Türkçe kelime anlamı Ardından olan Followed kelimesinin kullanıldığı toplam 0 adet cümle bulundu. Followed ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
Two detectives followed the suspect.
İki dedektif şüpheliyi izledi.
Spring is followed by summer.
İlkbaharı Yaz izler.
Were you followed?
İzlendin mi?
The child followed me to the park.
Çocuk beni parka kadar izledi.
The men followed him.
Adamlar onu izledi.
Lightning is usually followed by thunder.
Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.
They followed the tracks the car had left.
Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.
The hunting dogs followed the scent of the fox.
Av köpekleri tilkinin kokusunu izledi.
The hunter followed the bear's tracks.
Avcı ayının izlerini takip etti.
I followed my mother's example.
Ben annemin örneğini izledim.
I followed the deer's tracks.
Ben geyiğin izlerini izledim.
I think we're being followed.
Bence izleniyoruz.
A dog followed me to my house.
Bir köpek beni evime kadar izledi.
A dog followed me to my school.
Bir köpek okuluma kadar beni izledi.
We followed the deer's tracks.
Biz geyiklerin izini takip ettik.
Our boat followed a school of fish.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
This tradition is followed in most households.
Bu gelenek birçok evde uygulanır.
Several slight shocks followed the earthquake.
Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.
I followed my lessons diligently.
Derslerimi düzenli bir şekilde takip ettim.
Fred followed my mother wherever she went.
Fred annemi gittiği her yerde takip etti.
The dog followed me to my home.
Köpek beni evime kadar izledi.
The dog followed me.
Köpek beni takip etti.
The dog followed its master, wagging its tail.
Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.
I wish I had followed the doctor's advice.
Keşke doktorun tavsiyesini dinleseydim.
I followed the rules.
Kurallara uydum.
The rules should be followed.
Kurallara uyulmalıdır.
Mary followed her friend to the hotel because she didn't know the area well.
Mary arkadaşını otele kadar takip etti çünkü bölgeyi iyi bilmiyordu.
You should have followed Mary's advice.
Mary'nin tavsiyesine uymalıydın.
The dog followed him wherever he went.
O her nereye gitse, köpek onu izledi.
She followed him home.
O onu eve kadar izledi.
He followed in his father's footsteps.
O, babasının ayak izlerini takip etti.
She followed the doctor's suggestions.
O, doktorun tavsiyelerine uydu.
She followed him home then killed him.
O, onu eve kadar izledi ve sonra onu öldürdü.
They followed you.
Onlar seni takip ettiler.
They followed Tom.
Onlar Tom'u takip ettiler.
They think that Tom followed Mary home and killed her.
Onlar Tom'un Mary'yi eve kadar izlediğini ve onu öldürdüğünü düşünüyorlar.
I followed him into his room.
Onu odasına kadar izledim.
I followed her into the room.
Onu odaya kadar izledim.
I followed him.
Onu takip ettim.
She followed him home to find out where he lived.
Onun nerede yaşadığını öğrenmek için onu izledi.
I followed Tom there.
Orada Tom'u izledim.
The policeman followed him.
Polis onu izledi.
I think I'm being followed.
Sanırım izleniyorum.
They followed you here.
Seni burada izlediler.
We're being followed.
Takip ediliyoruz.
I made certain I wasn't being followed.
Takip edilmediğimden emin oldum.
He followed my advice.
Tavsiyemi dinledi.
She regretted that she had not followed his advice.
Tavsiyeye uymadığına pişman oldu.
I was told to go not by boat but by plane, which advice I followed.
Tekneyle değil uçakla gitmem söylendi, nasihatı dinledim.
Tom followed the stream for a couple of kilometers.
Tom akarsuyu birkaç kilometre izledi.
Tom got in his car and followed the ambulance.
Tom arabasına bindi ve ambulansı takip etti.
Tom followed in his father's footsteps.
Tom babasının izinden gitti.
Tom followed me.
Tom beni takip etti.
Tom followed us.
Tom bizi takip etti.
Tom followed his instincts.
Tom içgüdülerini izledi.
Tom reluctantly followed Mary.
Tom isteksizce Mary'yi izledi.
Tom didn't notice that he was being followed.
Tom izlendiğini fark etmedi.
Tom followed Mary over the bridge.
Tom köprüde Mary'yi izledi.
Tom stood up and followed Mary out of the office.
Tom kalktı ve ofisin dışında Mary'yi izledi.
Tom followed Mary's instructions.
Tom Mary'nin talimatlarını izledi.
Tom should have followed Mary's advice.
Tom Mary'nin tavsiyesini dinlemeliydi.
Tom should've followed Mary's advice.
Tom Mary'nin tavsiyesini izlemeliydi.
Tom followed Mary.
Tom Mary'yi izledi.
Tom followed Mary up the stairs.
Tom Mary'yi merdivenlerde izledi.
Why is Tom being followed?
Tom neden takip ediliyor?
Tom followed Mary around the supermarket.
Tom süpermarket civarında Mary'yi izledi.
Tom and Mary followed John.
Tom ve Mary John'u izlediler.
Tom followed his parents down the street.
Tom yol boyunca ebeveynlerini izledi.
Tom followed Mary into the room.
Tom, Mary'yi odaya kadar izledi.
I followed Tom here.
Tom'u burada izledim.
We followed Tom.
Tom'u izledik.
I followed Tom back to his camp.
Tom'u kampına kadar geri izledim.
I followed Tom into the living room.
Tom'u oturma odasına kadar izledim.
I followed Tom.
Tom'u takip ettim.
I followed Tom's orders.
Tom'un emirlerine uydum.
Tom's dog followed him into the house.
Tom'un köpeği onu eve kadar izledi.
None of this would have been necessary if we had followed Tom's advice.
Tom'un tavsiyesine uysaydık bunlardan hiçbiri gerekli olmazdı.
I should've followed Tom's advice.
Tom'un tavsiyesini dinlemeliydim.
You should've followed Tom's advice.
Tom'un tavsiyesini dinlemeliydin.
The long drought was followed by famine.
Uzun kuraklığın ardından açlık geldi.
Famine followed upon the eruption of the volcano.
Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.
Help! I'm being followed by paranoids!
Yardım edin. Paranoidler tarafından takip ediliyorum.
I followed the law.
Yasaya uydum.
A prolonged silence followed.
A puppy followed me wagging its tail.
A stray dog followed Tom home and he decided to keep it.
A swarm of mosquitoes followed him.
A theory must be followed by practice.
A tribe of natives once honored Christopher Columbus with an all-he-could-eat feast. Years of famine followed.
A wardsman wheeled the little boy back to the ward after his surgery, followed by a long line of anxious relatives.
After a moment, Tom followed.
Are you being followed?
Are you certain nobody followed you?
Are you sure you weren't followed?
As soon as one airline announced its plan for airfare reductions, the rest of the companies followed suit.
Both the reindeer ran by their side, and followed them as far as the boundaries of the country, where the first green leaves were budding.
Bush followed Reagan as president.
Chris followed the two and cheerfully greeted Kate.
Do you think Tom followed Mary's advice?
Each chapter in the textbook is followed by about a dozen comprehension questions.
