Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Kuş olan Bird kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Bird ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Bird kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

What do you call this bird in English?
İngilizcede bu kuşa ne dersiniz?

A good newspaper reporter takes advantage of what he learns from any source, even the "little bird told him so" type of source.
İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.

I see a bird on the roof.
Çatıda bir kuş görüyorum.

I can see a strange blue bird on the roof.
Çatıda garip mavi bir kuş görebiliyorum.

The boy captured the bird with a net.
Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.

The boy released a bird from the cage.
Çocuk bir kuşu kafesten saldı.

The hungry birds were eating from the bird feeder.
Aç kuşlar kuş besleyiciden yiyorlardı.

A bird is singing in the tree.
Ağaçta bir kuş ötüyor.

Suddenly, I saw a beautiful bird.
Aniden güzel bir kuş gördüm.

I've never seen this sort of bird.
Asla bu tür bir kuş görmedim.

What is the name of that bird?
Şu kuşun adı ne?

The hunter aimed at the bird, but missed.
Avcı kuşa nişan aldı fakat ıskaladı.

The hunter shot the bird.
Avcı, kuşu vurdu.

Look at this bird I just found.
Az önce bulduğum kuşa bak.

A large bird landed on the window sill.
Büyük bir kuş pencerenin pervazına indi.

I saw a bird flying over a tree.
Bir ağacın üzerinde uçan bir kuş gördüm.

A bird in the hand is better than two in the bush.
Bir avuçta kuş, çalıdaki ikisinden daha iyidir.

I'd rather be a bird than a fish.
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.

I can't draw a bird.
Bir kuş çizemem.

I am drawing a bird.
Bir kuş çiziyorum.

A bird was caught by a cat.
Bir kuş bir kedi tarafından yakalandı.

If I were a bird, I would have been able to fly to you.
Bir kuş olsam, sana uçabilirim.

Were I a bird, I would fly to you.
Bir kuş olsam, sana uçarım.

A bird can fly.
Bir kuş uçabilir.

A bird soared above.
Bir kuş yukarıda süzüldü.

I saw a bird fly across the sky.
Bir kuşun gökyüzünde uçuşunu gördüm.

A bird has wings.
Bir kuşun kanatları vardır.

There is a bird feeder in our backyard.
Bizim arka bahçede bir kuş besleyici var.

This is a bird sanctuary.
Bu bir kuş barınağı.

This bird is a wagtail.
Bu kuş bir sarı kuyruksallayan.

This bird can imitate the human voice.
Bu kuş insan sesini taklit edebilir.

This bird is in danger of dying out.
Bu kuş türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

This bird can fly.
Bu kuş uçabilir.

This bird can't fly.
Bu kuş uçamaz.

This bird cannot fly.
Bu kuş uçamaz.

This bird lives neither in Japan nor in China.
Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

What do you call this bird?
Bu kuşa ne diyorsunuz?

What is the name of this bird?
Bu kuşun adı ne ?

This bird's large wings enable it to fly very fast.
Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.

What kind of bird is this?
Bu ne çeşit bir kuş?

A gigantic bird came flying toward him.
Dev gibi bir kuş ona doğru uçarak geldi.

A bird in hand is safer than one overhead.
Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.

A bird in the hand is worth two in the bush.
Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.

What is your favorite bird?
En sevdiğiniz kuş nedir?

The early bird catches the worm.
Erken kalkan erken yol alır.

I saw a white bird on my way home.
Eve giderken beyaz bir kuş gördüm.

A bird was flying in the sky.
Gökyüzünde bir kuş uçuyordu.

The rose is a flower and the dove is a bird.
Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.

I saw a beautiful bird.
Güzel bir kuş gördüm.

A real friend is like a rare bird.
Gerçek bir arkadaş ender bir kuş gibidir.

Not every bird can sing.
Her kuş ötemez.

No bird soars too high if he soars with his own wings.
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.

The girl let the bird go.
Kız kuşu azat etti.

The girl let the bird loose.
Kız kuşu serbest bıraktı.

A little bird told me.
Küçük bir kuş bana söyledi.

A goose is a water bird.
Kaz bir su kuşudur.

I wish I could fly like a bird.
Keşke bir kuş gibi uçabilsem.

I wish I were a bird.
Keşke bir kuş olsam.

I wish I could become a bird.
Keşke bir kuş olsam.

I wish I had been a bird.
Keşke bir kuş olsaydım.

The cat crept toward the bird.
Kedi kuşa doğru süründü.

The cat sprang at the bird.
Kedi kuşa sıçrayarak atladı.

In my opinion, Twitter bird is the most evil bird in our world.
Kendi görüşüme göre Twitter kuşu, dünyamızdaki en kötü niyetli kuştur.

Nobody has seen the bird fly.
Kimse kuş sineği görmedi.

The bird is dead.
Kuş öldü.

The bird is singing. Can you hear it?
Kuş ötüyor. Duyabiliyor musun onu?

Bird watching is a nice hobby.
Kuş gözlemciliği güzel bir hobi.

The bird dipped its head into the water.
Kuş kafasını suya daldırdı.

The bird flapped its wings.
Kuş kanatlarını çırptı.

The bird spread its wings.
Kuş kanatlarını açıyor.

The bird was looking for worms.
Kuş solucanları arıyordu.

The bird flies.
Kuş uçuyor.

The bird is in its nest.
Kuş yuvasında.

He shot at the bird, but missed it.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.

I threw a stone at the bird.
Kuşa bir taş attım.

Feed the bird!
Kuşu besle!

Feed the bird.
Kuşu besle.

She set the bird free from the cage.
Kuşu kafesten özgür bıraktı.

He tried to catch the bird, but couldn't.
Kuşu yakalamaya çalıştı ama başaramadı.

The bird's wing was broken.
Kuşun kanadı kırıldı.

Let the bird fly away.
Kuşun uçmasına izin ver.

Have you heard of a bird called the Arctic Tern?
Kuzey kutbu kırlangıcı denilen bir kuş duydun mu?

Minnesota's state bird is the mosquito.
Minnesota'nın eyalet kuşu sivrisinektir.

Is it a bird?
O bir kuş mudur?

It is a bird.
O bir kuştur.

He's an early bird.
O erken kalkan biridir.

That pretty bird did nothing but sing day after day.
O güzel kuş her gün ötmekten başka bir şey yapmadı.

What's that bird?
O kuş nedir?

What's that bird called?
O kuşa ne denir?

What is this bird called?
O kuşa ne denir?

It's just a bird.
O sadece bir kuş.

He aimed at the bird.
O, kuşa nişan aldı.

She watched the bird carefully.
O, kuşu dikkatlice izledi.

He lost sight of the bird.
O, kuşu gözden kaybetti.

We saw the bird when we visited Okinawa.
Okinawa'yı ziyaret ettiğimizde kuşu gördük.

He showed him a bird.
Ona bir kuş gösterdi.

He thought that it was like a bird cage.
Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.

There's a bird on my dad's head.
Orada babamın başında bir kuş var.

Walking in the park, I found a baby bird.
Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.

Susan eats like a bird and leaves most of the food on her plate.
Susan bir kuş kadar yer ve yemeğinin çoğunu tabakta bırakır.