Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Inşa olan Built kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Built ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Built kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

They built the first electric car.
İlk elektrikli otomobili yaptılar.

The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.

They built a fence around the farm.
Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.

Most Japanese houses are built of wood.
Çoğu Japon evleri ahşaptan yapılır.

The boys built a raft.
Çocuklar bir sal yaptı.

The man built up a large fortune.
Adam büyük bir servet yaptı.

A famous architect built this house.
Ünlü bir mimar bu evi inşa etti.

He built castles in the air all day.
Bütün gün boşa kürek salladım.

Many new properties are being built in the suburbs.
Banliyölerde birçok yeni emlak inşa ediliyor.

Some built houses partly underground.
Bazıları kısmen yer altında evler yaptı.

I built a new house.
Ben yeni bir ev inşa ettim.

The building was built in 1960.
Bina 1960'ta yapıldı.

A house is built on top of a solid foundation of cement.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.

The United Nations Building was built in 1952.
Birleşmiş Milletler binası 1952'de inşa edildi.

They built a snowman together.
Birlikte bir kardan adam yaptılar.

We want to bring language tools to the next level. We want to see innovation in the language learning landscape. And this cannot happen without open language resources which cannot be built without a community which cannot contribute without efficient platforms.
Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

Our rocket is being built.
Bizim roket yapılıyor.

The area is built up now.
Bu alan şu anda inşa edilmiştir.

I built this company.
Bu şirketi kurdum.

I built this doghouse by myself.
Bu köpek kulübesini kendi başıma yaptım.

This bridge was built two years ago.
Bu köprü iki yıl önce yapıldı.

This castle was built in 1610.
Bu kale 1610'da yapıldı.

This church was built in the 12th century.
Bu kilise 12.yüzyılda inşa edilmiştir.

This hotel was built last year.
Bu otel geçen yıl yapıldı.

When was this temple built?
Bu tapınak ne zaman inşa edildi.

This was built long ago.
Bu uzun zaman önce inşa edildi.

This is the house that Jack built.
Bu, Jack'in inşa ettiği evdir.

I'm the one who built this.
Bunu inşa eden benim.

Who built this?
Bunu kim inşa etti?

I built this for you.
Bunu senin için yaptım.

Tom and his dad built this.
Bunu Tom ve babası inşa etti.

A new hotel will be built here next year.
Burada önümüzdeki yıl yeni bir otel inşa edilmiş olacak.

This was built some 500 years ago.
Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.

I built an amplifier yesterday.
Dün bir anfi yaptım.

The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr.
Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.

They built bigger and better ships.
Daha büyük ve daha iyi gemiler yaptılar.

Disneyland was built in 1955.
Disneyland 1955 yılında yapılmıştır.

My brother had a house built in Urawa last month.
Erkek kardeşim geçen ay Urawa'da bir ev yaptırdı.

The house is being built now.
Ev şimdi inşa ediliyor.

The house was built several hundred years ago.
Ev birkaç yüz yıl önce inşa edildi.

The house is built of red bricks.
Ev kırmızı tuğladan yapılmıştır.

Houses can't be built in this area.
Evler bu alanda yapılamazlar.

The skyscraper was built on a solid foundation.
Gökdelen sağlam bir temel üzerine inşa edildi.

Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.

He had a new house built last year.
Geçen yıl yeni bir ev yaptırdı.

I immediately built a fire.
Hemen bir ateş yaktım.

The statue was built in France.
Heykel Fransa'da yapıldı.

They built the walls of the fortress without using cement at all.
Hiç çimento kullanmadan kalenin duvarlarını inşa ettiler.

John built a bookcase.
John bir kitaplık yaptı.

The royal palace was built on a hill.
Kıraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.

He built up a good business in a short time.
Kısa sürede iyi bir iş kurdu.

The bridge is built of wood.
Köprü ahşaptan yapılmıştır.

The bridge must be built in six months.
Köprü altı ay içinde inşa edilmeli.

The bridge had been built before that time.
Köprü o zamandan önce yapılmıştı.

The people of the village built a wooden bridge across the river.
Köy halkı, nehir üzerinde ahşap bir köprü yaptılar.

When was the castle built?
Kale ne zaman inşa edildi?

Who built the snowman?
Kardan adamı kim yaptı.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

He built a new house for himself.
Kendisi için yeni bir ev yaptı.

The church is built in Gothic style.
Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.

The bookshelves are built into the walls of my room.
Kitap rafları odamın duvarına montelidir.

The bookshelf is built in.
Kitaplık gömmedir.

We built a fire on the beach.
Kumsalda ateş yaktık.

He has built up an excellent business.
Mükemmel bir iş kurdu.

When was it built?
Ne zaman inşa edildi?

A new bridge is being built over the river.
Nehir üzerine yeni bir köprü inşa ediliyor.

A bridge was built across the river.
Nehrin üzerine bir köprü yapıldı.

That house is built of bricks.
O ev tuğla ile inşa edilmiştir.

He doesn't know who built those houses.
O evleri kimin yaptığını bilmiyor.

She doesn't know who built those houses.
O evleri kimin yaptığını bilmiyor.

That castle was built in ancient times.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.

He has built two houses so far.
O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.

He built a fence around his house.
O, evinin etrafında bir çit inşa etti.

He built hospitals and helped the people of Africa improve their lives.
O, hastaneler inşa etti ve Afrika halkının yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı oldu.

He's well built.
O, iyi yapılıdır.

He built forty-eight forts.
O, kırk sekiz kale yaptı.

He built his son a new house.
O, oğluna yeni bir ev inşa etti.

I built my son a new house.
Oğluma yeni bir ev yaptım.

They built an extension to the office.
Ofise bir ilave yaptılar.

Schools were built.
Okullar yapıldı.

They say that a large dam will be built.
Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyorlar.

They built a safe building for earthquakes.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.

They built a bridge across the river.
Onlar nehrin üzerine bir köprü yaptılar.

They built their empire in Peru about five hundred years ago.
Onlar yaklaşık beş yüz yıl önce Peru'da imparatorluklarını kurdular.

They had built roads and bridges.
Onlar yollar ve köprüler yaptılar.

He built them on an assembly line.
Onları montaj bandı üstünde yaptı.

The model plane they built was fragile.
Onların yaptığı model uçak kırılgandı.

I built it.
Onu ben inşa ettim.

I built it myself.
Onu kendim kurdum.

Who built it?
Onu kim inşa etti?

They built it.
Onu onlar inşa ettiler.

His house was built of logs.
Onun evi kütüklerden yapılmıştır.

There you see the gate that Mr. Jones built.
Orada Bay Jones'in yaptığı kapıyı görüyorsunuz.

The Royal Palace in Paris was built in 1629 for Richelieu.
Paris'teki Kraliyet Sarayı 1629'da Richelieu için yapılmış.

He built a doghouse with his son on Sunday.
Pazar günü oğluyla birlikte bir köpek kulübesi yaptı.

The priest blessed the newly built church.
Rahip yeni yapılan kiliseyi kutsadı.

Rome wasn't built in a day.
Roma bir günde yapılmadı.

The shrine was built two hundred years ago.
Türbe iki yüz yıl önce inşa edildi.

Tom built a treehouse.
Tom bir ağaçevi yaptı.

Tom built a ship inside a bottle.
Tom bir şişenin içinde bir gemi inşa etti.