Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Kızı olan Daughter kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Daughter ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Daughter kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Two people think of her as their daughter.
İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.

A good daughter will make a good wife.
İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

He fell in love with the admiral's daughter.
Amiralin kızına aşık oldu.

The mother missed her daughter who was away at college.
Anne üniversitedeki kızını özledi.

The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.

The mother told her daughter to do it herself.
Annesi kızına onu kendinin yapmasını söyledi.

You're no longer my daughter.
Artık benim kızım değilsin.

I'm sure that my daughter will pass the exam.
Ben kızımın sınavı geçeceğinden eminim.

I'm Nana. I'm Hideki Yamauchi's daughter.
Ben Nana'yım. Ben Hideki Yamauchinin kızıyım.

I'm not your daughter.
Ben senin kızın değilim.

I am not your daughter.
Ben senin kızın değilim.

I'm Helen Cartwright's daughter.
Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.

I have a daughter.
Benim bir kızım var.

I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.
Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.

I have a daughter who's married to a Frenchman.
Bir Fransızla evli bir kızım var.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

We don't have a daughter.
Bizim bir kızımız yok.

This is my daughter.
Bu benim kızımdır.

My daughter graduated from the university today.
Bugün kızım üniversiteden mezun oldu.

Today's my daughter's birthday.
Bugün kızımın doğum günüdür.

She gave birth to a daughter yesterday.
Dün bir kız çocuğu doğurdu.

He leaves a widow and a daughter.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.

Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, "I want candy."
En büyük kız "şeker istiyorum" diyerek birdenbire konuştu.

My elder daughter Magdalena is like an angel.
En büyük kızım Magdalena bir melek gibidir.

My elder daughter is Magdalena Zarębówna.
En büyük kızım Magdalena Zarębówna'dır.

I don't know if you've noticed, but Tom seems to have fallen in love with your daughter.
Fark ettin mi, bilmem; ama Tom senin kızına abayı yakmış gibi duruyor.

You have a lovely daughter.
Güzel bir kızın var.

I saw Tom's daughter last week.
Geçen hafta Tom'un kızını gördüm.

Helen is very worried about her daughter.
Helen kızı hakkında çok endişeli.

I've always wanted a daughter.
Her zaman bir kız çocuğu istedim.

The Joneses love their daughter.
Jones ailesi kız çocuklarını seviyor.

He was impatient to see his daughter.
Kız çocuğunu görmek için çok sabırsızdı.

The daughter knits.
Kız örüyor.

He had been living in Nagano for seven years when his daughter was born.
Kızı doğduğunda, o yedi yıl boyunca Nagano'da yaşıyordu.

His daughter grew to be a beautiful woman.
Kızı güzel bir kadın oldu.

Her daughter ran away with a young author.
Kızı genç bir yazarla kaçtı.

He's always worrying about his daughter.
Kızı hakkında her zaman endişeleniyor.

His daughter is quick in her movements.
Kızı hareketlerinde hızlıdır.

She made a new dress for her daughter.
Kızı için yeni bir elbise yaptı.

His daughter is eager to go with him anywhere.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.

My daughter went to Britain three years ago.
Kızım üç yıl önce İngiltere'ye gitti.

My daughter's driving me crazy.
Kızım beni deli ediyor.

My daughter is the apple of my eye.
Kızım benim gözümün bebeğidir.

My daughter had a concussion.
Kızım beyin sarsıntısı geçirdi.

My daughter often had asthma attacks when she was a child.
Kızım bir çocukken sık sık astım atakları yaşardı.

My daughter wants a piano.
Kızım bir piyano istiyor.

My daughter is buying milk from the store.
Kızım dükkândan süt alıyor.

My daughter is fast asleep.
Kızım derin uykuda.

My daughter tells me I'm old-fashioned because I don't use a cellphone.
Kızım eski kafalı olduğumu söyler çünkü cep telefonu kullanmam.

My daughter sleeps eight hours a day.
Kızım günde sekiz saat uyur.

My daughter is still at work.
Kızım hâlâ işte.

My daughter is in the hospital because she was injured in a traffic accident.
Kızım hastanede, çünkü bir trafik kazasında yaralandı.

My daughter is to get married in June.
Kızım haziran ayında evlenecek.

I'm going to buy a camera for my daughter.
Kızım için yeni bir fotoğraf makinası alacağım.

My daughter loves jumping rope.
Kızım ip atlamayı sever.

How much should my daughter be eating?
Kızım ne kadar yiyor olmalı?

My daughter is barely fifteen.
Kızım neredeyse on beş yaşındadır.

Can my daughter go to school?
Kızım okula gidebilir mi?

My daughter likes egg yolks.
Kızım yumurta sarısını seviyor.

My daughter came to see me from time to time.
Kızım zaman zaman beni görmeye geldi.

My daughter, Kate, won a singing competition and I'm proud of her.
Kızım, Kate, bir şarkı yarışmasını kazandı ve ben onunla gurur duyuyorum.

I'm writing a letter to my daughter.
Kızıma bir mektup yazıyorum.

Don't touch my daughter!
Kızıma dokunma!

I am breast-feeding my daughter.
Kızımı emziriyorum.

I have no idea how to do deal with my daughter.
Kızımı nasıl idare edeceğim hakkında bir fikrim yok.

I love my daughter.
Kızımı seviyorum.

My daughter's name is Mary.
Kızımın adı Mary'dir.

My daughter has braces.
Kızımın diş telleri var.

I'm convinced that my daughter will pass the exam.
Kızımın sınavı geçeceğine ikna oldum.

We have a daughter who is married to a Frenchman.
Kızımız bir Fransız'la evli.

Our daughter burned her finger with a match.
Kızımız bir kibrit ile parmağını yaktı.

Our daughter will be in the Shichi-Go-San festival this year.
Kızımız bu yıl Shichi-Go-San festivalinde olacak.

We are anxious about our daughter's health.
Kızımızın sağlığı hakkında endişeliyiz.

Can you find the time to play with our daughter?
Kızımızla oynamak için zaman bulabilir misin?

That's what I expected of my daughter.
Kızımdan beklediğim odur.

I'm not proud of my daughter.
Kızımla gurur duymuyorum.

Your daughter is very pretty.
Kızın çok hoş.

Your daughter isn't a girl anymore.
Kızın artık bir kız değil.

Is your daughter here?
Kızın burada mı?

My daughter is in her late teens.
Kızın ergenlik çağının sonlarındadır.

Do you have a daughter?
Kızın var mı?

He left his daughter a great fortune.
Kızına büyük bir servet bıraktı.

She got her daughter a personal computer.
Kızına bir kişisel bilgisayar aldı.

He bought his daughter a new dress.
Kızına yeni bir elbise satın aldı.

He kissed his daughter on the forehead.
Kızını alnından öptü.

He introduced his daughter to me.
Kızını bana tanıttı.

Would you want your daughter to marry a guy like me?
Kızını benim gibi bir adamla evlendirmek ister misin?

She wants to marry her daughter to a doctor.
Kızını bir doktorla evlendirmek istiyor.

I love your daughter.
Kızını seviyorum.

He wept over his daughter's death.
Kızının ölümü üzerine ağladı.

He broke down completely on hearing of his daughter's death.
Kızının ölümünü duyunca tamamen yere yığıldı.

She could not keep her daughter from going out.
Kızının dışarı çıkmasına engel olamadı.

He wrote to his daughter's husband.
Kızının kocasına yazdı.

Your daughter is not a child any more.
Kızınız artık bir çocuk değildir.

When did your daughter come become an adult?
Kızınız ne zaman bir yetişkin oldu?

What's your daughter's name?
Kızınızın adı nedir?

You must be very proud of your daughter.
Kızınızla çok gurur duyuyor olmalısınız.

She may be proud of her daughter.
Kızıyla gurur duyabilir.

My daughter is a tomboy.
Kızkardeşim bir erkek gibidir.

Their daughter Chelsea was born in 1980.
Kızları Chelsea, 1980 yılında doğdu.