Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Kardeşim olan Brother kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Brother ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Brother kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.

As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.
İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

Arriving at the station, she called up her brother.
İstasyona vardığında, o, erkek kardeşini aradı.

I will get my brother to carry your bag for you.
Çantanızı sizin için erkek kardeşime taşıtacağım.

I'm often mistaken for my brother.
Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.

The boy is the same age as my brother.
Çocuk erkek kardeşimle aynı yaşta.

The boy singing a song is my brother.
Şarkı söyleyen çocuk benim erkek kardeşimdir.

He is not as intelligent as his older brother.
Ağabeyi kadar zeki değildir.

My elder brother finished his homework very quickly.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.

My big brother finished his homework very quickly.
Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.

My older brother knows how to drive.
Ağabeyim araba sürmeyi bilir.

My elder brother got a position in a big business.
Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.

My brother is two years older than I am.
Ağabeyim benden iki yaş büyüktür.

My older brother did all the preparation for us.
Ağabeyim bizim için bütün hazırlığı yaptı.

My older brother finished his homework very quickly.
Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.

My elder brother is an authority on philosophy.
Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir.

My elder brother is really tall, about 1.8m.
Ağabeyim gerçekten uzun boylu, yaklaşık 1.80m.

My older brother often stayed up all night reading novels.
Ağabeyim romanlar okuyarak bütün gece ayakta kaldı.

My older brother is watching TV.
Ağabeyim TV izliyor.

My older brother is planning to work at a drug factory.
Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

My older brother, Tom, was born here in Boston.
Ağabeyim, Tom, Boston'da burada doğdu.

I know your older brother quite well.
Ağabeyinin oldukça iyi olduğunu biliyorum.

Share your lunch with your brother.
Öğle yemeğini erkek kardeşinle paylaş.

My brother is a boy and my sister is a girl.
Abim bir oğlan ve ablam bir kız.

Where is your older brother right now?
Abin şu an nerede?

Her older brother is two years older than I.
Abisi benden iki yaş büyük.

The company is managed by my older brother.
Şirket ağabeyim tarafından yönetilir.

Is it true that you have a brother in Germany?
Almanya'da bir erkek kardeşinin olduğu doğru mu?

Take the keys to your brother.
Anahtarları erkek kardeşine götür.

At first, I mistook him for your brother.
Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım.

The first thing Andrew did was to find his brother Simon and tell him.
Andrew yaptığı ilk şey, kardeşi Simon bulmak ve onu anlatmaktı.

My mother bought my brother a yellow umbrella.
Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

I have a half brother.
Üvey bir erkek kardeşim var.

I'm sharing my flat with my brother.
Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

The boy washing the car is my brother.
Arabayı yıkayan çocuk benim erkek kardeşimdir.

She fell in love with her friend's brother.
Arkadaşinın erkek kardeşine aşık oldu.

I have a big brother.
Büyük bir erkek kardeşim var.

He blamed the failure on his brother.
Başarısızlık için erkek kardeşini suçladı.

At first, I thought he was your brother.
Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım.

My father and my brother work in this factory.
Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.

He had his brother help him with the gardening.
Bahçede kardeşine kendisine yardım ettirdi.

You remind me of your brother.
Bana kardeşini hatırlatıyorsun.

My baby brother sleeps ten hours a day.
Bebek erkek kardeşim günde on saat uyur.

The unexpected windfall has put my brother and his wife on easy street.
Beklenmeyen bir para erkek kardeşimin ve karısının maddi durumunu düzeltti.

I ran into your brother on the street.
Ben caddede erkek kardeşine rastladım.

Not I but my brother lives in Sendai.
Ben değil ama erkek kardeşim Sendai'de yaşar.

I am like my brother.
Ben erkek kardeşime benzerim.

I always confuse John and his twin brother.
Ben her zaman John'u ve onun ikiz erkek kardeşini karıştırırım.

I mistook him for my brother.
Ben onu erkek kardeşim sandım.

I mistook him for his brother.
Ben onu onun erkek kardeşi sandım.

I mistook you for your brother.
Ben seni erkek kardeşin sandım.

I'm your brother.
Ben senin biraderinim.

I'm older than your brother.
Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.

I'm Tom's half brother.
Ben Tom'un üvey erkek kardeşiyim.

You seem to have mistaken me for my older brother.
Beni ağabeyimle karıştırmış görünüyorsun.

He mistook me for my twin brother.
Beni ikiz erkek kardeşime benzetti.

I could not find my brother who was to meet me at the station.
Beni istasyonda karşılayacak erkek kardeşimi bulamadım.

I am often mistaken for my brother.
Beni sık sık erkek kardeşime benzetirler.

My older brother is a teacher.
Benim ağabeyim bir öğretmendir.

My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.

My brother is very tall.
Benim erkek kardeşim çok uzun.

He isn't my brother. He's my cousin.
Benim erkek kardeşim değildir. O benim kuzenimdir.

My brother is an immature boy.
Benim erkek kardeşim olgun olmayan bir çocuktur.

You're like a brother to me.
Benim için bir kardeş gibisin.

You were like a brother to me.
Benim için bir kardeş gibiydiniz.

My little brother goes to an elementary school.
Benim küçük erkek kardeşim ilkokula gidiyor.

My kid brother is twelve.
Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.

My little brother is watching TV.
Benim küçük erkek kardeşim TV izliyor.

My brother-in-law is a cop.
Benim kayınçom polis.

Beth is afraid of the dark because of her evil brother.
Beth kötü erkek kardeşinden dolayı karanlıktan korkuyor.

Bill took his brother to the zoo.
Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill is completely unlike his brother.
Bill kardeşinden tamamen farklıdır.

Bill took his little brother to the zoo.
Bill, küçük kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

I never can tell Bill from his brother.
Bill'e asla erkek kardeşinden bahsedemem.

I have an older brother and a younger sister.
Bir ağabeyim ve küçük bir kız kardeşim var.

I have one elder brother and a younger sister.
Bir ağabeyim ve bir küçük kız kardeşim var.

I have one big brother and two little sisters.
Bir ağabeyim ve iki kız kardeşim var.

I have an older brother and two younger sisters.
Bir ağabeyim ve iki küçük kız kardeşim var.

I have one older brother and one younger sister.
Bir ağabeyim ve küçük bir kız kardeşim var.

I have an older brother.
Bir abim var.

The boy riding a bicycle is my brother.
Bir bisiklete binen çocuk benim erkek kardeşimdir.

I share an apartment with my brother.
Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

I have a brother.
Bir erkek kardeşim var.

I have one brother.
Bir erkek kardeşim var.

I don't have a brother.
Bir erkek kardeşim yok.

You never told me you had a brother.
Bir erkek kardeşin olduğunu bana hiç söylemedin.

Do you have a brother?
Bir erkek kardeşin var mı?

He has a brother and two sisters.
Bir erkek ve iki kız kardeşi var.

I've got one brother and two sisters.
Bir erkek ve iki kız kardeşim var.

Am I my brother's keeper?
Biraderimin bakıcısı mıyım ben?

I had my bicycle fixed by my brother.
Bisikletimi erkek kardeşime tamir ettirdim.

We regarded the document as belonging to her brother.
Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.

We are brother and sister.
Biz erkek kardeş ve kız kardeşiz.

Tell us about your brother.
Bize erkek kardeşinden bahset.

Bob looks down on his brother for not being good at sports.
Bob sporlarda iyi olmadığı için erkek kardeşini küçümsüyor.

I have an older brother who lives in Boston.
Boston'da yaşayan bir ağabeyim var.

My brother in Boston is studying to become a teacher.
Boston'daki erkek kardeşim öğretmen olmak için öğrenim görüyor.

That's my brother.
Bu benim erkek kardeşim.

This is my brother.
Bu benim erkek kardeşim.

This bike is used by my brother.
Bu bisiklet erkek kardeşim tarafından kullanılır.