Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Balık olan Fish kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Fish ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Fish kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Here is the fish my mother baked.
İşte annemin pişirdiği balık.

I caught two fish.
İki balık yakaladım.

I have two red fish.
İki kırmızı balığım var.

A strange fish is on the hook.
İlginç bir balık oltada.

What do you call this fish in English?
İngilizcede bu balığa ne dersiniz?

What is this fish called in English?
İngiltere'de bu balığa ne denilir?

Men, dogs, fish, and birds are all animals.
İnsanlar, köpekler, ve kuşlar hepsi hayvandır.

I can't stand raw fish.
Çiğ balığa katlanamam.

I don't like grilled fish, let alone raw fish.
Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.

Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.

I don't like to eat fish with many bones.
Çok kılçıklı balıkları yemeği sevmem.

What about having fish for dinner?
Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?

Do you often have fish for dinner?
Akşam yemeği için sık sık balık yer misin?

How many fish can you keep in your tank?
Akvaryumunda kaç balık bakabiliyorsun?

We are having fish for our main course.
Ana yemeğimiz için balık yiyoruz.

As he had no way of making fire, he ate the fish raw.
Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.

That cloud is in the shape of a fish.
Şu bulut balık şeklinde.

European Fish Week starts on June 4th.
Avrupa Balık Haftası, 4 Haziran'da başlıyor.

My father caught three fish yesterday.
Babam dün üç balık yakaladı.

He smokes like a chimney and drinks like a fish.
Baca gibi sigara içer, balık gibi içki içer.

You shouldn't have eaten the fish raw.
Balığı çiğ olarak yememeliydin.

We eat fish raw.
Balığı çiğ yeriz.

I prefer fish to meat.
Balığı ete tercih ederim.

I like fish better than meat.
Balığı etten daha çok severim.

I like fish more than meat.
Balığı etten daha çok severim.

Do you think fish can hear?
Balığın duyabileceğini düşünüyor musun?

We saw a fish splashing in the water.
Balığın suda su sıçrattığını gördük.

Fish and meat are both nourishing, but the latter is more expensive than the former.
Balığın ve etin besin değerleri yüksek ama ikincisi öncekine göre daha pahalıdır.

I am grilling fish.
Balık ızgara yapıyorum.

A fish rots from the head down.
Balık baştan kokar.

Fish have ceased to live in this river.
Balık bu nehirde yaşamayı bıraktı.

Fish is cheap today.
Balık bugün ucuz.

Fish is sold by the pound here.
Balık burada paundla satılır.

Fish live in the sea.
Balık denizde yaşar.

Is the fish still alive?
Balık hâlâ canlı mı?

Fish is an important food source for people.
Balık insanlar için önemli bir besin kaynağıdır.

Do you want fish?
Balık ister misin?

I would like some fish.
Balık istiyorum.

I am frying fish.
Balık kızartıyorum.

The fish smells bad.
Balık kötü kokuyor.

The fish wants to escape.
Balık kaçmak istiyor.

The fish is hiding under the rocks.
Balık kayaların altında saklanıyor.

The fish swims by moving its tail.
Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.

Why is fish so expensive?
Balık niçin çok pahalıdır?

Do you like fish?
Balık sever misiniz?

The fish tasted like salmon.
Balık somon gibiydi.

Fish cannot live out of water.
Balık suyun dışında yaşayamaz.

The fish is in clear water.
Balık temiz sudadır.

Do you fish?
Balık tutar mısın?

Fish and red wine don't go together.
Balık ve kırmızı şarap birlikte gitmez.

Fish and red wine don't go well together.
Balık ve kırmızı şarap birlikte iyi gitmez.

Fish'n'chips is the most famous English food.
Balık ve patates kızartması en ünlü İngiliz yiyeceğidir.

We ate fish and rice.
Balık ve pirinç pilavı yedik.

Fish gotta swim.
Balık yüzmeden olmaz.

Is eating fish as healthy now as it used to be?
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?

Eating fish is good for your health.
Balık yemek sağlığın için yararlıdır.

Do you like eating fish?
Balık yemekten hoşlanır mısın?

I'll eat fish.
Balık yiyeceğim.

Fish, please.
Balık, lütfen.

The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.
Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.

The fish aren't biting today.
Balıklar bugün ısırmıyorlar.

Fish swim in the water.
Balıklar suda yüzer.

Fish live in the water.
Balıklar suda yaşar.

Do fish sleep?
Balıklar uyur mu?

Some fish fly.
Bazı balıklar uçarlar.

Some people will not eat fish with milk.
Bazı insanlar sütle balık yemezler.

Some dog owners wonder if it's OK to feed their dogs fish.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini balıkla beslemenin uygun olup olmadığını merak ediyorlar.

I could not catch as many fish as I had expected.
Beklediğim kadar balık yakalayamadım.

I'm allergic to fish.
Ben balığa alerjim var.

I will keep the fish alive.
Ben balığı canlı tutacağım.

I like fish.
Ben balık severim.

I couldn't eat fish when I was a child.
Ben bir çocukken balık yiyemezdim.

I'm not a real fish, I'm just a mere plushy.
Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece tamamen bir peluşum.

In my opinion, this is a freshwater fish.
bence bu bir tatlı su balığıdır.

This is how I cook fish.
Benim balık pişirme şeklim budur.

Bill really drinks like a fish.
Bill gerçekten çok fazla içer.

It's not a fish.
Bir balık değil.

A fish swims by moving its tail.
Bir balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzmektedir.

I'd rather be a bird than a fish.
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.

A fish leaped out of the water.
Bir balık suyun dışına fırladı.

I caught a fish!
Bir balık tuttum!

A fish can swim.
Bir balık yüzebilir.

Give a man a fish and you feed him for a day. Teach a man to fish and you feed him for a lifetime.
Bir insana bir balık verirsen onu bir gün beslersin. Bir insana balık tutmayı öğretirsen onu ömür boyu beslersin.

Give a man a fish and you feed him for a day. Teach a man to fish and you feed him for the rest of his life.
Bir insana bir balık verirsen onu bir gün beslersin. Bir insana balık tutmayı öğretirsen onu hayatının geriye kalan süresi boyunca beslersin.

A lot of fish perished.
Bir sürü balık öldü.

Many fish died.
Birçok balık öldü.

Why do many Catholics eat fish on Fridays?
Birçok katolik Cuma günleri niçin balık yer?

I'd like some fish.
Biraz balık istiyorum.

I got several bites, but could not hook a fish.
Birkaç ısırık geldi, ama bir balık yakalayamadım.

We usually eat cooked fish.
Biz genellikle pişmiş balık yeriz.

We often eat fish raw in Japan.
Biz Japonya'da balığı sık sık çiğ yeriz.

We found some dead fish in the river.
Biz nehirde bazı ölü balıklar bulduk.

We often eat fish raw.
Biz sık sık balığı çiğ yedik.

Our boat followed a school of fish.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.

I got a fish bone stuck in my throat.
Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var.

Cheer up John. There are more fish in the sea.
Bozma moralini John. Denizde daha çok balık var.

This soup tastes like fish.
Bu çorbanın balık gibi tadı var.

I believe this fish is a freshwater fish.
Bu balığın bir tatlısu balığı olduğuna inanıyorum.

What colour is this fish?
Bu balığın rengi nedir?

This fish is big.
Bu balık büyüktür.