Golf kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Golf ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
My mother can play golf very well.
Annem çok iyi golf oynayabilir.
I joined the golf club three years ago.
Üç yıl önce golf kulübüne katıldım.
I play golf every so often.
Arada bir golf oynarım.
None of my friends play golf.
Arkadaşlarımdan hiçbiri golf oynamaz.
I've never played golf.
Asla golf oynamadım.
My father does play golf, but not well.
Babam golf oynar fakat iyi değil.
My father plays golf every Sunday.
Babam her Pazar golf oynar.
My father played golf on the Sunday morning.
Babam Pazar sabahı golf oynadı.
I like playing golf.
Ben golf oynamayı severim.
I like to play golf.
Ben golf oynamayı severim.
I'm a big fan of golf.
Ben golfün büyük bir hayranıyım.
I beat him at golf.
Ben onu golfte yendim.
He is much more of a golf enthusiast than I am.
Benden çok daha fazla golf tutkunudur.
My hobby is playing golf.
Benim hobim golf oynamaktır.
She applied for the membership in a golf club.
Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.
I will join a golf club.
Bir golf kulübüne katılacağım.
I'd like to play a game of golf.
Bir golf oyunu oynamak istiyorum.
How about playing golf this afternoon?
Bu öğleden sonra golf oynamaya ne dersin?
This golf course is not open to non-members.
Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.
Is there a golf course near here?
Buraya yakın bir golf sahası var mı?
Where's my golf bag?
Golf çantam nerede?
Golf isn't my cup of tea.
Golf bana göre değil.
Golf is the sport that I don't like.
Golf hoşlanmadığım spordur.
Can I make a reservation for golf?
Golf için bir rezervasyon yapabilir miyim?
I am crazy about golf.
Golf için deli oluyorum.
Playing golf is great fun.
Golf oynamak çok eğlenceli.
I don't play golf.
Golf oynamam.
He doesn't know how to play golf.
Golf oynamayı bilmiyor.
I love to play golf.
Golf oynamayı severim.
You don't play golf, do you?
Golf oynamazsın, değil mi?
Do you play golf, Takaki?
Golf oynar mısın, Takaki?
Do you play golf?
Golf oynar mısın?
He is playing golf.
Golf oynuyor.
Golf is boring.
Golf sıkıcıdır.
Are you fond of golf?
Golf sever misiniz?
The golf ball almost went in the hole.
Golf topu neredeyse deliğe giriyordu.
Do you like golf?
Golfü sever misin?
I love golf.
Golfü seviyorum.
I've lost interest in golf.
Golfe olan ilgimi kaybettim.
I hate golf.
Golften nefret ediyorum.
The flu prevented him from playing golf.
Grip onun golf oynamasını engelledi.
Do you still play golf?
Hâlâ golf oynuyor musun?
Are you still playing golf?
Hala golf oynuyor musun?
It seems that everybody likes golf.
Herkes golf seviyor gibi görünüyor.
Have you ever played golf?
Hiç golf oynadın mı?
I never played golf.
Hiç golf oynamadım.
John is interested in golf.
John golf ile ilgileniyor.
Who plays golf?
Kim golf oynar?
They played miniature golf.
Minyatür golf oynadılar.
She doesn't know how to play golf.
Nasıl golf oynanacağını bilmiyor.
I don't know how to play golf at all.
Nasıl golf oynayacağımı hiç bilmiyorum.
Both of my parents do not play golf.
Ne annem ne de babam golf oynar.
When did you begin playing golf?
Ne zaman golf oynamaya başladın?
He has never played golf.
O asla golf oynamadı.
She beat him to death with a golf club.
O bir golf sopası ile onu öldüresiye dövdü.
He is good at golf.
O golfte iyidir.
He plays golf on weekends.
O hafta sonlarında golf oynar.
He plays golf two or three times a month.
O, ayda iki ya da üç kez golf oynar.
He took up golf this spring.
O, bu bahar golf çalışmaya başladı.
He played golf last Sunday.
O, geçen pazar günü golf oynadı.
He will play golf next Sunday.
O, gelecek pazar golf oynayacak.
He's a member of the golf club.
O, golf klübünün bir üyesidir.
She plays golf every weekend.
O, her hafta sonu golf oynar.
He plays golf every Sunday.
O, her Pazar golf oynar.
She wants to play golf with him.
O, onunla golf oynamak istedi.
That's an exclusive golf club.
O, seçkin bir golf kulübüdür.
He played golf every day during his vacation.
O, tatili boyunca her gün golf oynadı.
His father doesn't play golf.
Onun babası golf oynamaz.
When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
His favourite pastimes were hunting and golf.
Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf.
Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf.
Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.
Would you rather play tennis or golf?
Tenis oynamayı mı yoksa golfü mü tercih edersiniz?
I don't like such sports as tennis and golf.
Tenis ve golf gibi sporları sevmiyorum.
I like playing tennis and golf.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
I like tennis and golf.
Tenis ve Golfü severim.
What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
Tom found a place where he could play golf for free.
Tom ücretsiz golf oynayabileceği bir yer buldu.
Tom doesn't play golf as much as he used to.
Tom eskisi kadar çok golf oynamaz.
Tom is watching golf.
Tom golf izliyor.
Tom likes golf, but Mary thinks it's slow and boring.
Tom golf sever ama Mary onun yavaş ve sıkıcı olduğunu düşünüyor.
Tom wants to play golf with Mary's father.
Tom Mary'nin babasıyla golf oynamak istiyor.
Tom doesn't know how to play golf.
Tom nasıl golf oynayacağını bilmiyor.
Tom and Mary played miniature golf.
Tom ve Mary minyatür golf oynadılar.
Tom was very attached to the golf clubs that his father had given him.
Tom, babasının ona vermiş olduğu golf kulübüne çok bağlı idi.
Tom didn't play golf.
Tom, golf oynamadı.
Tom got hit with a golf ball.
Tom'a bir golf sopasıyla vuruldu.
Tom didn't feel like playing golf.
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
I didn't realize Tom played golf.
Tom'un golf oynadığını fark etmedim.
Tom has no interest in golf.
Tom'un golfe ilgisi yoktur.
I began playing golf years ago.
Yıllar önce golf oynamaya başladım.
He'll play golf even if it rains.
Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
We played golf in spite of the rain.
Yağmura rağmen golf oynadık.
My rich neighbors belong to a private golf club.
Zengin komşularım özel bir golf kulübüne üyedir.
Almost all of Tom's free time is spent on a golf course.
Baseball is a lot more fun that golf.
Do you like to play golf?
Do you want to play golf or not?
Even if it rains, he'll play golf.
Even though it is raining, he will play golf.
Father mostly plays golf on Sunday.
