Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Şehir olan City kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. City ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

City kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"You will never guess who I met in the city today!" "Maria?" "What? How do you know that?"
"Bugün şehirde kiminle karşılaştığımı asla tahmin edemeyeceksin." "Maria mı?" "Ne? Bunu nasıl biliyorsun?"

Vatican City with its 0.44 km² is the world's smallest state.
0.44 km²'lik Vatikan, dünyanın en küçük ülkesidir.

When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.
2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.

By the year 2020, the population of our city will have doubled.
2020 yılına kadar şehrimizin nüfusu ikiye katlanmış olacak.

Oslo is the largest city in Norway with a population of 629,313.
629,313 nüfusu olan Oslo Norveç'teki en büyük şehirdir.

There are many talented people in our city, but Tom isn't one of them.
İlimizde birçok yetenekli insan var, ama Tom bunlardan biri değildir.

Which city are you going to visit first?
İlk olarak hangi şehri ziyaret edeceksiniz?

Istanbul is the city she likes the most.
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.

The station is in the center of the city.
İstasyon, şehir merkezindedir.

I passed the city hall on my way to the station.
İstasyona giderken belediye binasını geçtim.

Do you know how far it is from the station to city hall?
İstasyonun belediye binasına ne kadar uzaklıkta olduğunu biliyor musunuz?

The riot spread across the city.
İsyan şehirde yayıldı.

The capital city of Italy is Rome.
İtalya'nın başkenti Roma'dır.

Because it is an interesting and beautiful city?
Çünkü o ilginç ve güzel bir şehirdir?

The transition from farm life to city life is often difficult.
Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.

Shanghai is the fastest-growing city in the world.
Şangay dünyanın en hızlı büyüyen kentidir.

The man got away from the city.
Adam şehirden kaçtı.

The city was founded in 573.
Şehir 573'te kuruldu.

The city was full of hungry soldiers.
Şehir aç askerlerle doluydu.

The city was bombed by enemy planes.
Şehir düşman uçakları tarafından bombalandı.

The city fell to the enemy.
Şehir düşmanın eline geçti.

They are amid the city noises.
Şehir gürültüsünün ortasındalar.

The city was in ruins.
Şehir harabeye dönmüştü.

I don't think I'm cut out for city life.
Şehir hayatına uygun olmadığımı düşünüyorum.

He stressed the convenient aspects of city life.
Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

There are several advantages to city life.
Şehir hayatının farklı avantajları var.

The city is found west of London.
Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.

The city lies east of London.
Şehir Londra'nın doğusuna uzanmaktadır.

He has a bookstore in the center of the city.
Şehir merkezinde onun bir kitapçı dükkanı vardı.

There are many pigeons in the City Square.
Şehir meydanında çok sayıda güvercin vardır.

The city is completely devastated.
Şehir tamamen harap ediliyor.

He exposed corruption in the city government.
Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.

The noise of city life annoys me greatly.
Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.

The city was destroyed by fire.
Şehir yangın tarafından tahrip edildi.

The city wants to extend the road.
Şehir yolu genişletmek istiyor.

The city isn't the one I left six years ago.
Şehir, benim altı yıl önce bıraktığım şehir değil.

The number of cars running in the city has increased.
Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.

We want to rent an apartment in the city.
Şehirde bir apartman kiralamak istiyoruz.

They need to find an apartment in the city.
Şehirde bir daire bulmak zorundalar.

A rumor circulated through the city.
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.

I plan to stay in the city.
Şehirde kalmayı planlıyorum.

Do you live in the city?
Şehirde mi yaşıyorsunuz?

A curfew was imposed on the city.
Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.

I'm living in the city.
Şehirde yaşıyorum.

I live in the city.
Şehirde yaşıyorum.

He wants to live in the city.
Şehirde yaşamak istiyor.

She wants to live in the city.
Şehirde yaşamak istiyor.

I want to live in the city.
Şehirde yaşamak istiyorum.

He had to leave the city, so he moved to Berlin.
Şehirden ayrılmak zorundaydı, bu yüzden Berlin'e taşındı.

I want to go to the city.
Şehre inmek istiyorum.

Why did you go to the city?
Şehre neden gittin?

We drove across the city.
Şehri baştan başa gezdik.

Do you like the city?
Şehri seviyor musun?

We have 24 hours to evacuate the city.
Şehri tahliye etmek için 24 saatimiz var.

Our city sits on an active fault.
Şehrimiz aktif bir fay hattı üzerindedir.

Our city was covered with smog.
Şehrimiz duman kaplıydı.

Our city is getting bigger and bigger.
Şehrimiz gittikçe büyüyor.

There is a library in our city.
Şehrimizde bir kütüphane vardır.

A plane is flying above the city.
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.

Dark clouds were brooding over the city.
Şehrin üzerinde kara bulutlar vardı.

The city has a large population.
Şehrin büyük bir nüfusu vardır.

I'd like a map of the city.
Şehrin bir haritasını istiyorum.

Do you know this part of the city very well?
Şehrin bu kısmını çok iyi biliyor musunuz?

The mountains were all around the city.
Şehrin dört bir yanı dağlarla çevriliydi.

There is a station in the center of the city.
Şehrin merkezinde bir istasyon var.

We live in the center of the city.
Şehrin merkezinde yaşıyoruz.

A fire broke out in the middle of the city.
Şehrin ortasında bir yangın patlak verdi.

How many schools are there in your city?
Şehrinizde kaç tane okul var?

I like your city.
Şehrinizi seviyorum.

I want to see the sights in Akiruno city.
Akiruno şehrindeki manzaraları görmek istiyorum.

People of Almaty, let us create a child-friendly city!
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!

What's the largest city in Germany?
Almanya'daki en büyük şehir hangisidir?

What's the most beautiful city in Germany?
Almanya'daki en güzel şehir hangisidir?

What's your favorite city in the United States?
Amerika'da en sevdiğiniz şehir hangisi?

There is a library in every city in America.
Amerika'da her şehirde kütüphane vardır.

That is the main street of this city.
Şurası, bu şehrin ana caddesidir.

No city in Europe is as populous as Tokyo.
Avrupa'da hiçbir şehir Tokyo kadar kalabalık değildir.

No city in Europe is so populous as Tokyo.
Avrupa'da Tokyo kadar çok nüfuslu hiçbir şehir yoktur.

We climbed high enough to see the whole city.
Bütün şehri görecek kadar yükseğe tırmandık.

Have you ever lived in a big city?
Büyük bir şehirde yaşadın mı hiç?

I have no wish to live in a large city.
Büyük bir şehirde yaşama isteğim yok.

Living in a large city has many advantages.
Büyük bir şehirde yaşamanın birçok avantajları var.

Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.

New York, where my father is staying on business, is a much more dangerous city than Tokyo.
Babamın iş nedeniyle kaldığı New York, Tokyo'dan çok daha tehlikeli bir şehirdir.

Bangkok is Thailand's capital city.
Bangkok, Tayland'ın başkenti.

Some people say Boston is a dangerous city.
Bazı insanlar Boston'un tehlikeli bir şehir olduğunu söylüyorlar.

The mayor administers the affairs of the city.
Belediye başkanı kent işlerini yönetir.

The mayor presented him with the key to the city.
Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.

The city hall is just around the corner.
Belediye binâsı, alanın sadece etrafında.

Where is the city hall?
Belediye binası nerede?

Can you tell me how to get to the city hall?
Belediye binasına nasıl gidildiğini söyler misiniz?

How long does it take to walk to the city hall?
Belediye binasına yürümek ne kadar sürer?

I'm in the city.
Ben şehirdeyim.

I live in a big city.
Ben büyük bir şehirde yaşıyorum.

I'd like a city map.
Ben bir şehir haritası istiyorum.

I really like city life.
Ben gerçekten şehir hayatını severim.

I'll show you the city.
Ben sana şehri göstereceğim.

I think Boston is the most beautiful city in the world.
Bence Boston dünyadaki en güzel şehir.

There was a large castle in my city.
Benim şehrimde büyük bir kale vardı.

The population of my city is about two-thirds as large as that of this city.
Benim şehrin nüfusu bu şehrin üçte ikisi kadar büyüktür.