Türkçe kelime anlamı Bahçe olan Garden kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Garden ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
The kids are picking flowers in the garden.
Çocuklar bahçede çiçek topluyor.
We are having lunch in the garden.
Öğle yemeğini bahçede yiyoruz.
My mother grows flowers in her garden.
Annem bahçesinde çiçekler yetiştirir.
My mother is busy planting flowers in the garden.
Annem bahçeye çiçek ekmekle meşgul.
Has the flat got a garden?
Apartman dairesinin bir bahçesi var mı?
I have a small vegetable garden on my patio.
Avlumda küçük bir meyve bahçem var.
Grandmother mows the grass in the garden.
Büyükanne, bahçedeki çimi biçer.
My father is out in the garden now.
Babam şimdi bahçede dışarıda.
My father is in the garden.
Babam bahçede.
My father put a fence around the garden.
Babam bahçenin etrafını bir çitle çevirdi.
Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.
The gardener planted a rose tree in the middle of the garden.
Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.
The garden is bare and brown.
Bahçe çıplak ve kahverengi.
The garden is bright with flowers.
Bahçe çiçekleri ile görkemli.
The garden was surrounded by a wooden fence.
Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi.
The garden was larger than I had expected.
Bahçe beklediğimden daha büyüktü.
The garden was covered with fallen leaves.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
The garden is behind the house.
Bahçe evin arkasında.
The garden was full of beautiful flowers.
Bahçe güzel çiçeklerle doluydu.
The garden was full of beautiful yellow flowers.
Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu.
The garden is still in shadow.
Bahçe hâlâ gölgede.
The garden was full of yellow flowers.
Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.
The garden is in front of the house.
Bahçe, evin önündedir.
The garden is common to the two houses.
Bahçe, iki eve aittir.
I tear my clothes when I work in the garden.
Bahçede çalışırken elbiselerimi yırtarım.
She picked flowers in the garden.
Bahçede çiçekler topladı.
We picked flowers in the garden.
Bahçede çiçekler topladık.
Are there many flowers in the garden?
Bahçede çok çiçek var mı?
They are having lunch in the garden.
Bahçede öğle yemeği yiyorlar.
There are some pretty flowers in the garden.
Bahçede bazı güzel çiçekler var.
There are a lot of flowers in the garden.
Bahçede bir sürü çiçek var.
There are a lot of roses in this garden.
Bahçede bir sürü gül var.
There are no roses in the garden.
Bahçede güller yoktur.
She's in the garden planting roses.
Bahçede gülleri dikiyor.
There weren't any roses in the garden.
Bahçede hiç gül yoktu.
How many cats are there in the garden?
Bahçede kaç tane kedi var?
I see your cat in the garden.
Bahçede kedini gördüm.
There was nobody in the garden.
Bahçede kimse yoktu.
Tom was the one who helped me pull weeds in the garden.
Bahçede otları çekmeme yardımcı olan kişi Tom'du.
The hare is running in the garden.
Bahçede tavşan koşuyor.
It's drizzling out in the garden.
Bahçede yağmur çiseliyordu.
Weeds sprang up in the garden.
Bahçede yabani otlar çıktı.
There was a cherry tree growing in the garden.
Bahçede yetişen bir kiraz vardı.
The flowers in the garden are beautiful.
Bahçedeki çiçekler çok güzel.
The flowers in the garden need watering.
Bahçedeki çiçekler sulanmalı.
I water the flowers in the garden every day.
Bahçedeki çiçekleri her gün sularım.
The leaves of the trees in the garden have turned completely red.
Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kızardı.
All the flowers in the garden withered.
Bahçedeki bütün çiçekler solmuş.
Can you name all the trees in the garden?
Bahçedeki bütün ağaçları tanımlayabiliyor musun?
This flower is the most beautiful in the garden.
Bahçedeki en güzel çiçek budur.
The roses in the garden are blooming.
Bahçedeki güller açıyor.
The roses in the garden are in full bloom.
Bahçedeki güller tam çiçeklenmişti.
What is in the garden?
Bahçedeki nedir?
All the flowers in the garden are yellow.
Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
It's his job to pull the weeds in the garden.
Bahçedeki yabani otları çekmek onun işi.
Let's pick flowers from the garden.
Bahçeden çiçekler toplayalım.
I'm coming from the garden.
Bahçeden geliyorum.
I am in the garden.
Bahçedeyim.
We're in the garden.
Bahçedeyiz.
I have several statues in my garden.
Bahçemde birçok heykelim var.
I am planting beans in my garden.
Bahçemde fasulye ekiyorum.
The roses in my garden are beautiful.
Bahçemdeki güller güzeldir.
I planted an apple tree in my garden.
Bahçeme elma ağacı diktim.
Don't you see my garden?
Bahçemi görmedin mi?
Our garden was full of weeds.
Bahçemiz otlarla dolu.
We don't have a garden.
Bahçemiz yok.
There is a small pond in our garden.
Bahçemizde küçük bir gölet var.
We grow vegetables in our garden.
Bahçemizde sebzeler yetiştiririz.
There are scarcely any flowers in our garden.
Bahçemizde yok denecek kadar az çiçek var.
He had the impudence to cut across our garden.
Bahçemizden geçerek saygısızlık yaptı.
We cleaned up our garden.
Bahçemizi toparladık.
Our garden has two cherry trees.
Bahçemizin iki kiraz ağacı vardır.
How many kinds of vegetables do you grow in your garden?
Bahçende kaç çeşit sebze yetiştirirsin?
I like your garden.
Bahçeni severim.
I love your garden.
Bahçeni seviyorum.
There was a high wall about the garden.
Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı.
The garden needs to be weeded.
Bahçenin otları temizlenmeli.
I have to weed the garden.
Bahçenin otlarını temizlemeliyim.
The artistic beauty of the garden is truly amazing.
Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.
She weeded the garden.
Bahçenin yabani otlarını temizledi.
Do you mind if we cross your garden?
Bahçenizden geçebilir miyiz?
Your garden needs some attention.
Bahçenizin biraz ilgiye ihtiyacı var.
She grows tomatoes in her garden.
Bahçesinde domates yetiştirir.
He grew potatoes in his garden.
Bahçesinde patates yetiştirdi.
He cut down a tree in his garden.
Bahçesindeki bir ağacı kesti.
The door to the garden is very narrow.
Bahçeye açılan kapı çok dar.
The door to the garden is very narrow.
Bahçeye açılan kapı çok dar.
I'd like a room facing the garden.
Bahçeye bakan bir oda istiyorum.
I take care of the garden.
Bahçeye bakarım.
He likes taking care of the garden.
Bahçeye bakmayı sever.
I saw a dirty dog coming into the garden.
Bahçeye gelen kirli bir köpek gördüm.
The garden was filled with flowers.
Bahçeyi çiçekler doldurmuştu.
A gardener was called in to design the garden.
Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı.
Do you see the garden?
Bahçeyi görüyor musun?
Who destroyed the garden?
Bahçeyi kim tahrip etti?
I like to water the garden.
Bahçeyi sulamayı severim.
I'll water the garden.
Bahçeyi sulayacağım.
They are watering the garden.
Bahçeyi suluyorlar.
You are watering the garden, aren't you?
Bahçeyi suluyorsun, değil mi?
I am watering the garden.
Bahçeyi suluyorum.
