People really knew how to have fun in those days.
İnsanlar o günlerde eğlenmeyi gerçekten biliyorlardı.
Don't make fun of people.
İnsanlarla alay etmeyin.
It is a lot of fun to drive a car.
Araba sürmek çok eğlencelidir.
I know you make fun of me behind my back.
Arkamdan benimle alay ettiğini biliyorum.
The guys all made fun of him.
Bütün adamlar onunla alay ettiler.
The girls all made fun of him.
Bütün kızlar onunla alay ettiler.
We should not make fun of others.
Başkalarıyla alay etmemeliyiz.
It is a lot of fun to read his letter sent to me every month.
Bana her ay gönderilen onun mektubunu okumak çok eğlenceli.
Some people made fun of my situation.
Bazı insanlar durumumla dalga geçtiler.
It is impudent of you to make fun of adults.
Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.
Don't make fun of me.
Benimle alay etme.
Promise me you won't make fun of me.
Benimle alay etmeyeceğine söz ver.
Don't make fun of me!
Benimle dalga geçme!
It is fun to play baseball.
Beyzbol oynamak eğlencelidir.
It's fun to play baseball.
Beyzbol oynamak eğlencelidir.
It's more fun to play baseball than to watch it.
Beyzbol oynamak onu izlemekten daha eğlencelidir.
Is it more fun being a child or an adult?
Bir çocuk olmak mı yoksa bir yetişkin olmak mı daha eğlencelidir?
A teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.
Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.
It is great fun to play with a puppy.
Bir köpek yavrusu ile oynamak çok eğlenceli.
We had a lot of fun together.
Birlikte çok eğlendik.
I thought it'd be fun to sing a few songs together.
Birlikte birkaç şarkı söylemenin eğlenceli olacağını düşündüm.
We had fun at Disneyland.
Biz Disneyland'da eğlendik.
We had lots of fun at the picnic.
Biz piknikte çok eğlendik.
Wouldn't it be fun to visit Boston together?
Boston'u birlikte ziyaret etmek eğlenceli olmaz mı?
It's fun and exciting.
Bu eğlenceli ve heyecan verici.
This novel is fun and enjoyable.
Bu roman eğlenceli ve zevkli.
Have fun this summer!
Bu yaz eğlenin!
It's more fun than drinking tea.
Bu, çay içmekten daha eğlenceli.
Where's the fun in that?
Bunda eğlence nerede?
I do this for the fun of it.
Bunu eğlencesine yapıyorum.
We made fun of him about this.
Bunun hakkında onunla alay ettik.
I had fun here.
Burada eğlendim.
It seems I'm the only one having any fun here.
Burada eğlenen tek kişi benmişim gibi görünüyor.
It seems like I'm the only one having any fun here.
Burada eğlenen tek kişi benmişim gibi görünüyor.
It seems that you're not having fun in here.
Burada eğlenmiyormuşsun gibi görünüyor.
I had fun last night.
Dün gece eğlendim.
We had a lot of fun at the dance.
Dansta çok eğlendik.
It is fun to swim in the sea.
Denizde yüzmek eğlenceli.
Don't make fun of other people.
Diğer insanlarla alay etme.
Don't make fun of others.
Diğerleriyle alay etmeyin.
Let the fun begin!
Eğlence başlasın.
It was a fun night.
Eğlenceli bir geceydi.
It's fun to visit old friends.
Eski arkadaşları ziyaret etmek eğlencelidir.
It's fun to read my old diary.
Eski günlüğümü okumak eğlencelidir.
I should be studying French, but it's more fun hanging out with you guys.
Fransızca çalışıyor olmalıyım ama siz arkadaşlarla takılmak daha eğlenceli.
It's fun to speak in French.
Fransızca konuşmak eğlenceli.
Did you have fun over the weekend?
Hafta sonunda eğlendin mi?
Life is not all fun and games.
Hayat eğlenceden ve oyundan ibaret değildir.
You're no fun at all.
Hiç eğlenceli değilsin.
Jimmy was accustomed to his friends making fun of him.
Jimmy onunla alay eden arkadaşlarına alıştı.
John makes fun of his dog.
John köpeğiyle eğlenir.
The girls teased Tom and they made fun of him.
Kızlar Tom'a sataştı ve onunla alay ettiler.
It is fun to play cards.
Kart oynamak eğlencelidir.
Nobody likes to be made fun of in public.
Kimse herkesin önünde alay edilmekten hoşlanmaz.
Tom always makes fun of John because of his dialect.
Lehçesinden dolayı, Tom her zaman John'la alay eder.
It is a lot of fun to listen to music.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
Mary is not used to being made fun of.
Mary alay edilmeye alışkın değildir.
Mike had fun talking to Yumi.
Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.
It's fun to ride a motorcycle.
Motosiklete binmek eğlencelidir.
Don't make fun of that child.
O çocukla alay etmeyin.
He made fun of our ignorance.
O bizim cehaletimizle alay etti.
It's a lot of fun to climb that mountain.
O dağa tırmanmak çok eğlenceli.
He had fun with her.
O onunla birlikte eğlendi.
He had fun with it.
O onunla eğlendi.
He made fun of me in public.
O, herkesin içinde benimle alay etti.
She made fun of her husband.
O, kocasıyla alay etti.
It is fun playing football after school.
Okuldan sonra futbol oynamak eğlencelidir.
They made fun of me.
Onlar benimle alay ettiler.
They had fun with us.
Onlar bizimle birlikte eğlendi.
They made fun of Jack's haircut.
Onlar Jack'in saç kesimi ile alay ettiler.
They made fun of Mary.
Onlar Mary ile alay ettiler.
They made fun of him.
Onlar onunla dalga geçti.
They often make fun of the boss.
Onlar sık sık patronla alay ederler.
Don't make fun of them.
Onlarla alay etme.
We had fun with them.
Onlarla birlikte eğlendik.
Don't make fun of him.
Onunla alay etme.
I can't help making fun of him.
Onunla alay etmemek elimde değil.
You should not make fun of him.
Onunla alay etmemelisin.
I made fun of him.
Onunla alay ettim.
We had fun with it.
Onunla eğlendik.
I had fun with it.
Onunla eğlendim.
Have fun with that.
Onunla eğlenin.
It's fun to go for a walk in the woods.
Ormanda yürüyüşe gitmek eğlencelidir.
It was fun playing in the park.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
The party was more fun than I expected it to be.
Parti olmasını beklediğimden daha eğlenceliydi.
I had a lot of fun at the party.
Partide çok eğlendim.
He was made fun of by his classmates.
Sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.
The fun is just getting started.
Sadece eğlence başlıyor.
We were having fun until you came.
Sen gelene kadar eğleniyorduk.
I wasn't making fun of you.
Seninle alay etmiyordum.
I would never make fun of you.
Seninle asla alay etmedim.
It's fun to travel.
Seyahat etmek eğlencelidir.
