Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Sırasında olan During kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. During ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

During kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

During the Depression in the 1930's, many wealthy people lost everything in the stock market crash.
1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti.

We listened to the teacher during the English lesson.
İngilizce dersi sırasında öğretmeni dinledik.

We can't leave our tents on the beach where they are now. If we do, they'll be under water during high tide.
Çadırlarımızı şimdi oldukları yerde sahilde bırakamayız. Eğer bırakırsak, su yükseldiğinde su altında kalacaklar.

I watched television during a break in my studies.
Çalışmalarımda bir mola sırasında televizyon izledim.

I slept a little during lunch break because I was so tired.
Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.

During the opening ceremony, the history of Russia was told through the dreams of a young girl named Lubov, which means "love".
Açılış töreninde Rusya'nın tarihi Lubov adlı genç bir kızın rüyaları vasıtasıyla anlatıldı, bu, "aşk" anlamına geliyor.

There is no school during August.
Ağustos boyunca okul yok.

During the war, America tried to stop trading with England.
Abd savaş sırasında İngiltere ile olan ticareti durdurmayı denedi.

There are various ways of enduring the pain.
Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.

The island is covered with ice and snow during the winter.
Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır.

In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.
Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.

He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.

My mother was in the hospital during the summer.
Annem yaz boyunca hastanedeydi.

My mother died during my absence.
Annem yokluğum sırasında öldü.

Bears also tend to sleep more during the day than at night, although in the summer, with twenty-four hours of light, this does not apply.
Ayılar gün içinde gece uyuduklarından daha çok uyurlar, ne var ki bu yazları, yirmi dört saat boyunca gündüz olduğundan geçerli değildir.

Bears hibernate during the winter.
Ayılar kış uykusuna yatar.

Thousands of candles illuminated the church during the ceremony.
Ayin sırasında binlerce mum kiliseyi aydınlattı.

During the entire lesson, he counted flies.
Bütün ders boyunca sinekleri saydı.

My grandfather was a soldier during the war.
Büyük babam savaş sırasında bir askerdi.

There's a lot of danger during a big storm.
Büyük bir fırtına sırasında büyük bir tehlike vardır.

During the Great Eastern Japan Earthquake, the height of the tsunami waves reached up to 37.9 meters.
Büyük Doğu Japon Depremi sırasında, tusunami dalgalarının yüksekliği 37.9 metreye ulaştı.

My father didn't say a word during dinner.
Babam akşam yemeği sırasında tek kelime söylemedi.

My father often reads the newspaper during meals.
Babam gazeteyi genelde yemek esnasında okur.

I am going to work during the spring vacation.
Bahar tatili boyunca çalışacağım.

I'm going to work during the spring vacation.
Bahar tatili boyunca çalışacağım.

She showed me the snaps which she had taken during her journey.
Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.

The bank collapsed during the recession.
Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.

Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.

I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.

I'd like to go to Takayama during festival time.
Ben festival süresince Takayama'ya gitmek istiyorum.

I must call him sometimes during the morning.
Ben sabah saatlerinde bazen onu aramalıyım.

I stayed at my uncle's during the summer.
Ben yaz boyunca amcamın evinde kaldım.

Did anyone visit me during my absence?
Ben yokken birisi beni ziyaret etti mi?

I broke my leg in two places during a skiing mishap.
Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.

He came to see me during my absence.
Benim yokluğumda beni görmeye geldi.

Betty read four stories during the vacation.
Betty tatil sırasında dört hikaye okudu.

Driving during a storm can be dangerous.
Bir fırtına anında araba sürmek tehlikeli olabilir.

Talking during a concert is rude.
Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.

It's bad manners to talk during a concert.
Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.

Many farmers had to divest themselves of stock during the drought to save on feeding costs.
Birçok çiftçi kuraklık sırasında beslenme maliyetlerinde tasarruf etmek için kendilerini stoktan mahrum bırakmak zorunda kaldılar.

Many great men went through hardship during their youth.
Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.

A lot of people starved during that war.
Birçok insan o savaş sırasında açlıktan öldü.

Many peasants died during the drought.
Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.

We reduced our spending during the recession.
Biz durgunluk döneminde harcamayı azalttık.

We live in the country during the summer.
Biz yaz boyunca ülkede yaşarız.

Has your neck thickened during the previous year?
Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı?

It rains a lot during February here in Brazil.
Brezilya'da burada şubat ayında çok yağmur yağar.

I was on my own during these months.
Bu aylarda tek başımaydım.

This building was destroyed during World War II and rebuilt after the war.
Bu bina 2. Dünya savaşında tahrip edildi ve savaştan sonra yeniden yapıldı.

This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.

He remained dumb during this discussion.
Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.

Nobody here lives an atheistic life. During disasters and during fortunes everyone relies on God.
Burada kimse Ateist bir yaşam sürmez. Afetler sırasında veya güzel günlerde herkes Tanrı'ya inanır.

Does it rain much here during the summer?
Buraya yaz boyunca çok yağmur yağar mı?

During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.

Mary's phone was confiscated because she was caught texting during class.
Ders anında mesajlaşırken yakalandığı için Mary'nin cep telefonuna el konuldu.

She was very bored during the lecture.
Ders sırasında çok sıkıldı.

Don't talk to others during the class.
Ders sırasında diğerleriyle konuşma.

You must not speak Japanese during the class.
Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.

I went to sleep during the lesson.
Ders sırasında uykuya daldım.

If you don't eat breakfast, you'll probably be hungry during the morning and won't be as efficient at work as you could be.
Eğer kahvaltı yapmazsanız, büyük olasılıkla sabah acıkırsınız ve işinizde önceki gibi verimli olmazsınız.

During the 60s and 70s she published her most famous books.
En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.

Rocket technology improved during World War Two.
Füze teknolojisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişti.

They talked during the movie.
Film sırasında konuştular.

Prices have risen steadily during the past decade.
Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.

The reckless men froze to death during their expedition to the Antarctic.
Gözükara insanlar Antartika seferleri sırasında donarak öldü.

During the day, we work, and at night, we rest.
Gün boyunca çalışırız ve gece dinleniriz.

A friend of mine came to see me during the day.
Gündüz bir arkadaşım beni görmeye geldi.

A fire broke out during the night.
Gece bir yangın patlak verdi.

It rained during the night.
Gece boyunca yağmur yağdı.

It may have rained during the night.
Gece boyunca yağmur yağmış olabilir.

It must have rained during the night.
Gece boyunca yağmur yağmış olmalı.

Almost all workers refused to work during the night.
Geceleyin çalışmayı neredeyse tüm işçiler reddetti.

Aren’t they on the sea during the night?
Geceleyin denizde değiller miydi?

The jewel was stolen during the night.
Geceleyin mücevher çalındı.

What should we do during our next vacation?
Gelecek tatilimiz boyunca ne yapmalıyız?

We had no unexpected incidents during our trip.
Gezimiz sırasında beklenmedik olaylarımız olmadı.

It seems less crowded during the week.
Hafta boyunca daha az kalabalık görünüyor.

Cockroaches hide themselves during the day.
Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.

Is it safe to eat raw fish during pregnancy?
Hamilelik sırasında çiğ balık yemek güvenli midir?

The ladies are looking after the children whose parents are employed in factories during the daytime.
Hanımlar ebeveynleri gün boyunca fabrikalarda çalışan çocuklara bakıyorlar.

He showed great courage during his illness.
Hastalığı sırasında büyük cesaret gösterdi.

I ran out of money during my stay in India.
Hindistan'da kaldığım sırada param bitti.

During his seven years in Japan, he studied Japanese in earnest.
Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı.

We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.

Many bees died during the winter.
Kış boyunca birçok arı öldü.

I suffer from depression during the winter.
Kış boyunca depresyona girerim.

He went skiing during the winter.
Kış boyunca kayak yapmaya gitti.

During the winter, I sleep with two quilts.
Kış boyunca, iki yorgan ile uyurum.

I plan to make a trip to China during or soon after the winter.
Kışın veya hemen sonrasında Çin'e bir gezi yapmayı planlıyorum.

Forty-four Americans have now taken the presidential oath. The words have been spoken during rising tides of prosperity and the still waters of peace. Yet, every so often, the oath is taken amidst gathering clouds and raging storms. At these moments, America has carried on not simply because of the skill or vision of those in high office, but because We the People have remained faithful to the ideals of our forebearers, and true to our founding documents.
Kırk-dört Amerikalı başkanlık yemini için şimdi götürüldü. Bu sözler yükselen refah gelgitleri ve durgun barış suları sırasında konuşulmaktadır.Ama, bazen, yemin toplanan bulutlar ve hiddetlenen fırtınalar arasında alınır.Bu anlarda, Amerika sadece yüksek ofistekilerin başarısı ve görüntüsü için değil fakat aynı zamanda atalarımızın idaellerine ve bulunan dökümanlara sadık kalan biz insanlardan dolayı sürdürdü.

His aunt takes care of his dog during the day.
Köpeğine gündüz halası bakıyor.

Human remains were found during the excavation.
Kazı sırasında insan kalıntıları bulundu.

If you leave your textbooks at school during the break, they'll get confiscated.
Kitaplarınızı mola anında okulda bırakırsanız, onlar toplatılırlar.

It's rude to talk during a concert.
Konser sırasında konuşmak kabalıktır.

During droughts, farmers are barely able to eke out a living.
Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.

I made friends with her during my stay in London.
Londra'da kalışım sırasında onunla arkadaş oldum.

He brushed up his English during his stay in London.
Londra'daki kalışı sırasında İngilizcesini tazeledi.

Mary was born prematurely during a 16 hour transcontinental flight.
Mary 16 saatlik bir kıtalararası uçuş sırasında, zamanından önce doğdu.

Mary hopes to rest a lot during her vacation.
Mary, tatili sırasında dinlenmeyi çok ümit ediyor.

I went to sleep during the math lesson.
Matematik dersi boyunca uyuyakaldım.