He took over the business from his father.
İşi babasından devraldı.
The ages of the two children put together was equivalent to that of their father.
İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
I worry about whether I'll be a good father.
İyi bir baba olup olmayacağım konusunda endişe ediyorum.
A good coach is like a father to his players.
İyi bir koç oyuncularına bir baba gibidir.
The fence was painted by my father.
Çit babam tarafından boyandı.
The boy takes after his father.
Çocuk babasına bakmaktadır.
My father and I clear the table in my family.
Ailemde babam ve ben masayı temizleriz.
Who's your favorite family member on your father's side of the family?
Ailenin baba tarafında en sevdiğin aile üyesi kim?
The elder sons are now quite independent of their father.
Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.
He is now almost as tall as his father.
Şimdi neredeyse babası kadar uzun.
I am about as big as my father now.
Şimdi yaklaşık babam kadar büyüğüm.
Akira is using that same dictionary that his father used as a student.
Akira babasının bir öğrenci olarak kullandığı o aynı sözlüğü kullanıyor.
My mother is making a cake for my father.
Annem babam için bir kek yapıyor.
My mother is making my father a cake.
Annem babama bir kek yapıyor.
My mother has five more years than my father.
Annem babamdan beş yaş büyük.
My mother is two years younger than my father.
Annem babamdan iki yaş daha gençtir.
My mother has never talked to your father before.
Annem senin babanla daha önce hiç konuşmadı.
My mother is loved by my father.
Annem, babam tarafından seviliyor.
My mother told me why my father was so angry with me.
Annem, babamın bana neden çok kızgın olduğunu bana anlattı.
Were your mother and father home?
Annen ve baban evde miydiler?
Are you closer to your mother or to your father?
Annene mi yoksa babana mı daha yakınsın?
Both his father and mother are dead.
Annesi de babası da ölü.
After I graduated from college, I got a job with my father's company.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, babamın şirketinde bir iş aldım.
I'm sorry, my father is out.
Üzgünüm babam dışarıda.
I'm sorry my father is out.
Üzgünüm babam dışarıda.
Was the car washed by your father?
Araba baban tarafından yıkandı mı?
My friend's father is a famous novelist.
Arkadaşımın babası ünlü bir romancı.
You're a father now.
Artık bir babasın.
That's Tom's father.
Şu Tom'un babası.
The man reading a book over there is my father.
Şurada kitap okuyan adam benim babam.
Once a month, she has lunch with her father.
Ayda bir kez, babası ile birlikte öğle yemeği yer.
You're just like your father.
Aynı baban gibisin.
If you run into trouble, I'll help, and so will my father.
Başın belaya girerse ben yardım ederim, babam da eder.
The father works.
Baba çalışıyor.
Father told me to wash the car.
Baba bana arabayı yıkamamı söyledi.
Father bought me a new bicycle.
Baba bana yeni bir bisiklet aldı.
Father told us a very interesting story.
Baba bize çok ilginç bir hikaye anlattı.
Father lost his job.
Baba işten kovuldu.
Father got laid off.
Baba işten kovuldu.
Who is the father?
Baba kim?
Father is busy writing letters.
Baba mektupları yazmakla meşgul.
Father gave me a book for graduation.
Baba mezuniyet için bana bir kitap hediye etti.
I'm going to be a father.
Baba olacağım.
Father gives Mother all his salary.
Baba tüm maaşını anneye veriyor.
Father is coming home tomorrow.
Baba yarın eve geliyor.
Father, where are you?
Baba, neredesin?
They hurried to their father's rescue.
Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
Their father had a large shoe shop in the town.
Babalarının kasabada büyük bir ayakkabı dükkanı var.
My father was born in Matsuyama in 1941.
Babam 1941'de Matsuyama'da doğmuş.
My father is 48, but he looks young for his age.
Babam 48 yaşında ama yaşına göre genç gösteriyor.
My father retired at the age of 65.
Babam 65 yaşında emekli oldu.
My father is too old to work.
Babam çalışmak için çok yaşlıdır.
My father helped me study.
Babam çalışmama yardımcı oldu.
My father often helps me with my homework.
Babam çoğunlukla ev ödevimde bana yardım eder.
My father said that I must work hard.
Babam çok çalışmam gerektiğini söyledi.
My father swims very well.
Babam çok iyi yüzer.
My father is very nice.
Babam çok iyidir.
My father does not eat much fruit.
Babam çok meyve yemez.
My father is very tired.
Babam çok yorgun.
My father can speak English well.
Babam İngilizceyi iyi konuşabilir.
My father stopped reading to have lunch.
Babam öğle yemeği yemek için okumayı bıraktı.
Ten years have gone by since my father died.
Babam öldüğünden bu yana 10 yıl geçti.
My father has been dead for three years.
Babam öleli üç yıl oldu.
It's been three years since my father died.
Babam öleli üç yıl oldu.
It's been five years since my father died.
Babam öleli beş yıl oldu.
It's been five years since my father died.
Babam öleli beş yıl oldu.
It's been ten years since my father died.
Babam öleli on yıl oldu.
My father has been dead for ten years.
Babam öleli on yıl oldu.
My father is retiring next spring.
Babam önümüzdeki İlkbaharda emekli oluyor.
My father is going to China.
Babam Çin'e gidiyor.
My father has gone to China.
Babam Çin'e gitmişti.
My father went to China.
Babam Çin'e gitti.
My father would not permit me to go on to college.
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
My father sent for the family doctor.
Babam aile doktorunu çağırttı.
My father sat reading the evening paper.
Babam akşam gazetesini okurken oturuyordu.
My father didn't say a word during dinner.
Babam akşam yemeği sırasında tek kelime söylemedi.
My father takes a bath before supper.
Babam akşam yemeğinden önce bir duş alır.
My father died of lung cancer.
Babam akciğer kanserinden öldü.
My father set the alarm for six o'clock.
Babam alarmı altıya kurdu.
My father will retire at the age of sixty.
Babam altmış yaşında emekli olacak.
My father did not allow me to study in the USA.
Babam Amerika'da eğitim yapmama izin vermedi.
My father has gone to America.
Babam Amerika'ya gitti.
My father is two years younger than my mother.
Babam annemden iki yaş daha küçük.
My father loves my mother.
Babam annemi seviyor.
My father is interested in ancient history.
Babam antik tarihle ilgileniyor.
My father doesn't let me drive a car.
Babam araba sürmeme izin vermez.
Father fixed the car.
Babam arabayı tamir etti.
Father drives to work.
Babam arabayla işe gider.
My father gets along with his friends.
Babam arkadaşları ile iyi geçinir.
My father never takes a long rest.
Babam asla uzun süreli dinlenmez.
My father has never been abroad.
Babam asla yurt dışında bulunmadı.
My father has been to Australia twice.
Babam Avustralya'da iki kez bulundu.
