şöyle dursun, karısı şimdi onun büyük babasına bakmak zorundaydı.

They named the boy after his grandfather.
Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.

The children were happy to see their grandfather and grandmother, whom they hadn't seen for some time.
Çocuklar uzun süredir görmedikleri dedelerini ve anneannelerini gördükleri için mutluydular.

My family came to live in Tokyo in my great-grandfather's time.
Ailem, benim büyük büyükbabamın zamanında Tokyo'da yaşamak için geldi.

My grandfather made the company what it is today.
Şirketi bugünkü durumuna büyükbabam getirdi.

That broken vase is my grandfather's.
Şu kırık vazo büyük babamın.

My grandfather was born in 1920.
Büyük babam 1920'de doğdu.

My grandfather is very healthy.
Büyük babam çok sağlıklı.

It's been ten years since my grandfather died.
Büyük babam öleli on yıl oldu.

My grandfather is five times as old as I am.
Büyük babam benim beş katım kadar yaşlıdır.

My grandfather is living on a pension.
Büyük babam bir emekli maaşı ile yaşıyor.

My grandfather is a carpenter.
Büyük babam bir marangozdur.

My grandfather is a bit hard of hearing.
Büyük babam biraz zor işitiyor.

My grandfather will be seventy this year.
Büyük babam bu sene yetmişine girecek.

My grandfather lived to be ninety.
Büyük babam doksan yaşına kadar yaşadı.

My grandfather gets up early.
Büyük babam erken kalkar.

My grandfather goes for a walk every day.
Büyük babam her gün yürüyüşe gider.

My grandfather takes a walk every morning.
Büyük babam her sabah yürür.

My grandfather was killed in World War II.
Büyük babam II. Dünya Savaşı'nda öldürüldü.

My grandfather was a soldier during the war.
Büyük babam savaş sırasında bir askerdi.

My grandfather is still active at eighty.
Büyük babam seksen yaşında hâlâ aktif.

My grandfather lived a long life.
Büyük babam uzun bir hayat yaşadı.

Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump.
Büyük babam ve büyük annem kedi yavrusuna her gün bir sürü süt verdi ve kısa sürede yavru güzel ve tombul oldu.

My grandfather likes to walk.
Büyük babam yürümeyi sever.

My grandfather says he's too old to swim.
Büyük babam yüzemeyecek kadar çok yaşlı olduğunu söylüyor.

I was born the year my grandfather died.
Büyük babamın öldüğü yıl doğdum.

I was born in the year that Grandfather died.
Büyük babamın öldüğü yılda doğdum.

I've never been to my grandfather's house.
Büyük babamın evine hiç gitmedim.

My grandfather's life was long and happy.
Büyük babamın hayatı uzun ve mutluydu.

How old is your grandfather?
Büyük baban kaç yaşındadır?

He was educated by her grandfather.
Büyük babası tarafından eğitilmiştir.

She was brought up by her grandfather.
Büyük babası tarafından yetiştirildi.

We named him Thomas after his grandfather.
Büyük babasına hürmeten ona Thomas adını koyduk.

He carried his grandfather on his back.
Büyük babasını sırtında taşıdı.

Grandfather sat in his habitual place near the fire.
Büyükbaba ateşin yanındaki her zamanki yerine oturdu.

Grandfather nodded toward me.
Büyükbaba bana doğru kafasını salladı.

Grandfather is napping on the sofa.
Büyükbaba kanepede uyukluyor.

Grandfather is still very active for his age.
Büyükbaba kendi yaşı için hâlâ çok aktif.

Grandfather has retired because he is getting old.
Büyükbaba yaşlandığından dolayı emekli oldu.

My grandfather is 90 years old and very lively.
Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.

My grandfather speaks very slowly.
Büyükbabam çok yavaş konuşur.

It is ten years since my grandfather died.
Büyükbabam öleli on yıl oldu.

My grandfather is planning to retire the year after next.
Büyükbabam önümüzdeki yıl emekli olmayı planlıyor.

My grandfather passed away three years ago.
Büyükbabam üç yıl önce vefat etti.

My grandfather nodded and smiled at me.
Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.

My grandfather gave me a birthday present.
Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.

My grandfather died five years ago.
Büyükbabam beş yıl önce öldü.

My grandfather died shortly after my birth.
Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra öldü.

My grandfather cannot walk without a stick.
Büyükbabam bir baston olmadan yürüyemiyor.

My grandfather tells us about old things.
Büyükbabam bize eski şeylerden bahseder.

My grandfather is in his nineties.
Büyükbabam doksanlı yaşlarında.

My grandfather still endeavors to absorb new ideas.
Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor.

My grandfather wants to live quietly for the rest of his life.
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.

My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy.
Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.

My grandfather always sits in this chair.
Büyükbabam her zaman bu sandalyede oturur.

My grandfather was always grumbling about something or other.
Büyükbabam her zaman, şu ya da bu nedenle söyleniyor.

My grandfather used to make his own furniture.
Büyükbabam kendi mobilyasını yapardı.

My grandfather used to make furniture for himself.
Büyükbabam kendisi için mobilya yapardı.

My grandfather comes from Osaka.
Büyükbabam Osaka'lıdır.

My grandfather is fond of taking a walk early in the morning.
Büyükbabam sabah erkenden yürüyüş yapmayı sever.

My grandfather usually eats breakfast at six.
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.

My grandfather was wounded in the war.
Büyükbabam savaşta yaralandı.

My grandfather lived till he was eighty-nine.
Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.

My grandfather is over eighty years old, but he is a good walker.
Büyükbabam seksen yaşın üzerindedir fakat o iyi bir yürüyücüdür.

My grandfather died of a disease at eighty.
Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.

I was named Robert by my grandfather.
Büyükbabam tarafından bana Robert adı verildi.

I am helping my grandfather.
Büyükbabama yardım ediyorum.

Look at this picture of my grandfather's car.
Büyükbabamın arabasının bu resmine bak.

My grandfather has snowy white hair.
Büyükbabamın kar beyazı saçı var.

Many people in my grandfather's generation grew up on farms.
Büyükbabamın kuşağındaki birçok insan çiftliklerde büyüdüler.

My grandfather's picture is on the wall.
Büyükbabamın resmi duvardadır.

Do you remember your grandfather?
Büyükbabanı hatırlıyor musun?

His grandfather bought him the expensive toy.
Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.

She was educated by her grandfather.
Büyükbabası tarafından eğitildi.

He was educated by his grandfather.
Büyükbabası tarafından eğitildi.

His grandfather is still very healthy for his age.
Büyükbabası yaşına göre hâlâ oldukça sağlıklı.

He looks like his grandfather.
Büyükbabasına benziyor.

He told me that his grandfather is over ninety.
Büyükbabasının doksanın üzerinde olduğunu söyledi.

Sometimes my grandfather talks to himself when left alone.
Bazen büyük babam kendi başına bırakıldığında, kendi kendine konuşur.

The baby was named Alfred after his grandfather.
Bebeğe büyük babasının anısına hürmeten Alfred adı verildi.

The baby was named Peter after his grandfather.
Bebeğe büyük babasının anısına hürmeten Peter adı verildi.

The baby was named Richard after his grandfather.
Bebeğe büyük babasının anısına hürmeten Richard adı verildi.

My grandfather died when I was boy.
Ben bir çocukken büyük babam öldü.

My grandfather has made me what I am.
Beni bugünkü durumuma büyükbabam getirdi.

Bob met her grandfather early in the morning.
Bob sabah erken saatlerde büyükbabası ile buluştu.

Bob went to meet her grandfather early in the morning.
Bob sabah erkenden onun büyükbabasını karşılamaya gitti.

We will visit my grandfather this week.
Bu hafta büyük babamı ziyaret edeceğiz.

You shouldn't visit my grandfather today.
Bugün büyük babamı ziyaret etmemelisin.

Last night, his grandfather passed away in the hospital.
Dün gece büyük babası hastanede vefat etti.

My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.
Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.

My grandfather takes medicine every day.
Dedem her gün ilaç alır.

My grandfather would often read and study at this desk.
Dedem masasında sık sık okur ve çalışırdı.

Where's my grandfather?
Dedem nerede?

My grandfather was a soldier in the war.
Dedem savaşta askerdi.

I take care of my grandfather.
Dedemle ben ilgilenirim.

His grandfather died of cancer a year ago.
Dedesi bir yıl önce kanserden öldü.

His grandfather died of cancer last year.
Dedesi geçen yıl kanserden öldü.

Both my grandfather and grandmother are dead.
Hem büyükbabam hem de büyükannem öldü.

He reminds me of my grandfather.
O bana büyük babamı hatırlatıyor.